• 5.07.2017
  • 3632 defa okundu

Katil Çin devletin 5 Temmuz 2009 yılında hür dünyanın gözü
önünde yapmış olduğu soykırım dünyanın bir çok ülkesinde Çin konsoloslukları
önünde Doğu Türkistan halkının yalnız olmadığı bu katliamın unutulmadığını bir
kez daha dile getirdiler.

Fransa’nın başkenti Pariste bulunan Doğu Türkistan dostlarından
oluşan  Objectif21  oluşumunun öncülüğünde Paris Çin elçiliği
önünde ellerinde Gökbayraklar ve albayraklar la  bir protesto eylemi gerçekleştirmiştir,elçilik
önünde yapılan bu protesto bir basın bildirisi okunarak
Çin zulmünü kınayarak,olaysız bir şekilde dağılmıştır,emeği geçen
tüm Doğu Türkistan dostlarına minnettarız sizler sayesinde bu kutsal dava hak ettiği
yeri bulacaktır.

Çin büyükelçiliği önünde
okunan basın metni aynen  şöyle…

 #Objectif21 ‘nın 5
Temmuz Urumçi Olaylarının Yıldönümü ve Doğu Türkistan’daki Gelişmeler Hakkında #Basın Açıklaması:

Türk Dünyası’nın en doğusundan acı çığlıklar yükselmekte, Iydgah
Camii’nin minareleri sessiz kalkmakta, Kaşgarlı Mahmud’un aziz ruhu huzur
bulamamaktadır. Urumçi yalnız kalmakta, Osman Batur’un hatırası yok
sayılmaktadır. Hüzün coğrafyası Doğu Türkistan’da Çin zulmü her geçen gün daha
da şiddetlenmektedir.


Uzun zamandır esaret altında bağımsızlık mücadelesi vermekte olan Doğu
Türkistan, İslamdan önce de İslamî devirde de Türk medeniyetinin en büyük
merkezlerinden biri olmuş, pek çok alim ve devlet adamı yetiştirmiştir.


1949 yılında Çin tarafından işgal edilen ve o zamandan beri işgal altında
bulunan Doğu Türkistan’daki soydaşlarımız Uygurlar ve diğer Türk soylu
topluluklar Çin zulmü altında hayatta kalmaya çalışmaktadırlar. Asimilasyonun
her metodu sistemli bir şekilde insanlık dışı şekillerde uygulanmakta, Doğu
Türkistan’daki Türk nüfusu yok edilmeye çalışılmaktadır. İşgal sırasında yüzde
90 olan Müslüman Türk nüfusu bugün yüzde 40’lara doğru düşmektedir.


Doğu Türkistan’daki Türk varlığına yapılan bu saldırılarından biri de 2009
yılının 5 Temmuz’unda gerçekleşmiştir. Çin kolluk kuvvetleri ve Çinlilerin Doğu
Türkistan’daki zulmü protesto Uygurlara yaptıkları saldırı sonrasında çoğunluğu
Uygur olmak üzere beş yüzün üzerinde insan hayatını kaybetmiştir. Binlerce kişi
ise yaralanmıştır. Yaklaşık dört bin kişinin gözaltına alınmış olup bunların
bir kısmından bugüne kadar hâlâ hiçbir haber alınamamıştır.


5 Temmuz Urumçi katliamı gibi pek çok olay Doğu Türkistan’da mutat olarak
yaşanmaktadır. Uygurların dinî ve millî kimlikleri yok edilmeye
çalışılmaktadır. Ramazan ayında da yasaklar şiddetlenmiş ve Müslüman Uygur
toplumu ciddi baskılara maruz kalmıştır. Ramazan ayının başlamasıyla Çin
devleti Uygurlara oruç tutmayı, topluca teravih namazı kılmayı, Kur’an-ı Kerim
bulundurmayı yasaklamış, öğrencilere zorla oruçlarını bozdurma, ibadet yapanları
tutuklama gibi eylemlere girişmiştir. Bu olayların en kanlı örneklerinden
birinde, 22 Haziran 2015 tarihinde 28 Uygur Türkü Çin polisince katledilmiştir.
Son günlerde alınan bir başka habere göre de 10 Uygur Türk’ü daha Çin polisince
öldürülmüştür.

Bu yaşananlarla birlikte Uygur toplumunun da önde gelen pek çok
bilim, sanat, siyaset insanı hapishanelerde sonu belli olmayan cezalara
çarptırılmaktadır. Bunun en yakın örneği Prof. Dr. İlham Tohti’dir. Tohti,
uluslararası kamuoyunun dikkatini Doğu Türkistan meselesine çekmek için yazdığı
yazılar sebebiyle ailesiyle birlikte göz altına alınmış ve müebbet hapis
cezasına çarptırılmıştır. Tohti gibi onlarca isim Çin cezaevlerinde
bulunmaktadır.


Objectif21 olarak, öncelikle 5 Temmuz Urumçi Katliamında, son günlerde yaşanan
katliamlarda ve dünden bugüne Çin işgalinde hayatlarını kaybetmiş olan bütün
Uygur Türklerini rahmetle anıyor, yaşanan bu insanlık dışı muameleyi şiddetle
kınıyoruz.


Objectif21 , dünyanın neresinde bir Türk varsa onunla ilgilenmeyi kendisine
görev edinmiş bir sivil toplum kuruluşudur. Bu bağlamda, Doğu Türkistan
meselesi ile ilgilenmeyi de kendimize görev addediyor ve şu çağrıları
yapıyoruz:



1-
Çin devleti bir an önce Doğu Türkistan’daki saldırılara, insan hakları
ihlallerine ve asimilasyon politikalarına son vermeli, Uygur Türklerinin
haklarını teslim etmelidir.



2-
Türkiye Cumhuriyeti başta olmak üzere bütün Türk devletlerini, İslam âlemini
ve dünyayı bu yaşanan insanlık dramına karşı gerekli adımları atmaya, Çin’e
karşı gerekli diplomatik girişimleri uygulamaya davet ediyoruz.



3-
Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkililerinin Çin ile ilişkilerini düzenlerken
öncelikli konu ve mesele olarak Doğu Türkistan meselesini masaya koymalarını
talep ediyoruz.



4-
Doğu Türkistan Uygur toplumunun önde gelen isimlerinin Türkiye’ye rahatça
giriş yapabilmesinin, Türkiye’de faaliyetlerini sürdürebilmesinin önünün
açılmasını istiyoruz.



5-
Dünyanın pek çok yerinde yaşanan olaylara tepki veren insan hakları
savunucularının Doğu Türkistan söz konusu olduğunda sessiz kalmaktan
vazgeçmesini ve dünyanın pek çok yerinde zulüm altında olan Türk toplulukları
için de artık seslerini çıkarmalarını talep ediyoruz.



6-
Yazılı ve görsel Türk Basınının Doğu Türkistan meselesine ve yaşanan
olaylara yeterince, hatta hiç, yer vermediğini görüyor , bunu kınıyor, gerçek
ve tarafsız haberciliğe davet ediyoruz.



7-
Doğu Türkistan’da ortaya çıkabilecek selefi, aşırıcı ve radikal hareketlerin
en başta Uygur toplumuna zarar vermesinden, millî davanın meşruiyetine halel
getirmesinden endişe ediyor ve hem Uygur sivil toplumunun hem de ilgili bütün
kurum ve kuruluşlarının bu hususa gereken özeni göstermesine dikkati çekiyoruz.



8-
Türk milletini, sivil toplum kuruluşlarımızı ve bütün gönüldaşlarımızı, her
platformda Doğu Türkistan davasına destek olmaya, Çin zulmünü kınamaya ve bunun
gereği olan meşru her türlü eyleme katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

Türk kamuoyunun ve ilgililerin dikkatine sunarız.

 

  • Kaynak:
  • Etiketler: