Rabia Kadir: Sayın Hakan Fidan’ın kucaklaşmasına sevindik ama sesini yeterli bulmadık
Rabia Kadir: Sayın Hakan Fidan’ın kucaklaşmasına sevindik ama sesini yeterli bulmadık
- 7.06.2024
- 40345 defa okundu
Türkiye dışişleri bakanı sayın Hakan Fidan 04-05.06.2024 tarihlerinde Urumçi , Kaşgar ziyaretleri esnasında karşılaştığı veya karşılaştırılan Uygurları bağrına bastı. Çok güzel selamlaştı buna çok sevindik. Lakin ağzından Uygurların gerçek durumunu ortaya çıkaracak tek bir söz duymadık , üzüldük.
Sayın Hakan Fidan’ın ziyaret esnasında Urumçi şehrindeki fabrika ve sanayi kuruluşların gelişmesine hayranlıkla izlemiştir. Elbette Çin’in iktisadi gelişmesi dünyaca bilinen bir gerçektir. Biz Uygurlar da bu iktisadi gelişmesini hiçbir zaman inkar etmedik. Mesele bu iktisadi gelişmenın Uygurlar’a zenginlik, huzur ve saadet degil bela ve felaket getirmiş olmasıdir. Çin bu iktisadi gücüne dayanarak Doğu Türkistan’da yaklaşık 380 yerleşim merkezinde hapishane ve toplama kampları inşa etti ; 3 milyondan fazla Uygura bu toplama kamplarında hapis hayatı yaşatıyor.
Çin bu iktisadi gücünden faydalanarak Uygur soykırımı konusunda Türk-İslam aleminin ağzını kapattı. Sayın Hakan Fidan gezdiği bu yerlerde Uygur dili ve medeniyetinin korunduğunu dile getirmiş; lakin Çin devletinin beklediği cümle bu idi, çünkü bu Uygur soykırımını yalanlamanın başka bir ifadesi idi .
Uygur dili ve kültürünün şu anki mevcut kısmı Çin’in yok etme hareketlerinden geride kalanlarıdır
Bu Çin’in merhameti değil, dil ve medeniyetin doğal kendini koruma fonksıyonun neticesidir. Çin bu medeniyeti tümüyle ortadan kaldırmak için bu topraklarda işgalden sonra devam eden baskı hareketini soykırım seviyesine götürmüştür.
Elbette Hakan Fidan’ın rengi gök bayrağı anımsatan kravatla gezmesi ,Uygur çocuklarla kucaklaşması, Uygur dedeler ve ninelerle görüşmesi bagrımızı ısındırdi. Ama sayın Hakan Fidan’ın karşılaştığı halktan gelen sinyali doğru anlamış mıdır ? bunu biz bilemeyiz ,mesela Kaşgar’da elini öptüğü nine niçin ağlamıştır? ‘’benim için dua edin’ ’dediği zaman o nine niçin dua edemeden başını öne eğip duruyor? Eğer sayın Hakan Fidan “Xinjiang polis dosyalari” adı verilen, sızdırılmiş belgelerin bir kaç sayfasına baksa dua ettiği için tutuklanan binlerce ninelerin, çocukların gözü yaşlı resimlerini görürdü.
2012 yılında sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Urumçide Çong Baazar ziyareti esnasında sokağın her iki tarafını Uygurlar doldurmuştu; sayın Hakan Fidan’ın ziyareti esnasında çöle dönmüş Cong Baazar , Heytgah camisi gezisi esnasında “Hani buradaki grup grup Uygurlar?” diyebilseydi ; Urumçide yüksek binaları, büyük fabrikaları gördüğünde “Bunun yüzde kaçı yerli halk olan Uygurlara ait ?” Diye sorabilseydi, eşit iki devlet arasındaki diplomatik ziyaretin havasını teneffüs etmiş olurduk.
Fidan CCTV’ye “Çin’in tek Çin politikasını, toprak bütünlüğünü ve egemenliğini destekliyoruz” diye Cin’in manfaatlarini yuksek tonda savunurken, Uygurlar hakkında “ Uygurların kültürel haklarına ve yaşamlarına ilişkin dünyada ve İslam dünyasındaki algının değişmesi Çin, için de, bizim için de, herkes için de faydalıdır” diyerek, yumusak, yuvarlak, muglak ses çıkarmıstır. Biz bu sesi soykirim gercegi ve iddiasi yasanan bir durum icin yeterli bulmuyoruz ve Turk-Islam aleminin önderi durumundaki bir devlet adamının olması gereken duruşuna ve ciddiyetine yakıştıramıyoruz. .
