• 7.01.2019
  • 1259 defa okundu

Yıllardır Doğu Türkistan’da yaşanan zulüm, küreselcilerin yenidünya düzenine giden yolda hiçbir engel istemediklerinin de kanıtı aslında. 
Neydi küreselcilerin yenidünya düzenindeki temel hedefi?

1-Çin ve ABD merkezli iki kutuplu yapı… 2-Yeni bir din ve yeni bir dil. 3-Çin tarafında kalanlarda sosyalist diktatörlük, ABD tarafında kalanlarda ise faşist yönetimli devletler. 
Bu amaç doğrultusunda;
Dünya genelinde dini inançları ve demokrasiyi sorgulatacak siyasi iktidarlar iş başına geldi.
Yeryüzünde tek tip bir kültür anlayışı hâkim kılındı. Sanal âlemde yeni bir dil oluştu.

Tüm bunlar olurken, özellikle iki kutupta kalan radikal dinci grupların da tasfiyesi sağlandı.
Nitekim Suriye ve Irak’ta birden bire ortaya çıkan IŞİD– ki MOSSAD ve CIA tarafından kurulduğunu artık 5 yaşındaki çocuklar biliyor!- bu amaca hizmet etti ve küreselcilerin istediği algının oluşmasına büyük katkı sağladı.

***
Nitekim Asya’da, Avrupa’da, Afrika’da ne kadar radikal grup varsa, sistemli olarak Irak ve Suriye topraklarına taşındı. Örneğin ABD’nin derin güçleri Afganistan, Tacikistan, Özbekistan’dan, Rusya’nın karanlık elleri Kafkaslar’dan, Çin ise Doğu Türkistan’dan belirli grupların bölgeye transferini sağladı.

Suriye’ye ihraç edilen bu örgütlerden biri de Çin’in batısında Uygurlar tarafından kurulan Türkistan İslam Partisi idi. (Hatırlayın Türkiye’den de 2 bin 700 cihatçı bölgede savaşa katılmıştı.)

2011’den itibaren Suriye’ye sokulan Türkistan İslam Partisi’nin(TİP) 3 bin militanı rejim güçleri ile çatıştırıldı. İdlib ve Lazkiye bölgelerindeki çatışmalarda ciddi kayıplar veren TİP, şu an Suriye’deki ateşkesi tanımayan gruplardan biri…

Peki, Çin’in batısı dediğimiz yer neresi? Tabii ki bugün dünyanın en önemli tarım havzalarından biri olarak kabul edilen Doğu Türkistan. Çin işgali altındaki zengin doğal gaz yataklarının yanı sıra, petrol, uranyum, kömür, altın ve gümüş madenlerinin bol olduğu öz ve öz Türk diyarı!

Asya’nın diğer ülkelerine planlanan petrol ve doğal gaz boru hatlarının yanı sıra bir kuşak bir yol projesinin Batı’ya açılan tek penceresi Doğu Türkistan’ın tam anlamıyla işgalci “Pekin Yönetiminin kontrolüne geçmesi” demek, Çin’in Asya ve Avrupa’ya hâkimiyeti demek!

***
Elbette ki küreselciler bu hakimiyeti yenidünya düzeni için şart koşuyorlar! Bakmayın siz öyle Çin’in komünist ve yeni bir sosyalist modelle yönetildiğine. Hatırlayın Komünist Çin’i kuran Halk Kurtuluş Ordusu’nun sağlık hizmetleri komutanının 1952’de Kudüs’te yaşamını yitiren Yahudi Dr. Jacob Rosenfeld, gönüllüler ordusunun komutanlarından birinin “Two-Gun” lakabıyla tanınan Morris Cohen ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Mao’nun Maliye Bakanı’nın 1990’de vefat eden İsrail Epstein olduğunu.

Yine unutmayın Çin’in 12.000 üyeden oluşan siyasi konseyinin Batılı 11 üyesinin 5’inin Yahudi olduğunu…

Aklınızdan çıkarmayın, Çin’in resmi parası 1 Yuanlık banknotlara Yahudi yıldızının basılı olduğunu! Hepsinden daha önemlisi bugünkü Çin’in maden yataklarının yüzde 80’inin işletme hakkının Rothschild Ailesi’nin elinde olduğunu!..

***

Sorun ne aslında biliyor musunuz?
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali, ne zaman Türk milletinin aleyhine bir olay gelişse; hemen Rothschild ve Rockefeller ailelerinin tasmalı köpekleri ürümeye başlıyor.
Ne yazık ki bu tasmalı cenahı yürüttükleri “algı operasyonlarında” da her defasında başarılı oluyor.
Şimdi soracaksınız biliyorum:
“Madem durum böyle de Çin’i protesto için İstanbul’dan Ankara’ya yürüyen gruba jandarma niye müdahale etti?”
O da bizim ayıbımız…
Merhum Ziya Gökalp’in “Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan” düşüncesinden, Emevi Arapçılığına evrilen ve hatta daha da arsızlaşarak “Türk diye bir ırk yoktur, Türkiye Türklerin değildir” diyebilecek kadar arsızlaşan inkarcı bir anlayışın eseri…

Gaspıralı İsmail Bey‘in “Dilde Fikirde İşte Birlik” şeklinde özetlediği “Turan Hedefinden” uzaklaşan büyük Türk milletinin;

Rus, Çin, Arap ve Batı emperyalizmi karşısında yenik düşüp, nasıl paramparça hale getirildiği, Uygur, Özbek, Kırgız, Kazak, Azeri şeklinde veya Hristiyan, Musevi, Müslüman ya da Sunni-Şii şeklinde nasıl bölündüğünün bir kanıtı…
***
Demem o ki:
İnsan öz kültür kökünden ve kimliğinden uzaklaşınca; Türkiye’de olduğu gibi bu millete adam diye sunulanlar da rahatlıkla saçmalayabiliyor…
Tasmasının hangi ülke ve o ülkedeki hangi küresel efendinin elinde olduğunu çok iyi bildiğimiz bir zat-ı muhteremin yaptığı gibi…

Doğu Türkistan’da olan bitene seyirci kalmamızı talep ediyor. Adamın evine Çin polisi yatıya gelmiyor veya yayın evini kimse basmıyor ya! Sallıyor;

Doğu Türkistanlılar ayrılıkçı, bunlar şu terör örgütünün yandaşları veya şu istihbarat örgütünün elemanları.

İşin özeti Türkü unutturmak üzere “yine, yeni bir yalan hapı” piyasaya sürülmüş vaziyette…
Abdülhamit Süleyman Çolpan’ın mısralarıyla anlatalım halimizi:

Gülen başkalarıdır, ağlayan benim
 Oynayan başkalarıdır, inleyen benim.
Hürriyet masallarını işiten başka,
 Kölelik şarkısı dinleyen benim.
 Hür başkalarıdır, esir benim
Hayvan katarında sürülen benim…

***
Dip not:
Lütfen bu yazıyı güftesi, Ruslar tarafından Türkiye ve Türk Birliği taraftarı olmakla suçlanıp kurşuna dizilen Türkistan’ın büyük şairi Abdülhamit Süleyman Çolpan’a ait Ahmet Şafak tarafından seslendirilen “Güzel Türkistan” şarkısı eşliğinde bir daha okuyunuz…

İbrahim Öge

  • Kaynak: http://www.yenidonem.com.tr/yazarlar/ibrahim-oge-51/kolelik-sarkilarini-dinlemek-10084.html
  • Etiketler: Doğu Türkistan’Çin,Uygur,Abdülhamit ,Süleyman Çolpan,MOSSAD ve CIA