Kafası Kılıçla kesilen şair;ABDÜLHALİK UYGUR
Kafası Kılıçla kesilen şair;ABDÜLHALİK UYGUR
- 23.07.2017
- 3538 defa okundu
Ey fakir Uygur! Uyan uykun yeter. Sende mal yok, şimdi gitse can gider.
Bu ölümden kendini kurtaramazsın. Ah..! senin halin hater, halin hater
Kalk, dedim başını kaldır… Uykunu aç! Rakibin başını kes, kanını saç!
Göz açıp etrafına iyice bakmazsan. Ölürsün armanda bir gün, yok ilaç!
Yukarıdaki mısralar Abdülhalik Uygur’un 1921 yılında eski Uygur Medeniyet merkezlerinden biri olan Turfan şehrinde yazdığı “Uyan” şiirinden birkaç beyittir. Bu şiir mısraları, istikbali ve tarihin takdiri karşısında kaygılanan vatanperver bir şairin yürekli sesini ifadelendirmektedir.
Uygur Türkleri, tarihin çeşitli devirlerinde aziz vatanın
altın beşiğinde çağın şuurunu öz benliğinde hisseden devlet adamları;
milletini, vatanını hakkıyla seven kahraman mücahitler; ünlü şair ve yazarlar
yetiştirmiştir. Böyle münevverlerden biride Abdulhalik Uygur’dur. Kahraman,
İnkılâpçı ve İktidarlı şairimiz. 1896 yılında Doğu Türkistan’ın Turfan şehrinde
ikamet eden kültürlü bir tüccar ailesi içinde dünyaya geldi. Şair AbdulHalik
mezun olduktan sonra babası tarafından Kara şehirde ki Moğol Okuluna verildi.
Bu okulda Moğolcayı mükemmel bir şekilde öğrendi.
Şairin babası ilim ve irfan kıymetini bilen ağah(uyanık) bir
insan idi. Ticaret işleriyle uğraşıyordu. Ticari münasebetlerini sadece Doğu
Türkistan’ın vilayet ve şehirlerinde sürdürmekte kalmıyor Batı Türkistan ve
Doğu Avrupa’nın şehirlerine kadar uzanıyordu. Abdurrahman Bey bir defa zeki
oğlu Abdulhalik’i beraberinde götürmüştü. Şair bu seyahatlerinden birinde Batı
Türkistan’ın Şemey şehrinde bir yıldan fazla kalıp Rus dilini öğrenmiştir.
Abdülhalik babasının geniş maddi imkânları sayesinde Arapçayı, Farsçayı,
Çinceyi, Rusça ve Moğolcayı iyice ilerletmiş; bunun yanında asrın modem
ilimlerini takip edebilecek bilgiye sahip olmuştu.
Babası ile beraber Çin’i ve yabancı ülkeleri bir çok kere
dolaşması şaire içtimai gelişmelerin çeşitli seviyelere ve çeşitli siyasi
rejimler altında yaşayan milletler ile yakından tanışma imkânı verdi. Bu
seyahatler neticesinde Doğu Türkistan halkının aynı asırdaki siyasi yerini ve
içtima durumunu bütün ayrıntılarıyla tahlil etti. Öz vatanın siyasi, iktisadi
ve medeni durumunu gezip gördüğü gelişmeye başlamış yabancı milletlerin durumu
ile kıyaslayarak derin üzüntü duydu. Şair, Çin istibdadının zulmü yerli harap
olan vatanına ve cehalet içinde yüzen ve geri kalmış milletlerin haline acıdı.
Bu durum şairde kurtuluş ve demokrasi gayelerinin doğuşuna sebep oldu. Bu
gayeler onu vatanını istiklali ve milletin hürriyeti için mücadele yoluna
sürükledi. Şairin şiir anlayışı bu gayeler etrafında vücut oldu. Artık bundan
sonra aziz vatanın ve milletinin devrin ilerlemelerinin çok gerisinde kaldığını
bu durumu değiştirmek için mücadele yapmak gerektiğini konu alan şiirler yazdı.
Ruzi Molla adındaki
hain, 17 kişilik inkılâp azasının listesini işgal ordusu komutanı Şin-si-sey’e
ihbar etmişti. Bu vakıadan haber olan Şair Abdülhalik’in dostları, akrabaları
onu başka yere götürmek üzere zorla ata bindirmek istediler. Bütün ısrarlara
rağmen “ne olursa olsun kalacağım” diyerek kaçmayı reddetti.
Abdülhalik başkanlığındaki heyet haber alınmasından kısa süre sonra tutuklandı.
Şing-si-sey tutukladığı merkez komuta azalarından 17’ini de Turfan- Yenişehir
meydanında direklere bağlayıp, kafalarını kılıç ile keserek şehit edildi.(22.07.1933)
Abdülhalik Uygur, kuvvetli ateşler karşısında iradesine
hâkim, vatanına, milletine sadık gibi bir yiğit idi. O, öz vatanın ve halkının
gördüğü zulüm ve azaba karşı “ya ölüm, ya kalım” diye meydana çıkmış,
aslan yürekli bir er idi.
Bu yolda şehit oldu. Silahlı ayaklanmayı başlatarak
esaretten kurtuluş yolunu açtı. Fakat neticelerini görmeden gonca gülü hazan
olup yüce bir istek ile bu âlemden göçtü.Korkmaz inkılapçı, halk kahramanı,
kudretli halk şairi Abdülhalik Uygur, vatanının ve milletinin münevver bir
evladı sıfatıyla tarih sayfalarında yer almaya münasip bir şahsiyettir. Onun
cesareti, kahramanlığı Doğu Türkistan halkının zulme karşı, istiklal ve
hürriyet için yürüttüğü mücadele tarihin altın sayfalarına yazılarak
ebedileşecektir.
Doğu Türkistan halkı bu vatanperver ve öz evladının şehit edilişinin 84.yılında ebediyen
unutmayacaktır.
Bu makale http://www.gokbayrak.com/dergi_oku.asp?id=16&sid=48 sitesinde orjinalinden alınmıştır. prof.Dr.Sultan Mahmut Kaşgarlı hocamıza teşekkür ederiz.
- Kaynak:
- Etiketler: