• 27.11.2015
  • 2387 defa okundu

Evet Çin işgali altındaki Ata
yurdumuz Doğu Türkistan’da bir kaç haftadır Uygur Türklerine adeta bayram
mutluluğu yaşatan, ama sonuç itibari ile haklı olarak bir o kadar da ürkütücü tablo
ve senaryoları da beraberinde  getirmekte
olan lakin size ve özgür dünyaya göre çok basit bir hak yada sıradan sayılacak
bir gelişme yaşandı.

Haftalardır telefonlar dinmiyor,
Doğu Türkistan’ın içindeki ve dışındaki mazlum Müslüman Uygurlar büyük bir
heyecanla birbirine haberler salıyor. ”nasıl oldu da bu zalim Çinliler böyle
bir insafa gelmiş? duydun mu? sonunda pasaport konusunda da olsa Uygurlara
ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapmaya son verilmiş,  fırsatı kaçırma, akrabalara da haber vermeyi
unutma!” deniliyor telefonların öbür ucunda. Bende 18 senedir pasaport
zorluluğu yüzünden anne baba hasreti çekmekte 
olan ve böyle  bir gelişme için her
namazımda Rabbime yalvarmayı hiç ihmal etmeyen bir Doğu Türkistanlı olarak
hemen anne babamı ve Kaşgar, Hoten, Urumçi’deki akrabalarımı aradım.

Evet pasaporta başvurmayan kimse
kalmamış, bazıları pasaport başvurusu için günlerdir sırada bekliyormuş. Resmi
olmayan rakamlara göre sadece Hoten’de Pasaporta başvuranların sayısı 2 milyonu
geçmiş, Kaşgar’da da keza milyonlarla ifade ediliyor. Urumçi, Kuçar, Turfan,
Aksu, Gulca, ve Kumul gibi diğer büyük illerde kaç kişi başvurmuş net bir bilgi
alınamıyor ama il ve ilçe emniyet müdürlükleri önünde metrelerce uzun
kuyrukların oluştuğu ve sıra alabilmek için geçe yarısından kalkıp kuyrukta
nöbet tutmakta olduğu gelen bilgiler arasında.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip
Erdoğan’ın 30 temmuz 2015 Pekin ziyaretinin akabinde Ağustos sonlarında Doğu
Türkistan da resmi olarak yayınlanan genelgeye göre pasaport almak isteyen
Uygurlar eskisi gibi onlarca çeşit bürokratik onaylara ve yıllar süren sorgu
sual işkencelerine tabi tutulmayacak ve (gerçi yasada olsa da gerçekte sadece
yerleşimci Çinliler için geçerli olan) ‘başvurduktan sonra en geç 15 gün
içerisinde pasaport alabilme’ hakkı sonunda Uygurlara da tanınacaktı.  Onlarca senedir pasaport alabilmenin
zorluluğu yüzünden  ”dünyada pasaport
kiraya verilen tek bölge ve para karşılığı anlaşmayla birinin pasaportu ile bir
diğeri yurt dışına çıkma riskine katlanan tek bölge” olarak da bilenen Doğu
Türkistan’da artık buna ihtiyaç kalmayacaktı. Dünyanın en gelişmemiş fakir
ülkelerinde bile doğal, sıradan bir temel insanı ihtiyaç ve hak olan pasaport
artık Uygurlar için de hayal olmayacaktı. 
Çin işgali altındaki sözde özerk Ata yurdumuz Doğu Türkistan’da bir kaç
haftadır Uygurlara adeta bayram heyecanı yaşatan büyük gelişme işte bu bir tek
pasaport konusunda yerleşimci Çinliler ile aynı hakka sahip olabilmeleri gibi
sıradan küçücük bir gelişme idi. 

”büyük mutluluklar küçük
şeylerde gizli” deyimin aslında Küçük şeylerin büyük şeyler gibi erişilmez
hale sokulduğundan kaynaklandığını tam anlamıyla kavramak için maziye bir nazar
etmenin yararlı olacağını düşünüyorum.

DAHA KISA SÜRE ÖNCESİNE KADAR BİR
UYGUR PASAPORT İÇİN 17 ÇEŞİT SORUŞTURMADAN GEÇMEK ZORUNDAYDI..!

Aslında onlarca yıldır Çin Halk
Cumhuriyeti’nin kendi vatandaşlarına olan güvensizliği seyahat engelleri
oluşturmasına sebep olurken, Çin Halk Cumhuriyeti’nin azınlık olarak kabul
ettiği milletlere gelindiğinde korkunç bir boyut almakta, bütün dünyada
serbestçe alınan bir pasaport için bir Uygur Türkü, 2 yıla kadar
bekleyebilmekte, bir yılda pasaport alınması ise sevindirici bir haber olmakta
hatta Yurt dışına çıkanlardan kefil istenmekte, ve ailenin bir kısmına pasaport
verilip diğer kısmına verilmeyerek adeta ‘rehin politikası’ izlenmekte idi.
Malumunuz bu tür olağanlaşmış uygulamalar dünyanın diğer bölgelerinde ancak
savaş veya sıkı yönetim şartlarında yapılmaktadır.

Güneydoğu Asya Ülkelerine kaçak
yollardan gelebilen ve Türkiye’ye selametle ulaşabilen Uygur Türklerinin
anlatımlarına göre; Müslüman Uygurların Tayland ve Malezya gibi güneydoğu Asya
ülkelerine kaçak yollardan gelmelerinin en önemli ve başta gelen sebeplerinden
biri Doğu Türkistan’da normal şartlarda pasaport alamamak olarak gösteriliyor.
Kaçak yollardan bu ülkelere çıkan Uygur Türkleri tutuklanıyorlar, aylarca
ormanlık alanlardaki sağlıksız ve elverişsiz toplama kamplarında kalıyor ve
perişan oluyor. Bu ülkelere gelebilen Uygurların çoğunluğu yasal ve normal
yollardan pasaport alamadıkları için bu kaçak yollara başvurmak zorunda
kaldıklarını belirtiyorlar.

Hür Asya Radyosu muhabiri Doç.
Dr. Erkin Emet’in imzasını taşıyan ve Mehmet Oğuz adındaki bir Uygur mülteciye dayandırılan
haberde bu süreç şöyle sıralanmaktadır:

Çin işgali altındaki Doğu
Türkistan’da yaşayan Uygur Türkleri yurt dışına çıkabilmek için pasaport’a
müracaat ettiklerinde ilk etapta 17 türlü güvenlik soruşturmasından olumlu
olarak geçmesi gerekiyor. Pasaport için müracaat eden bir Uygur Türkü bu
soruşturmalardan olumlu olarak geçebilirse de, ancak yıllar sonra
pasaportlarına kavuşabiliyordu.

 (Pasaport Formunda yer alan ve onay alınan kurumlar
:

 1. Kent(Köy)Komitesi 2.Emanet-Kredi Koopretifi 3. Mahalli Polis Merkezi 4.
Köy Planlı Doğum Komitesi)

Uluslararası İnsan Hakları ve
Hukuk Teşkilatlarınca bu konuda yayınlanan çeşitli raporlara göre , Doğu Türkistan’da
Çin işgalinde yaşamak zorunda olan Uygurların karşılaştıkları en büyük
problemlerden biri ve önemlisi de Uygurların Seyahat özgürlüğüne sahip
olamamaları olarak gösteriliyor.

Hür Asya Radyosu muhabiri Doç.
Dr. Erkin Emet’e konuşan Mehmet Oğuz adındaki bir Uygur mülteci , pasaport alma
konusundaki zorlukları şöyle anlattı: ” Doğu Türkistan’da yaşayan bir Uygur
yurt dışına çıkabilmek için Pasaporta müracaat ediyor. Kendisine Yurt dışına
çıkmak isteyenler için özel olarak hazırlanan bir form veriliyor. Bu form’da 17
değişik resmi kurum ve kuruluşun adı ve onay yeri bulunmakta. Şahıs cetveli
doldurarak bu 17 resmi kurum ve kuruluştan onaylatmak ve olur almak zorundadır.
Bunu tamamladıktan sonra ancak, pasaport alabiliyor. Eğer yerel Komünist
Partisi’nin yetkililerine önemli miktarda rüşvet verildiği taktirde bu form
ancak, 6- 7 ay sonra tamamlanabiliyor. Pasaport için müracaat edenlerin en az %
70’inın müracaatları ilk müracaatta zaten reddediliyor. Ancak, müracaat eden
etnik Çinli Vatandaş ise pasaport müracaatı 2-3 gün içinde tamamlanıyor ve
pasaportuna kavuşuyor.” şeklinde konuştu.
[1]

