İlmi Fikri Araştırmalar Merkezi (İFAM), Ümmet coğrafyasının serhatından, Doğu Türkistan’dan gelen Müslümanları ağırladı.

Doğu Türkistan’dan gelen Müslümanlar ile birlikte iftar yapan  İFAM kurucu başkanı İhsan Şenocak iftarın ardından bir konuşma yaptı.

İftardan sonra zulüm coğrafyasında şehadete kavuşan ve bilhassa Çin zindanlarında Rahmete nâil olup âlî şuhedâ zûmresine dahil olan Abdulâhad Berad Mahsum Hazretlerinin gıyabında cenaze namazı kılındı.

Namazdan sonra azîz milletimizin al bayrağı ve kardeşlerimizin gök bayrağı altında Türkistan’dan gelen hocalarımızın konuşmaları dinlendi.

Abdulvâris Hotem konuşmaya başlayarak; Türkistan’daki zulmün tarihi seyrinden ve son ahvalden bahsederek firavun devrinde mazluma yapılan zulümler ile Çin zulmünü mukayese etti ve Doğu Türkistan’da Müslümanlara reva görülenlerin, aslında insanlığın tarihî seyir içinde eşine rastlamadığı boyutlara ulaştığını ifade etti. Bu zulümlere ek olarak ümmet coğrafyasındaki aldırmazlık ve lakaytlıktan şikâyet ederek; erkekler zindana atıldıktan sonra her türlü zulme maruz kalan, evlere gelen kafirlerin istediklerini götürdükleri Türkistanlı bacılarımızın, bizlere bunun hesabını soracağını hatırlattı. Bu musibetleri Müslümanlara hatırlatmanın ve yardım talep etmenin bile büyük cezalara düçâr olduğu; Hacca, umreye gitmenin senelerce hapsedilmekle cezalandırıldığı, en ufak dînî gayretlerin en azîm cürümlere denk tutulduğu, hatta Türkiye’yi ziyaret etmenin bile yıllarca beyin yıkama kamplarında mahkûmiyet demek olduğunu söyleyerek; Çin zâliminin yaptıklarının hesabını sormanın vaktinin çoktan geldiğini hatırlattı. Bu konuda her bir Müslümanın ferden ve cemiyet olarak en ufak bir hamleden bile çekinmeyerek elinden geleni yapması gerektiğinden dem vurdu.

Doğu Türkistanlı Hocalarımızın ardından kürsüye davet edilen İFAM kurucu başkanı İhsan Şenocak Hocaefendi’nin konuşmasının satırbaşları şu şekilde;

“Muhterem Kardeşlerim, bu akşam burada Abdulâhad Berad Mahsum Hazretlerinin gıyabî cenaze namazını kılmak için toplandık. İslam adına ümmet coğrafyasımızın en uzak noktasında, Allah ve Rasûl davası adına mücadele eden kardeşlerimize, bu yolda yalnız olmadıklarını anlatabilmek için buradayız. Buradan biz Urumçiyi, Abdulâhad Berad Mahsum Hocamızın rûhâniyetini selamlıyoruz.

Allah azze ve celle bu dini bedel ödeyen ulemâ ile korudu. Riddet yıllarında direnen Ebubekir radiyallahu anh ile, Ebû Hanîfe rahmetullahi aleyh ile, kırbaç yiyen ama Kuran-ı Hakim’e ihanet etmeyen Ahmed bin Hanbel rahimehullah ile korudu. Onlarca yıldır Çin zindanlarında mahkum olup işkence gören, Abdulâhad Berad Mahsum Hazretlerini Çin neden şehid etti? Ümmet-i Muhammed’in evlatlarına Hazreti Muhammed’i anlattığından, Kuran-ı Hakîm’in ayetlerini öğrettiğinden, onları tefsir ettiğinden, “Lâ İlâhe İllallah Muhammedur Rasûlullah” dediğinden dolayı şehid etti.

Kardeşlerim; Allah azze ve celle bu ümmet arasından Abdulâhad Berad Mahsum Hazretlerini seçti ve ona büyük makam ihsan etti. Şehadet gecesinden neler yaşadı bilmiyoruz ama şunu biliyoruz ki; Abdulâhad Berad Mahsum Hazretleri yıllarca Libya işgal edildiği zaman, İtalyan kafiri önünde eğilmeyen, “ Kafirler ! Uçaklarınız, tanklarınız, modern silahlarınız olsa da, Allahu Ekber diyenler önünüzde eğilmeyecek, ya zafer kazanacak ya şehîd olacağız !” diyen Ömer Muhtar gibi, Abdulâhad Hazretleri; “ Ey Çin Kafiri ! Âlem-i İslâm sussa, dursa, senden korksa da seksen küsür yaşında şehid olurken son sözüm Allahu Ekber olacak !” diyor.

Kardeşlerim; Çin kafirleri onlar Müslüman diye erkekleri zindanlara atıyor, Müslümanların evlerine geliyor, yatak odalarına giriyorlar. Evimize kafirlerin gelip kız kardeşlerimizi aldıklarını düşünün! Kuran-ı Kerîm’in sahibi buyuruyor ki; bu kitap masal kitabı değil, bu kitap diriliş kitabıdır. Eğer biz her biri bin adama bedel olan Ashab-ı Kiram Efendilerimiz gibi imân edersek, Hazreti Musa gibi Allahu Ekber diyebilirsek; Türkler, Kürtler, Araplar yeniden aynı sancak altında toplanabilirsek, Muhammed Aleyhisselam’a iman edenlerin uçakları Pekin semalarında uçacak, karargahlarını vuracak Allah’ın inayetiyle.

Kardeşlerim; burada 40 tane Doğu Türkistanlı hafız kardeşim var. Babalarını ya şehid ettiler ya zindanda müebbete mahkum ettiler. Annelerinin evlerinde Çinli kafirler var. Ümmetin kadınları diyorlar ki; “Ya Rab ! Bir milyar sekiz yüz milyon Müslümandan davacıyımEvimde Çin kafiri varken sesimi duymayan Müslümanları Sana şikayet ediyorum. “ Eğer bu çığlıkları duymazsak, mahşer günü iffeti kirletilen analar diyecek ki;“İşte bunlar Ya Rabbi ! İftar sofralarında keyif yapanlar bunlar Ya Rabbi ! Çin kafirinin malını kullanan bunlar Ya Rabbi ! Eğer bunlar Çin malını kullanmasalardı, Çin diye bir devlet kalmazdı Ya Rabbi ! Kızımı aldılar götürdüler, Camimi yaktılar yıktılar, eşimi öldürdüler, beni senden başka duyan kimseler yok ! “

Ey Müslümanlar; eğer biz Ashâb-ı Kirâm efendilerimiz gibi iman edersek; Amerika, Rusya, Çin, İsrail Âlem-i İslâm’da operasyon yapamayacaklar. O halde gelin Ey Müslümanlar; ayağa kalkmak için evlerimize, yüreklerimize, cemiyetimize yeniden İslam diyerek, Gazze’de şehid edilen hemşire kardeşimizin intikamını almak için, Doğu Türkistan’da iffeti kirletilen ümmetin kadınlarının iffetinin hesabını sormak için yeniden Sahabe-i Kirâm gibi Müslüman oluyoruz diyelim. Allah’ın inayetiyle göreceksiniz ki; bunu dediğimiz zaman İsrail’de, Pekin’de, New York’ta Hazreti Muhammed Aleyhisselam’ın ümmeti, sizler meydanlara çıkacaksınız, Fetih suresini okuyacaksınız. Ama bunun için sokaklarınıza, sahillerinize, evlerinize, okullarınıza Hazret-i Kuran’ı, Allah azze ve celle’nin buyruklarını hakim kılacaksınız.

Gazze davamızdır, Doğu Türkistan davamızdır; unutursak hepimizin ahirette vebalidir. Rabbimizin huzuruna bu veballe çıkmayalım. Hocalarımız tebliğ ettiler bize; sema şahit, Melekler şahit olsun, Allah azze ve celle bu davaya sadakatte ayaklarımızı tahkim eylesin. Hepimiz adına hocalarıma, Doğu Türkistanla ilgili bize bu çok müfid bilgileri verdikleri, bizi ümmetin bu cihadından haberdar ettiklerinden dolayı, muhabbetlerimi ve teşekkürlerimi arz ediyorum. “

  • Kaynak: http://www.akasyam.com/samsunda-dogu-turkistan-gecesi-ve-giyabi-cenaze-namazi-160839/
  • Etiketler: Çin, Doğu Türkistan, İlmi Fikri Araştırmalar Merkezi, İFAM, İhsan Şenocak, Abdulâhad Berad Mahsum, İsrail, Pekin, New York, Samsun, Gıyabi Cenaze Namazı