Sayın Hakan Fidan’ın Çin meslekdaşıyla özel görüşmelerde bizim icin biraz daha acik konuşmuş olabilir; Ama Uygur soykırımı dünyanın gözü önünde açıkça yürütülmektedir.
Bu soykırımın delilleri Türkiye’de de yeteri kadar var: Türkiye’de yaşamakta olan 50.000 Uygur ile yüz yüze ile röportaj yapsanız 95’i 1 ile 5 aile üyesinin cezaevinde olduğunu beyan eder. Çin 44 yıl önce Türkiye cumhuriyeti devleti vatandaşı olan Yahya Kurban ve Amina Kurban’ı 7 yıldır kendi memleketleri olan Kargılık’ta rehin tutuluyor, Türkiye’ye dönemiyor. Sayın Fidan Yahya Kurban’ın kızı Hankız Kurbanın İstanbul’dan Ankara’ya gönderdiği mektuplara bir baksaydı Urumçi’deki gelişmelerin ardındaki trajedileri de görürdü.
Çin’e boyun eğmeyen Uygur halkının manevi bir annesi olarak sayın Hakan Fidan’a gönlümden geçen sözleri iletmek istıyorum ‘’Çin nezaketi acizlik , hatır saymayı da korkaklık olarak bilir. Türkiye bu derece ihtiyatlı davranışla Çin ile sadece dış ilişkilerde değil ticarette de umdugu faydayı alamayacaktır . Kaşgar’daki büyükanne sizin için dua edemeyebilir ama ben edeceğim: Türkiye’ nin olan bütün menfaatlarını Allah korusun!!!!!!!!!!.
Rabia Kadir
Uygur Milli Hareketi Rehberi
- Kaynak: Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel MRK-KAYSERİ
- Etiketler: Doğu Türkistan.Çin,Uygur,Hakan Fidan,Urumçi,Kaşgar
- 7.06.2024
- 40345 defa okundu
Türkiye dışişleri bakanı sayın Hakan Fidan 04-05.06.2024 tarihlerinde Urumçi , Kaşgar ziyaretleri esnasında karşılaştığı veya karşılaştırılan Uygurları bağrına bastı. Çok güzel selamlaştı buna çok sevindik. Lakin ağzından Uygurların gerçek durumunu ortaya çıkaracak tek bir söz duymadık , üzüldük.
Sayın Hakan Fidan’ın ziyaret esnasında Urumçi şehrindeki fabrika ve sanayi kuruluşların gelişmesine hayranlıkla izlemiştir. Elbette Çin’in iktisadi gelişmesi dünyaca bilinen bir gerçektir. Biz Uygurlar da bu iktisadi gelişmesini hiçbir zaman inkar etmedik. Mesele bu iktisadi gelişmenın Uygurlar’a zenginlik, huzur ve saadet degil bela ve felaket getirmiş olmasıdir. Çin bu iktisadi gücüne dayanarak Doğu Türkistan’da yaklaşık 380 yerleşim merkezinde hapishane ve toplama kampları inşa etti ; 3 milyondan fazla Uygura bu toplama kamplarında hapis hayatı yaşatıyor.
Çin bu iktisadi gücünden faydalanarak Uygur soykırımı konusunda Türk-İslam aleminin ağzını kapattı. Sayın Hakan Fidan gezdiği bu yerlerde Uygur dili ve medeniyetinin korunduğunu dile getirmiş; lakin Çin devletinin beklediği cümle bu idi, çünkü bu Uygur soykırımını yalanlamanın başka bir ifadesi idi .
Uygur dili ve kültürünün şu anki mevcut kısmı Çin’in yok etme hareketlerinden geride kalanlarıdır
Bu Çin’in merhameti değil, dil ve medeniyetin doğal kendini koruma fonksıyonun neticesidir. Çin bu medeniyeti tümüyle ortadan kaldırmak için bu topraklarda işgalden sonra devam eden baskı hareketini soykırım seviyesine götürmüştür.
Elbette Hakan Fidan’ın rengi gök bayrağı anımsatan kravatla gezmesi ,Uygur çocuklarla kucaklaşması, Uygur dedeler ve ninelerle görüşmesi bagrımızı ısındırdi. Ama sayın Hakan Fidan’ın karşılaştığı halktan gelen sinyali doğru anlamış mıdır ? bunu biz bilemeyiz ,mesela Kaşgar’da elini öptüğü nine niçin ağlamıştır? ‘’benim için dua edin’ ’dediği zaman o nine niçin dua edemeden başını öne eğip duruyor? Eğer sayın Hakan Fidan “Xinjiang polis dosyalari” adı verilen, sızdırılmiş belgelerin bir kaç sayfasına baksa dua ettiği için tutuklanan binlerce ninelerin, çocukların gözü yaşlı resimlerini görürdü.
2012 yılında sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Urumçide Çong Baazar ziyareti esnasında sokağın her iki tarafını Uygurlar doldurmuştu; sayın Hakan Fidan’ın ziyareti esnasında çöle dönmüş Cong Baazar , Heytgah camisi gezisi esnasında “Hani buradaki grup grup Uygurlar?” diyebilseydi ; Urumçide yüksek binaları, büyük fabrikaları gördüğünde “Bunun yüzde kaçı yerli halk olan Uygurlara ait ?” Diye sorabilseydi, eşit iki devlet arasındaki diplomatik ziyaretin havasını teneffüs etmiş olurduk.
Fidan CCTV’ye “Çin’in tek Çin politikasını, toprak bütünlüğünü ve egemenliğini destekliyoruz” diye Cin’in manfaatlarini yuksek tonda savunurken, Uygurlar hakkında “ Uygurların kültürel haklarına ve yaşamlarına ilişkin dünyada ve İslam dünyasındaki algının değişmesi Çin, için de, bizim için de, herkes için de faydalıdır” diyerek, yumusak, yuvarlak, muglak ses çıkarmıstır. Biz bu sesi soykirim gercegi ve iddiasi yasanan bir durum icin yeterli bulmuyoruz ve Turk-Islam aleminin önderi durumundaki bir devlet adamının olması gereken duruşuna ve ciddiyetine yakıştıramıyoruz. .
Sayın Hakan Fidan’ın Çin meslekdaşıyla özel görüşmelerde bizim icin biraz daha acik konuşmuş olabilir; Ama Uygur soykırımı dünyanın gözü önünde açıkça yürütülmektedir.
Bu soykırımın delilleri Türkiye’de de yeteri kadar var: Türkiye’de yaşamakta olan 50.000 Uygur ile yüz yüze ile röportaj yapsanız 95’i 1 ile 5 aile üyesinin cezaevinde olduğunu beyan eder. Çin 44 yıl önce Türkiye cumhuriyeti devleti vatandaşı olan Yahya Kurban ve Amina Kurban’ı 7 yıldır kendi memleketleri olan Kargılık’ta rehin tutuluyor, Türkiye’ye dönemiyor. Sayın Fidan Yahya Kurban’ın kızı Hankız Kurbanın İstanbul’dan Ankara’ya gönderdiği mektuplara bir baksaydı Urumçi’deki gelişmelerin ardındaki trajedileri de görürdü.
Çin’e boyun eğmeyen Uygur halkının manevi bir annesi olarak sayın Hakan Fidan’a gönlümden geçen sözleri iletmek istıyorum ‘’Çin nezaketi acizlik , hatır saymayı da korkaklık olarak bilir. Türkiye bu derece ihtiyatlı davranışla Çin ile sadece dış ilişkilerde değil ticarette de umdugu faydayı alamayacaktır . Kaşgar’daki büyükanne sizin için dua edemeyebilir ama ben edeceğim: Türkiye’ nin olan bütün menfaatlarını Allah korusun!!!!!!!!!!.
Rabia Kadir
Uygur Milli Hareketi Rehberi
- Kaynak: Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel MRK-KAYSERİ
- Etiketler: Doğu Türkistan.Çin,Uygur,Hakan Fidan,Urumçi,Kaşgar