(Pasaport Formunda yer alan ve
onay alınan kurumlar :
 1- Eğitim Müdürlüğü
2. Halk İşleri Bürosu 3. Fakirleri Destekleme İdaresi 4.  Emlak-İnşaat Bürosu  5. Siyasi Kanun Birleşik Cephe Bürosu 6.Köy
Yönetim Bürosu)

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip
Erdoğan’ın 30 temmuz 2015 Pekin ziyaretinin akabinde Doğu Türkistan’da resmi
olarak yayınlanan söz konusu genelgeyle bu bütün engellerin aniden kalkması
Doğu Türkistan’ın iç ve dışındaki bütün Uygurlar arasında hayretle karşılandı.

Şimdi soru şu ”Gün gittikçe her
Alanda Uygur Türklerine yönelik zulüm ve baskılarının şiddetini arttırmakta
olan Çin neden birden bire pasaport konusunda Uygurlara hiç beklenmedik
kolaylıklar sağlama kararı almıştır?”

1) Çin işgal yönetiminin
Uygurların seyahat özgürlüğünü gasp etmekte ve seyahat hukukunu ayaklar altına
almakta olduğuna dair onlarca senedir Türkiye, ABD, AB, BM ve Uluslararası Af
Örgütü başta olmak üzere dünyanın etkin ülkeleri ve insan hakları örgütleri
tarafından hazırlanıp, dünya kamuoyuna sunulmakta olduğu raporlar Çini köşeye
sıkıştırmış ve Çin BM 70. Genel kurulunda eleştiri oklarından kurtulmak için
böyle bir gevşeklik sağlamış olabilir.

Özellikle bu gelişmeden sonra
Doğu Türkistan’dan Türkiye’ye yeni gelen kardeşlerimizden edindiğimiz bilgiye
göre, Doğu Türkistan’da ki mazlum kardeşlerimiz; sağlanan söz konusu pasaport
kolaylığını Cumhurbaşkanın Çin ziyareti ile bağlamakla kalmayıp, hatta Çin
Devlet Başkanı Şi ile yapılan görüşmede Erdoğan’ın bu konuyu gündeme getirdiği,
Uygurların mutluluğu ve memnuniyeti Türk-Çin Diplomatik ilişkilerinin garantörü
olduğunu hatırlatarak, çok sert bir dille uyardığı, o yüzden Çin yönetimi
pasaport konusunda da olsa Uygurlara hak tanımak zorunda kaldığı ağızdan ağza
dolaşan rivayet haline gelmiş durumdadır. bu da elbette ki mazlum kardeşlerimizin
Türkiye’den ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ne kadar saf, büyük beklentiler
içerisinde olduğunun ve o masumane arzu, ümitlerin  bir yansımasıdır.

Şu da bir gerçek ki, 30 ekim 2010
da dönemin içişleri bakanı Beşir Atalay’ın Çin ziyaretinin ana gündemini Uygur
meselesi teşkil etmesi ve özellikle parçalanmış aileler (yanı, Türkiye ile Doğu
Türkistan arasında parçalanmış aileler) konusunu ele alarak, pasaport
sıkıntılarından dolayı Uygur kardeşlerimizin Türkiye deki aileleriyle bir araya
gelememesini gündeme taşıması, sonrasında iki ülke dışişleri bakanlıkları
arasında konuyla ilgili yapılan defalarca görüşmeler ve yıllar süren çuvallar
dolusu yazışmaların de önemli etkisi olmuş olabilir elbette.

Şimdi gelelim işin
endişelendirici kısmına;

Genel olarak bakıldığında Çin’in
pasaport konusunda Uygurlara hak tanıması fazla inandırıcı gelmemektedir. Çünkü
Doğu Türkistan’da sadece Uygurlara yönelik şehirlerarası seyahat ve
ziyaretlerinde yeni getirilen kısıtlama ve yasaklamalar hala kalkmamıştır.
Şehirlerarası seyahat için yeşil kart ya da seyahat belgesi almak zorundadır. Müslüman
Uygur Türklerine uygulanan bu kısıtlamalara göre, başka bir bölgeye Seyahat
etmek isteyen Uygurların seyahat belgesi alabilmek için 4 çeşit sorunun
cevaplandırıldığı beyanname doldurmaları ve bu beyanname yerel ÇKP. Yönetimince
uygun görülmesi halinde seyahat belgesi yada yeşil kart düzenlediği ve seyahat
belgesi olmayanları seyahatlerine izin verilmediği ve toplu ulaşım vasıtalarına
alınmamakta olduğu bir gerçektir. Acaba yurt içindeki bu ilkel yasaklamalar
kalkmamışken birden bire pasaport kolaylığı ne kadar inandırıcı olabilir ki?
Dolayısıyla aşağıda ki gibi bir çok endişe herkesin kafasında soru işareti
haline gelmiş durumdadır;

1- Çin’in Doğu Türkistan’a daha
fazla nüfus yerleştirmesine engel olan en önemli etken Doğu Türkistan’ın doğal
yapısıdır. Doğu Türkistan’da ki kuraklık ve su kaynaklarının yetersizliği
demografik yapısının değiştirilmesine geçit vermemektedir. Dolayısıyla acaba
Çin Uygurlara pasaport hakkı tanıyarak yurt dışına çıkmalarını kolaylaştırmak
suretiyle inanılmaz aşırı Çin zulmü yüzünden bunalıma giren Uygurlar arasında
yeni bir göç dalgası yaratmak  ve onların
yerine Çinlileri yerleştirmek istemiş olabilir mi?

2- Doldurulması gereken yeni
pasaport formunda; Uygurların yurt dışında kiminle görüşeceği, akrabalarının
kimliği, nerede ve ne işle meşgul olduğuna dair kapsamlı bilgi istenmektedir.
Çünkü pasaport zorluluğu yüzünden son 2-3 sene içerisinde kaçak yollarla göç
eden Uygurların; kimlikleri, sayısı ve nerede oldukları bilinmez hale gelmiş
olup, acaba Çin bu istihbarat zafiyetini düzeltmek için söz konusu yeni
pasaport kolaylığını yem olarak öne sürmüş olabilir mi?

3- Gerçi pasaport almanın önünde
ki engeller kalkmış olsa da yurtdışına çıkmanın ön şartları olan kişi başına
10-20 bin dolar gibi yüklü miktarda kefalet parası yatırma ve iki resmi memurun
kefil olma şartlarının kalktığına dair hiçbir genelge yayınlanmamıştır.
Dolayısıyla pasaport aldıktan sonra da Uygurların yurtdışına çıkabilmesi netlik
kazanmamıştır. Acaba ekonomik yönden gittikçe zayıflayan Çin; pasaport ücreti
ve kefalet parası tahsil etmek suretiyle Uygur kardeşlerimizin birikimlerini
gasp etmek ve ekonomik yönden güç kazanmak istemiş olabilir mi?

Sonuç olarak zamanla her şey
aydınlanacaktır. Allah’a güvenen ve bir tek Allah’a inanan Uygur Müslüman
kardeşlerimiz ”Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak
kuranların en hayırlısıdır.” ayeti kerimesine sımsıkı sarılarak yollarına
devam edecektir.


KAYNAKLAR:http://www.uyghurnet.org/bir-uygur-pasaport-icin-16-guvenlik-sorusturmadan-gecmek-zorunda/

 

Mir Kamil Kaşgarlı


[1] http://www.uyghurnet.org/bir-uygur-pasaport-icin-16-guvenlik-sorusturmadan-gecmek-zorunda/

  • Kaynak:
  • Etiketler: