• 12.01.2019
  • 2018 defa okundu

Dünyanın süper gücü olmak için çalışan Çin, otoriter, totaliter yönetime doğru gidiyor.
Çin Devlet Başkanı Ji Ping, sosyalist ilkelere aykırı olarak kendini ömür boyu devlet başkanı ilan ederken, Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türklerini eritmek için insanlık dışı yöntemlere başvuruyor.

Oradan gelen bazı fotoğraflar, haberler abartılı olabilir, yalan olabilir.

Ancak akrabaları Türkiye’de yaşayan on binlerce Uygur Türkü var.

Onlardan gelen bilgiler son derece gerçek…

Çin’in yaptığı etnik temizliğin, BM rakamlarına göre 1 milyondan fazla Uygur Türkünün Nazi kamplarına doldurulmasının, bir halkın kendi yurdundan sürgün yaşamasının fotoğrafı netleşiyor.

****

Genç Türkler grubundan Mehmet Emir Aksoy, Ankara’ya doğru yürüyen Uygur Türklerinden üçüyle ziyaretime geldi.

Onlara sordum, “Gerçekte orada neler oluyor?

İnanılmaz yanıtlar verdiler.

Alim Can…

Zonguldak’ta yaşıyor.

Türkiye’ye geleli 5 yıl olan Alim Can, birkaç yıl öncesine kadar Uygur Özerk Bölgesi’nin Başkenti Urumçi’ye tekstil ihracatı yapıyordu.

Söze şöyle başladı:

2016 sonunda Çin’in artan baskısı nedeniyle telefon bağlantısını kestiler. 3 seneye yakın oradan hiçbir bilgi alamıyoruz. Biz 13 kardeşiz. Benim ailemden 40’a yakın kişi çoluk-çocuk, anne, baba hepsini ayırdılar, başka başka yerlere götürdüler. Aileleri paramparça ettiler. Evde sadece annem kaldı!”

****

Alim Can, Çin devletinin kendilerine tuzak kurduğunu anlattı:

Devlet görevlileri geldi, kasabalara, köylere dağıldı. ‘Herkese pasaport vereceğiz’ dediler. Sonra da yurt dışına çıkanların tümünün akrabalarını içeri aldılar. Çin’e dönüp parasını alıp gelmek isteyenlerin pasaportlarına havaalanında el konuldu. Ülkeden çıkamadılar.”

****

Çin devletinin, “Kardeş aile” projesiyle evlerin içine ajanlar yerleştirdiğini söyledi Alim Can:

“Bu iş 2014’te başladı. Aile içine gelen Çin erkekleri Kuran okuyup okumadığımızı, namaz kılıp kılmadığımızı kontrol ediyor. Eve içki getirip içmeye zorluyorlar.”

****

Babasının Türk mücadelesi nedeniyle zindana atıldığını aktaran Alim Can, kendi kaçış hikayesini şöyle anlattı:

Benim camilere girişim yasaktı. Herkese cami giriş kartı veriyorlardı. Daha doğrusu yaşlılara ve kendi din adamlarına o karttan veriyorlar. Ben Malezya üzerinden Türkiye’ye geldim. Sonra eşim de aynı yoldan geldi.”

****

Bir başka Doğu Türkistanlı Zülfikar Ali, yapılan zulümleri Türk halkına anlatmak için şehir şehir dolaştıklarını belirttikten sonra şunları ifade etti:

“600-700 bin kardeşimiz şu an toplama kamplarında. Kız kardeşlerimizi kısırlaştırmak için ilaç verdiler. 1,5 milyon Uygur Türk çocuğunu evlerden kopardılar. Ne eğitimi verecekler, nerde verecekler, belli değil; soramıyorsun. Devlet tarafından alınan çocuklardan 3 yıl içinde hiçbiri geri gelmedi.”

****

Zülfikar Ali birkaç yıl öncesine kadar Urumçi’de oturduğuna dikkat çektikten sonra kendi hikâyesine de şöyle dikkat çekti:

“Ailem, daha önce Türkiye’ye gelmişti. Ben orada evlendim. Urumçi’de oturuyordum. Eşim Aynur Mehmet orada hukuk bitirmişti, çalışıyordu. Buraya geldi, çocuğumuzu alıp dönecekti, içeri attılar. Havaalanında pasaportuna el koydular. Çocuğum nerde bilmiyorum.”

*****

Bir diğer Uygur Türkü Erşidin Erkin de yaşananları ve gelişmeleri şu şekilde anlattı:

1985 Doğu Türkistan Urumçi’de doğdum. Kendi topraklarımızda ‘Türküm, Müslümanım’ diyemeden büyüdük. Çünkü Türk ve Müslüman olmak yasaktı. 2014 yılında annem Türkiye’de vefat ettiği için pasaport alabildim. Doğu Türkistan’da 3-5 milyon insan şu anda toplama kamplarında, onların seslerini duyurmak için yürüdük. Doğu Türkistan’da özgürlük yok, nefes alamıyor. 4 kişi bir araya gelemiyorsunuz. Akraba ziyaretlerinde bile izin almak zorundasınız. Bir mahalleden öteki mahalleye geçemezsiniz. Her yerde askerler var.”

****

Uygur Türklerine “Cami var mı? Ezan okunuyor mu?” sorusunu yönelttim.

Köy ve kasabalardaki camilerin yıkıldığını ancak merkez bazı şehirlerde göstermelik olarak camilerin açık tutulduğunu söylediler.

Yurt dışından gelen medya mensuplarına bu camileri gösterdiklerinin altını çizdi.

****

Peki, Uygur dilinde eğitim var mı?

Doğu Türkistanlı konuklarım, “Sadece Çince eğitim veriyorlar. Bırakın eğitimi, Uygurca konuşanlar bile iş yerlerinden kovuluyor” dediler.

****

“Türkiye, Uygur Türküyle ilgileniyor mu?’ diye soruyorum.

30 bine yakın Uygur Türkü var. Pasaportu yenilemiyorlar. Çocukların pasaportu yok. Türk vatandaşı olmak istiyoruz. Ama vermiyorlar. Suriyelilere veriyorlar ama bize vermiyorlar.” diyorlar.

****

Neden, Arakan ve Filistin’deki Müslümanlara sahip çıkan hükümet, Doğu Türkistan Türklerine sahip çıkmıyor?

Çin’in, dünyanın gözünün önünde yaptığı bu zulme neden ses çıkarılmıyor?

Bu soruların yanıtlarını da okuyucuya bırakalım!..

****

Bu yazının dip notu:

Demokratik sosyalist dünya görüşünden gelen bir insan olarak, Çin’in bu zalimliğini, insanlık dışı yöntemlerle halkı tek tipleştirmeye çalışmasını şiddetle kınıyorum.

Yüksel Baysal

  • Kaynak: http://www.yenidonem.com.tr/yazarlar/yuksel-baysal-72/dogu-turkistan-daki-zulme-tanik-uygur-turkleri-soruyor-suriyelilere-var-da-bize-yok-mu-10108.html
  • Etiketler: Doğu Türkistan’Çin,Uygur,