• 13.09.2004
  • 2081 defa okundu
Son yıllarda Uluslarası alanda özellikle AB ve ABD’nin genelde batının Türkiye ile olan ilişkilerindeki inişli çıkışlı zikzaklar Türkiye de bazı kesimleri altenatif stratejik ilişkiler geliştirmeye yöneltmiştir.Kuşkusuz ciddi devletler dış politika seçeneklerini oluştururlarken bir çok olumlu ve olumsuz etkeni birden gözden geçirmek bunları mutlaka hesaba katmak zorundadır.Burada önceliklerden biride önerilen seçneğin gerçekçi olup olmadığı en ömenli kriterlerden biri olmalıdır.Ekonomik, siyasi, coğrafi, tarihi ve jeopolitik açıdan birbirine taban tabana zıt yani Ruslarla Türlerin Yeni Avrasyacılar tarafından empoze edilmek istenilen adeta dayatılan ittifakçı girişimleri hiçte gerçekçi ve akılcı derğildir.
Yeni Avrasya aynı mihraklar tarafından Türk Milletinin tarihteki en büyük hasmı olan ve halen Doğu Türkistan’daki 30 milyon müslüman Türkü esaret altın ezen ve asimilasyon politikaları sonucu yok etmeye çalışan Çin devletini de bu ittifaka dahil etme çabaları oldukça trajik ve gülünçtür.Ruslar Türkleri dost ve müttefik olarak görmedikleri gibi Çinlileride tarihi düşman olarak ömektedir.Buna sebep Moğolistan,Mançurya, Çinhindi Büyük Türkistan olarak adlandırdığımız Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Doğu Türkistan yani bütün OrtaAsya iki ülkenin tarihte menfaat alanı olarak algılanmaktadır ve bu gün bu problemler hala tam olarak çözüme kavuşmuş değildir.İki ülkede tarihleri boyunca gerçek manada hiç dost olamamıştır.Bu gerçekler ışğında Rus-Çin ittifakıda gerçekçi değildir.
Gerçektede ne Rusya nede Çin böyle bir ittifak arayışı içinde değildir.Son yıllarda rusya ve Çin’in fikir babalığı ile oluşturulan Şanghay Beşlisi oluşumunda bu coğrafyada yaşayan esaret atındaki milletlerin SSCB’nin dağılımından sonraki bağımsızlık hareketlerinin daha ileri boyutlara taşınmasını Rusya Federasyonu ve Çin deki bağımsızlık harekatlerinin önüne geçmek (özellikle Rusya’nın-Çeçenistan, Çinin-Doğu Türkistanın) bağımsızlığını engellemeye yöneliktir. Bu noktada Şanghay oluşumunu teröre karşı iş birliği ve ortak hareketleri ön plana çıkmakta bunun yanı sıra nispeten ticari ve ekonomik ilişkilerin varlığı söylenebilir.Bu şekli ile yürütülen Şanghay birlikteliğinin tam stratejik ortaklık yada ittifaktan ziyade Rusya ve Çin’in arasındaki saldırmazlık görüşmeleri olarak yorumlayabiliriz her iki ülkede uluslar arası alanda gelişmeler ve ABD’nin tek süper güç oluşundan sonra kendi menfaatleri gereği geçici ve zorunlu birliktelikte karar kıldılar aslında her iki ülkede bir birini kollamakta bir birine saldırmasa bile saldırmasa bile müttefik olarak göremeyecek derecede dış politika seçenekleri oluşturmaktadır. Buna tarihi Hindistan, Pakistan sürtüşmesinde Rusyanın Hindistan’dan Çin’inde Pakistan’dan yana açık pozisyon geliştirmeleri gösterilebilir.
