• 5.01.2017
  • 2825 defa okundu

Diasporadaki Uygurlar 3 gündür Türk Medyasındaki haberleri çok dikkatle ve üzüntü ile izliyoruz. Bunun bir nedeni, kardeşimiz, dindaşımız, ve uluslararası siyasi arenada bizi destekleyen Türkiye’ye yapılan saldırının acısı ise, diğer nedeni saldırı yapan teröristin Uygur olduğu hakkındaki söylentilerdir. 

Bundan dolayı üç gündür, ” inşallah bu lanetli terörist bizden olmasın” diye dua ediyoruz.     Ben Rabia Kadir, daha sonraki haberleri beklemeye sabır edemedim. Uygur halkının manevi annesi ve lideri olarak Türk halkına şunları anlatmayı, ilgili konuda kendi sesini duyurma imkanı olmayan mazlum halkımızın emaneti olarak iletmek istiyorum.     
Düşünüyorum ki, Doğu Türkistan’da ”evvel  Allah, sonra Türkiye” diye umut ile yaşamakta olan, Türkiye haberlerini sabırsızlarca bekleyen, Türk mallarına düşkün olan, Türkiye yolculuğu  için hasret çekmekte olan halkımız, Türkiye’deki terör saldırısında hayatını kaybeden 39 kardeşimiz için kalbinde acı hisseden kişiler arasında ilk sıradadır. O yüzden şöyle diyebilirim ki;     
Eğer o lanetli teröristin kimliğinde Uygur kelimesi yazıldıysa, o bizden değildir! o bizden değildir, çünkü, kendini Uygur bilen biri, vatanı Çin istilası altındayken başka memleketten düşman arayacak kadar cahil olamaz. Bir Uygur, kendi aydınları, önderleri Çin hükümeti tarafından hapse atılırken, kendine kucak açan, elinden gelene kadar yardım etmekte olan kardeşi Türkiye’ye saldırı yapacak kadar vicdansız olamaz.     Belki, onun adı Uygurca olabilir, görünüşte Uygur Türküne  benzeyebilir, ama onun ruhu, zihni, düşüncesi Uygur değildir. Bu saldırıyı yapan kişinin beyni tamamıyla yıkanmış, vatan millet düşüncesi, hatta insanlık duygularını da kaybetmiş bir yaratık olduğu kesindir.     
Evet, Çin hükumetinin nefes aldırmayacak kadar siyasi baskısı, dini inancına olan sınırlamalar, iktisadi gelişimin dışında bırakılması sonucu, son dönemlerde binlerce Uygur memleketini terk etmeye mecbur olmaktadır. Bunların çoğu ailesini korumak için, evlatlarının daha iyi eğitim görmesi için, veya Doğu Türkistan’daki zulüm içinde kalan kardeşlerini kurtarma yolunda omuzdaş ve kardeş aramanın çabasındadır. 
Eğer kim bu amaçlardan çıkıp, başka memleketten düşman arıyor ise, o kendi vatanını unutan, kendi milletinden vaz geçen haindir. O bizden değildir!     İnanıyorum ki, terörist yakalanıp sorgulandığında ”milliyetin ne?”  sorusuna ” ben Uygurum” demeyecektir. Bunu diyecek zihniyete sahip insan Türkiye’ye saldırmayacaktır. O ancak yıkanmış beyninde olduğu, kendisi ait olduğu örgütün talimatına göre kimliğini ifade edebilir.  O yüzden basın-yayınlarda olaya ilişkin haber verirken, o kişi temsil etmediği millet ve ya ülke adını dile vurgulamak yerine, o sahip olduğu örgütün adı ile dile getirmesini umut ediyorum. 
Böyle yapmanın hem özgür gazetecilere ait, objektif ve gerçekçi özellik olduğunu düşünüyorum.  

  Eğer bu saldırıyı yapan kişinin kimliği Uygur ise de, bu sadece 39 tane Türkiye’li kardeşimiz ve Türkiye misafirlerine yapılan vahşi saldırı değil, aynı zamanda Uygurların şerefine, siyasi çıkarına, umuduna, Uygurların kalbine yapılan saldırıdır.      Bu olayın Uygurlar ile ilişkili olduğunu vurgulamak sadece bir gücün hoşuma gidebilir, o da Uygurların normal insan sahip olması gereken haklara sahip olarak yaşamak için gösteren mücadelelerini terörle ilişkin diye propaganda yapmakta olan, 10 binlerce masun Uyguru terörist adı ile suçlayıp, onları hapiste yıpratmakta olan Çin hükümetinin uluslararası sahnelerde daha kibirli konuşması, diasporada yaşamakta olan daha çok Uygurların Çin’e iade edilmesi için daha iyi bir ortam yaratabilir.     
Biliyoruz ki, Türkiye bin yıllık tarihe sahip ülkedir. Bin yıldan beri kendi özgürlüğü ve bağımsızlığı ile Türk milletine, mazlum halklara özgürlük ilhamı vermektedir. Türkiye, bunun gibi lanetli teröristlerin saldırından dolayı asla boyun eğmeyecek, uluslararası sahnelerdeki hakkından  çekinmeyecektir.  Medyadaki ” Uygur yapmış” laflarının tek sonucu Uygurların düşmanlarını mutlu etmek olacaktır. 
Bilelim ki, O bizden değildir!     Olay planlı olsun ve ya tesadüf olsun, biz sonuç açısından bakmamız,  bundan sonra daha uyanık olmamız için yararlıdır. Eğer bu saldırı belli bir amaca ulaşmak için gerçekleştirilmiş ise, o zaman belki Uygurları yok etmenin planını yapmakta olan Çin hükümetinin, veya Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen herhangi bir örgütün  perde arkasında oynayan siyasi oyunlarının bir kısmı da olabilir.  Eğer sadece sonuç kısmına bakarsak, bu memleketinde boş kafa taşıyan biri, başka memlekete bulaştığı çürümüş ideoloji, ve vahşi bir insan doğasının birleşmesi sonucu gerçekleşmiştir.  
Bunları ben özür dilemek amacıyla söylemiyorum, terörün özrü olamaz. Hepimiz bu olaydan ders almalıyız, bu ders bize şunu ifade ediyor: özgür yaşamakta olanlar devletinin, özgürlüğün kıymetini bilmeli. özgürlüğünü kaybederse sadece zenginlikleri çalınmakla kalmadan, sömürgeci ülke, mafya, teröristler bile evlatlarının kimliğini suistimal edebilir.     Son olarak, olayda hayatını kaybedenlere Allah tan rahmet, aile ve akrabalarına sabır diliyorum, 
Türkiye’mizin güçlenmesi, mazlum halkımızın dünyanın neresinde olsun felaket, fitnelerden, kötü namlardan uzak olmasını  Allah’tan dileyerek dua ediyorum.   
 Dünya Uygur Kongresi 
Başkanı   
Rabiya Kader 
 
  • Kaynak:
  • Etiketler: