UYGURLAR BM’NİN KAPISINI ÇALIYOR
UYGURLAR BM’NİN KAPISINI ÇALIYOR
- 13.10.2022
- 32421 defa okundu
Doğu Türkistanlıların çilekeş, fedakar, manevi annesi Rabia KadirTaipei Times gazetesine verdiği röportajında BM ‘de oylanan Uygur sorunun reddedilmesi konusunda çarpıcı açıklamalarda bulunmuştur.
Uygur sorununun BM İnsan Hakları Konseyi toplantısında ele alınması önerisi geçen hafta Perşembe günü 19-17 oyla reddedildi. Öneriye karşı çıkan 19 oya dayanarak, Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Hua Chunying oylamayı Çin için bir zafer ilan etti.
Hua, Çin’de ulusal düşman olarak kabul edilen Uygur aktivistlere karşı bunu zafer ilan ederken, aynı Uygur aktivistler oylamayı başarısızlık olarak görmüyorlar, aksine teklifin lehindeki 17 oy için hiçbir ödeme yapmadık, Hiçbir ülkeye baskı yapmadık, şantaj yapmadık. Bu 17 oy gerçeklerden kaynaklanan bir gerçektir.
Bu oy farkının küresel insan hakları hareketi ve Batı’nın uluslararası sahnedeki etkisi açısından bir başarısızlık olması muhtemeldir.
Ancak Uygur aktivistler için BM İnsan Hakları Konseyi’nin kapısını çalabilmesi bir zaferdir. Çünkü Çin, yıllardır Uygur sorununun uluslararası düzeyde gündeme gelmesini önlemek için elinden geleni yaptı ve hatta defalarca Uygur aktivistlerin BM toplantılarından ihraç etti. Yurtdışındaki Uygur öğrenciler geri gönderildi ve Doğu Türkistan’da Uygur vatandaşların pasaport almaları yasaklandı.
Tüm bu eylemlerin amacı, Uygur meselesinin BM eşiğine ulaşmasını engellemekti.
Ancak öneri kabul edilmemesine rağmen, Uygurların durumu artık uluslararası arenanın gündeminde. Bir adım öne çıktı.
Hua ayrıca oylamayı “gelişmekte olan ülkelerin Batı ve Amerika üzerindeki zaferi” olarak nitelendirdi. Bu ifade yanlıştır. Ölümcül bir ülkeyi zorunlulukla takip eden gelişmekte olan ülkelerdir. Küba ve Venezuela gibi kendi insan hakları sorunlarını gizlemek isteyen ülkeler için bir karşı önlemdir. Çin’i çıkar için takip eden 1000 Kübalı, 1000 Pakistanlı ve 1000 Venezuelalı olsa bile bizim arkamızda bir Litvanyalı, bir Fransız veya bir Çek vatandaşının olması adalet adına yeterlidir. Bu bizim gururumuz, gücümüz ve umudumuz.
Hua, oylamanın adaletin adaletsizliğe karşı bir zaferi olduğunu söyledi, ancak gerçekte, aldatma ve şiddetin gerçeğe karşı bir zaferi. Bu geçici bir zafer çünkü Çin sadece Uygurlara karşı değil, aynı zamanda soykırım yoluyla insanlığa ve Tanrı’ya karşı da bir savaş yürütmektedir.
Teklifin reddedilmesi, tahminimizin dışında bir sonuç değildi. Bu nedenle yolumuzdan ve hedeflerimizden asla sapmayız.
Altı yıl önce Çin’in 1 milyondan fazla Uygur’u hapse attığını söylediğimizde dünya buna inanmamıştı. İki yıl sonra, BM Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi üyesi Gay McDougall, 2 milyon dan fazla Uygur’un siyasi kamplarda” beyinlerinin yıkandığını işkence gördüğünü dile getirdiğini söyledi.
2020’de 39 Batılı ülke Çin’in Uygur politikasını eleştiren bir açıklama yapınca 65 ülke buna karşı bir açıklama imzaladı. Ancak BM Uygur raporundan sonra bu sayı 65’ten 21’e düştü.
70 yıldır Çin yönetimi altında ezilen bir halk olarak Çin tehdidini çok iyi anlıyoruz, bu nedenle Pekin’e oy verenlerin bir gün sadece utanmakla kalmayacak, aynı zamanda pişman olacaklarına ve yaptıklarına pişman olacaklarına inanıyoruz. Tarih tarafından bunlar cezalandırılacaktır.
1997’de, zamanın ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, BM’de Uygur sorununu ilk kez gündeme getirdiğinde, “Çin’de Uygur adında bir halk var” diyerek dünyaya seslenmeye başlamıştı. Açıkça, var olduğumuzun açıklanması gerekiyordu. Bugün ise bir Uygur soykırımının olduğu var olduğu konusunda tartışmak üzereyiz.
Son 30 yılda Çin, Uygur halkını soykırım ile yok etme planını hızlandırdı ve Uygur aktivistler Uygur davasını BM İnsan Hakları Konseyi’nin kapısına kadar getirdi.
Bu zaferimizin başlangıcıdır. Geçen hafta skor 19-17 iken bir gün 1-46 olacağından şüphemiz yok çünkü teklife karşı çıkan 19 ses bugün dünyanın kötü gerçekliğine ışık tutarken, lehte 17 ses asilliği gösterdi. İnsanlığın doğası ve beklentilerimizi ortaya çıkardı.
Elbette bu sonuçtan, komşularımız ve “kardeşlerimiz” de dahil olmak üzere dünyayı daha iyi anlıyoruz.
Son olarak, altı yıldır hapishanelerde ve kamplarda bulunan 3 milyondan fazla Uygur tutsağı adına bize oy veren 17 temsilcinin ülke ve halkına şükranlarımızı sunuyoruz.
- Kaynak: Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel MRK-KAYSERİ
- Etiketler: Doğu Türkistan.Çin,Uygur,