Çin ile Tükiye arasındaki ilşkileri incelediğimizde de durum yukardakinden hiç de farklı değildir.Türk milleti ile Çinliler arasında binlerce yıl öncesine dayanan bir çok savaş ve düşmanlık vardır.Bu atalarımız tarafından Orhun Abidelerindeki taşlara nakeilerek bizlere vasiyet olarak bırakılmıştır.Çinlilerle Türk milleti arasındaki bu tarihsel savaş bugün Çin’in Türk milletinin ana yurdu aziz Doğu Türkistan’ı ve30 milyon müslüman türkü esaeti altında tutması ile halen devam etmektedir.Biz Türkiye olarak kendi ana vatanımız öz kardeşlerimize bu insanlık olası muameleyi reva gören Çinlilerle mi ittifak kuracağız dost olacağız?
Bu noktada “Halka ve olaylara tercuman”gazetesini 21.06.2004 tarihli baskısındaki “Perinçek çinde ulusalcılığı unuttu” basşlıklı habere göre işci partisi genel başkanı Doğu Perinçek çin komünist partisi hükümetinin dış işleri bakanlığının davetlisi olarak çine gidip geldikten sonra Türkiye başta olmak üzere Avrupa ve Almanya’daki gibi bazı demoktatik ülkelerde çindeki zulmü bizzat yaşamış ve görmüs insanların ve onların taraflarının çindeki insan hakları ihlallerini meşru yollarla portesto etmelerini terörizmi kışkırtmakla suclayıp Türkiye’de kürt ayrılıkcılığını kışkırtan merkezle DOĞU TÜRKİSTAN olayını kışkırtan merkez aynı TÜRKİYE’nin birliği çin’in birliğidir gibi talihsiz bir beyanatta bulunmuştur.Türkiye ve diğer demokratik ülkelerde yukarıda belirttiği gibi meşru yollardan herbir uygur teşkilatı ve uygur Türk’ü Türkiyenin bölünmez bütünlüğünü sonuna kadar savunur,gerekirse canın bile feda eder.Doğu perinçek burada çin birliği ile türkiyenin birligini yanlış bir zemine ve boyuta taşımaktadır. Sayın Perinçek ve Avrasyacılar Batı yayılmacılığının Kapitalist emperyalizmin karşı olup şikayet ederken asırlardır Soydaşlarımıza, Orta Asya ve Kafkas halklarına zulmeden Doğunun kominist emperyalistlerine kendi soydaşlarını ve masum insanlara peşkeş çekmek .mazlumluktan değil zalim ve güçlüden yana olmak hangi Kemalizmle ,hangi Ulusalcılıkla ve insancılıkla açıklanabilir.Kendisini Kemalist sayanlara hatırlatılır ki Mustafa Kemal Atatürk Sovyetler birliğinin Birgün mutlaka dağılacağını ,o gün Orta Asya’da Rusya esaretindeki kardeşlerimizin bize gelmesini beklemeden bizim o günlere hazırlıklı olmamız ve bizim onlara gitmemiz gerektiğini ifade etmektedir.Bu münasebetle Orta Asya ve Doğu Türkistan meselesi hakkında kısaca bazı tarihi noktaları tesbit etmekte yarar var.(!)
İkinci Dünya harbinin galiplerinden biri olan Sovyetler Birliği,uluslar arası platformda elde ettiği üstün gücünden faydalanarak ,egemen olduğu bölgelerde tüm topluluklarını ve Kafkas halklarını tamamen yok etmek için çalıştı ise kimi Türk topluluklarını kitleler halinde yurdundan söküp yok etmek için çalıştı ise kimi Türk toplulukları üzerinde toplu katliam gerçekleştirmiştir.Siyan devriminde Kırım Tatarlarının,Mesket (Ahıska Türklerinin Kazakları toplum kıyımını örnek gösterebiliriz)Rusya Batı Türkistan’da bu katliam ve bu zulmü yaparken Çinlilerde Doğu Türkistan’daki Türkler üzerinde Rus’ları aratmayacak derecede soykırım gerçekleştirmiştir.
Bilindiği gibi Doğu Türkistan tarihte ve bugün Uygur Türklerinin vatanı olmakta birlikte bütün Türk topluluklarının ana vatanı olmuştur.Bugün Türkiye Cumhuriyeti ambleminde bulunan 16 büyük Türk devletlerinden büyük Hun İmparatorluğu(M.M.IV.YY-ms:216)Göktürk İmparatorluğu (552-744)Uygur Devleti (745- 840) ve Karahanlılar Devleti(840-1212)gibi devletler sözde ”Çin’in bölünmez bir parçası” olan bu günkü Doğu Türkistan Coğrafyasında Uygur Türklerinin ve onların içinde bulunduğu Türk boyları tarafın kaydan kurulmuştur.
Tarih kaynaklarının verdiği bilgilere göre ,Doğu Türkistan’daki Türk halkı ta Hunlar döneminden beri hiçbir zaman esarette boyun eğmemiştir. Sürekli vatanını savunmak için mücadele etmiş ve mücadele sonucu Doğu Türkistan’da bağımsız devletlerini kurup yaşatmışlardır. Bu gün Doğu Türkistan’da her şeye rağmen Çinlilerden tamamen farklı bir millet ve o milletin dili,kültürü ve inancı dimdik ayakta ise ve yaşıyor ise bağımsızlıkları sayesinde olmuştur.Fakat ne yazık ki , Batı ve Doğu emperyalistlerinin 18.yy ikinci yarısından itibaren Çarlık Rusya İmparatorluğu bunların işbirlikçisi olan Çin Mançu İmparatorluğunun kara gölgesi Büyük Türkistan’a düşmeye başladı.Çarlık Rusya İmparatorluğu Hokant Buhara Hive gibi küçük hanlıkları ele geçirip sınırlarını Doğu Türkistan’a dayadı.Rusların Doğu Türkistan’a ve Güney Türkistan’daki Afganistan’a yaklaşma politikası takip etmeleri üzerine İngilizler 1878 yılında ikinci defa Afganistan’ı işgal etti.(İlk defa 1839 yılında işgal etmişlerdi) doğu Türkistan bu sıralar Kaşgariya olarak bilinen milli hakimiyetin egemenliği altında idi.1865 yılında Çin Mançu işgalcilerine karşı ülke çapında yapılan milli mücadele sonucunda kurulan söz konusu milli hakimiyet Rus ve Mançu emperyalizminin önünde kaya taşı gibi duruyordu.Üstelik bu devletin ırkdaşı ve dindaşı olan Osmanlı devleti ile sıkı ilişkilerde bulunması Türkistan için iştahı kabaran emperyalistlerin korkulu rüyası olmuştu.Dolayısıyla Ruslar Doğu Türkistan’dan ağır darbe alarak çekilen Çin Mançu imparatorluğuna bol miktarda para ve askeri malzeme vererek onların Kaskarya devletini tekrar işgal etmelerini istedi.Rus’ların Doğu Türkistan’ın işgalini Mançuların gerçekleştirmelerini istemelerindeki sebep ise kendisi “93 Harbi” olarak bilinen Osmanlı-rus savaşının hazırlığı içinde idi.Yani Osmanlının buraya uzanan yardım elini kesmeden planlarını gerçekleştirmesi mümkün olmayacaktı.İngilizler tam bu sırada yukarda belirttiğimiz gibi 1878’de Afganistan’ı işgal ederek güney konusunda çatışmaya girmemişlerdir.Sonuçta Rus’ların yardımını alan Mançu İmparatorluğu 1878 yılında Kasgarya Devletinin egemenliğine son verip ikinci defa Doğu Türkistan’a işgal etmiştir.(İlk işgal 1755-1762 yılları arsında gerçekleşip 1865 yılına kadar devam etmiştir).Osmanlı Devleti Abyurt Türkistan’ın bu üç imparatorluğu sömürge haline gelmemesi bazı çabalar göstermiş ise de bir sonuç elde edememiştir.1877-78 yıllarındaki Osmanlı-Rus harbinde Osmanlı ordusunun yukarıda adı geçen üç imparatorluğun işini kolaylaştırmıştır.Kuzey ve Kuzeybatı Türkistan Çarlık Rusya’nın Güney Türkistan ve Güneydoğu Asya İngiliz İmparatorluğu ‘nun doğu Türkistan ise Çin Mançu imparatorluğunun imgesi haline gelmiştir.Çin Mançu İmparatorluğu Doğu Türkistan’a 1884 yılında “yeni hudut” ve “yeni toprak” anlamlarını taşıyan “xinjiang” ismini vermiştir.Ancak kahraman Doğu Türkistan halkı bu emperyalistlere ve onların yerli işbirlikçilerine karşı mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmemiştir.
XX.yüzyılın başlarında Avrupa ve Asya’nın bir çok yerinde esen kıtalar arsı emperyalizme karşı esen milli mücadele rüzgarı esaret altındaki Doğu Türkistan’da da esmeye başlamıştır.Çin zulmüne karşı ayaklanan Uygur ve diğer türk toplulukları kısa zaman içerisinde Doğu Türkistan’da işgalci Çin güçlerinin belini kırıp 12 Kasım 1833 yılında Kaşgarlı Mahmut’un memleketi olan Kaşgar’da Bağımsız ”Şerki Türkistan İslam Cumhuriyetini” daha sonraları da Doğu Türkistan’ın kuzeyindeki Gulca vilayetinde patlak veren halk ayaklanması sonucu 12 Kasım 1944’te Şerki Türkistan Cumhuriyeti kurulmuştur.
Yukarı da bahis geçen tarihi olayları hatırlatmamın sebebi;Doğu Türkistanlıların terörizmle özdeşleştirip “Türkiye de kürt ayrılıkçılığını kışkırtan merkezle Çin’de Doğu Türkistan olayını kışkırtan merkez aynı!”Türkiye’nin birliği Çinin birliğidir” gibi talihsiz ve meanetsiz beyanatının ne derece boş ne derece akıl ve vicdanlardan uzak bir aldanmışlığın tezahürü olduğunu ifade etmek içindi.
Eski maoca Maoizmin iflasından sonra “sözde”Kemalist ve bu günler de de Avrasyacı ve Ulusal solcu yani milliyetçi solcu olarak kendini bir türlü ifade edemeyen Perinçek’in tutarsız ve ideolojisi geçtiğimiz aylarda Kıbrıs meselesinde yine kendimi Ülkücülerle ve Akıncılarla aynı çizgide buluşarak tutarsızlığını bir kez daha gösterdi.
Şimdi buradan sormak istiyorum Kıbrıs konusunda milli ruhu kabaran Türkiyenin Kıbrıs Müzakerelerini bahane edip adeta Kıbrıs elden gidiyor Kıbrısı satıyorlar diyen Perinçek türk Dünyasına karşı 1,5 milyarlık çin seli önünde adeta bir set gibi duran Doğu Türkistan’ı hangi milli ruhla hangi kemalizmle hangi ulusalcılıkla Çin’e peşkeş çekiyor.adeta bir Çim’linin feryatı gibi feryat ediyor.
Burada şu tahlili yapmamız gerekir ki Batı emperyalizmine karşı Doğuda kendine başka emperyalistleri dost edinmeye çalışmak ve onlardan yardım dilemek çıkmaz sokağa girmekten farksızdır ve bizi sürekli ideoloji değiştirmeye , yeni emperyalistler aramaya mecbur eder.Ancak tek çare özellikle Aziz Türkiye’mizin devlet millet kaynaşmasını sağlamacı top yekin 70 milyonun kucaklaması mazlum milletleri yanımıza almakla olabilir.Ecdadımızda tarihi boyunca hep mazlumdan yana zalime karşı olmuştu.Muhtaç olduğumuz güç damarlarımızdaki asil kanda ve ruhumuzda mevcuttur
  • Kaynak: Gökbayrak
  • Etiketler: Kıbrıs,Doğu Perinçek,Türkiye,Çin,Doğu Türkistan,Rusya,Komünist,Kafkasya,Orta aSYA,