Tutuklu Soydaşlarımız Serbest Bırakılmalıdır.
Tutuklu Soydaşlarımız Serbest Bırakılmalıdır.
- 25.01.2021
- 661941 defa okundu
GAZİ EĞİTİM MEZUNLARI VAKFININ BASIN BİLDİRİSİDİR
Ata-Yurdu Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine karşı yapılan baskı, vahşet ve zulüm soykırıma dönüşmüştür. Birer soykırım merkezi haline gelen toplama kamplarının acilen kapatılması ve tutuklu olan soydaşlarımızın bir an önce serbest bırakılması bir insanlık meselesidir.
Bin yıllık kadim Türk yurdu, 1949’dan beri Çin Halk Cumhuriyeti’nin işgali altındadır. insan hakları göz ardı edilerek uygulanan politikalarla kendi topraklarında esaret yaşatılan Doğu Türkistan Türklüğü yok edilmeye çalışılmaktadır. 21. yy da herkesin gözü önünde yaşatılan bu insanlık dramına ve soykırımına acilen son verilmelidir.
01 – 04 – 2017 tarihinde emperyalist Çin tarafından çıkarılan elli maddelik “Aşırılık ve terörle savaş yasası” ile kendi vatanlarında Uygur Türklerine yetmiş yıldır yapılan vahşet, insanlık dışı işkence uygulamaları her gün artarak devam etmektedir. Soydaşlarımıza yapılan kültürel soykırım dünyanın gözü önünde çocuk ve yaşlı demeden uygulanmaktadır.
Çin hükümetleri tarafından, “Siyasi ve Mesleki Eğitim Merkezleri” olarak tanımlanan aslında işkence merkezleri haline dönüşen binin üzerinde, “Toplu cezalandırma kampları” inşa edilmiştir. Uygur Türklerini sindirmek, korkutmak için yapılan bu toplama merkezleri, Nazi Almanya’sının toplama kamplarını hatırlatmaktadır. Bu soykırım kampları uluslararası evrensel hukuka da aykırıdır.
21. yy da emperyalist Çin’in, Doğu Türkistan’da kurduğu toplama kamplarında başta aydınlar, akademisyenler, kanaat önderleri, şair ve yazarlar, sanatçılar, sporcular ve iş adamları olmak üzere bir milyondan fazla Doğu Türkistan Türkü akıbetleri meçhul biçimde zorunlu olarak tutulmaktadır. İnsanlık dışı bu durum Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları ve Irkçılıkla Mücadele Komitelerinin açıkladığı raporlarla da belgelenmiştir.
Kamplarda çoğu yaşlı ve hasta olan bu tutuklulara psikolojik ve fiziki baskılar, zulüm ve işkenceler uygulanmaktadır. Bunların sonucunda hayatını kaybedenlerin sayısı gün geçtikçe artmakta ve ölüm nedenleri ile ilgili olarak ailelerine herhangi bilgi de verilmemektedir. Bu insanlık dışı uygulamayı ülkemizde bulunan soydaşlarımızın çaresizlik içinde, Çin büyük elçilikleri önünde “Ailem nerede” başlıklı eylemleriyle çaresizce dünya kamuoyuna duyurmaya çalışmaktadırlar.
Tutuklu Soydaşlarımız Serbest Bırakılmalıdır.
Toplama kamplarının kapatılarak, Çin zulmüne boyun eğmeyerek buralarda zorla tutulan Doğu Türkistan Türkleri bir an önce serbest bırakılmalıdır. Ulu Türkistan’ın gerçek sahipleri, Uygur Türklerinin sesi olan kanaat önderleri Çin zindanlarından çıkarılarak özgürlükleri geri verilmelidir. Bin yıllık Türk yurdu olan Doğu Türkistan toprakların da Uygur Türkleri, uluslararası evrensel hukukun ve BM kararlarının garantisi altında insanca yaşamaları sağlanmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti, iki ülkenin egemenlik ve eşitlik ilkeleri ile karşılıklı çıkarlara saygı temelinde suçluların iadesi kapsamındaki mevcut işbirliğinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi amacına dayanılarak 13 Mayıs 2017 tarihinde “Suçluların İadesi Anlaşması’nı imzalamışlardır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ve Avrupa insan hakları mahkemesi, Avrupa insan hakları sözleşmesi ve BM kararları doğrultusunda iade sürecinde iade edilecek devletin ölüm cezası uygulaması halini İnsan hakları ihlali olarak değerlendirmektedir.
Halbuki; Çin Halk Cumhuriyeti’nin terörist niteleme ve suçlamaları tamam etnik ırkçılık ve siyasi temellidir. Binlerce Uygur Türk’ü, kurşuna dizilerek idam edilmiştir. Bu hukuk dışı idamlar halen devam etmektedir. Tüm bu uygulamalar uluslararası denetimede kapalıdır.
83 milyon HALKIMIZA ve TBMM ÇAĞRIMIZDIR:
Çin Devleti’nin, toplama kamplarındaki karanlık faaliyetleri dünya kamuoyundan gizlenerek sistemli olarak ve insanlık dışı yöntemler uygulanarak devam etmektedir. TBMM Adalet Komisyonunda bekleyen bu anlaşma, insan haklarına, Türk devletinin tarihi duruşuna ve çıkarlarına uygun düşmemektedir.
Bu sebeple; yüce Türk Milletini temsil eden meclisimizin ilgili komisyonunda ve genel kurulunda bu anlaşmaya “RET OYU” verilerek, tarihe not düşmek milli bir vicdandır.
83 milyon insanımızı Doğu Türkistan bölgesinde, Uygur Türklerinin insanca yaşama haklarına karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyururuz. 20 – 01 – 2021
VAKIF YÖNETİM KURULU
Adına
Başkan Yunus DÜMEN
- Kaynak: Doğu Türkistan Kültür Ve Dayanışma Derneği
- Etiketler: Doğu Türkistan’Çin,Uygur,TBMM