İşgal altındaki Doğu Türkistan’da ÇKP rejiminin kurduğu toplama kamplarında, işkence, tecavüz, zorla kısırlaştırma ve beyin yıkama faaliyetlerinin yanı sıra mahkumlar dan alınan organların ticaretinin de yapıldığı araştırmalar ile ortaya çıkmıştı.

  1. bir kişinin iç organlarının alınarak hasta bir kişinin vücuduna nakledilmesi, başlangıçta tıp dünyasında hastalığı tedavi etmek ve insanları kurtarmak için yapılan bir faaliyet olarak kabul edilirken, günümüzde giderek profesyonelleşen bir ticari hak ve hatta uluslararası bir suç haline gelmiştir. Komünist Çin gibi otoriter ülkelerin başrol oynadığı biliniyor.

Çin’in “Earth Times” gazetesi bu yıl 9 Aralık’ta 7. “Çin Uluslararası Organ Bağışı Konferansı”nın Nanning, Guangxi’de düzenlendiğini bildirdi. Konferansta Çin tarafı, Çin anakarasında her yıl 20.000’den fazla organ bağışlanacağını duyurdu ve organ sayısı bakımından Asya’da birinci, dünyada ikinci sırada yer aldı. Çin’de 2015 yılından 2022 yılı sonuna kadar 40.000’den fazla vefat eden kişinin kalp, akciğer, karaciğer, böbrek ve kornea gibi ana organlarını topluma bağışladığı ve toplam organ sayısının 120.000’e çıktığı belirtildi. Ayrıca Çin Organ Nakli Geliştirme Fonu’na (COTDF) göre 6,55 milyondan fazla kişi gönüllü organ bağışı için kayıt yaptırdı. Çin’de şu anda kalp ve akciğer nakli yapan 70’in üzerinde hastane bulunuyor ve bağışlanan organ sayısı artarken talebi karşılamaya yetmiyor.

Ancak Çin’in, açık ya da gizli, organ kaçakçılığı yıllardır devam ediyor; Falun Gong da dahil olmak üzere mahkumlar, idam cezası suçluları ve organ tedarik kaynağı olarak hapishanelerde ve kamplarda hapsedilen Uygurlar var, ancak bu sıkı bir gizlilik içinde tutuluyor. Çin tarafından karanlık alanlar haline geliyor.

Komünizm Kurbanlarını Anma Fonu’nda kıdemli araştırmacı ve Çin’deki organ kaçakçılığı uzmanı Ethan Gutman, ABD Kongresi’nde Çin’deki iğrenç organ ticareti hakkında ifade verdi. Kampların büyük çapta olduğunu ve bunlardan bazılarının organ ticareti mağduru olduğunu, durumun tersine döndüğünü söyledi. Bu konuyu şöyle anlattı ve şöyle konuştu: “2023 yılında ABD Ulusal Meclisi, iç organların zorla alınmasını yasaklayan bir yasa tasarısı teklif etti. Bu tasarının sunulmasında ben de rol oynadım.

Çünkü birkaç ay Kazakistan’da kaldım ve bazı tanıklarla görüştüm. O sırada Kazakların çoğu hâlâ kamptaydı. Kamptan ayrılıp Kazakistan’a gelenlerle tek tek görüştüm, kamptaki kayıplarla ilgili bilgi aldım. Gece yarısı götürülenlerin 28 ve 29 yaşlarındaki kişiler olduğunu, Çin’e göre bu dönemin canlı organ almak için en iyi zaman olduğunu söylediler. Benim elde ettiğim veriler görgü tanıklarının hipoteziyle hemen hemen aynı yani her yıl 35.000 kişinin canlı organ için kamplardan alındığı söylenebilir. Araştırma sonuçlarımı Denver’da düzenlenen “Uluslararası Kalp ve Akciğer Nakli Konferansı”nda bildirdim ve organ nakli yapan yaklaşık 4000 doktor bunu anında duydu.”

İNSANLAR ORTALIKTAN KAYBOLUYOR!
Araştırmacı Ethan Gutman da Tacikistan ve Kırgızistan’dan Çin’e dönenlerin akıbetinin canlı organ alma suçuyla bağlantılı olduğuna dair şüphesini dile getirerek, “Bir diğer önemli konunun da Tacikistan’dan sınır dışı edilen Uygurların sayısı olduğunu düşünüyorum.” Tacikistan, ICC Sözleşmesini imzalayan tek Orta Asya ülkesi olduğundan, ICC’nin Tacikistan’daki durumu araştırma sorumluluğu bulunmaktadır. Peki Tacikistan’dan sürülen Uygurların sınır dışı edilme nedenlerini kim araştırdı? Çoğu Tacikistan’da çalışıyor, yüzde 85’i Çin’e geri gönderildi, yaklaşık üçte biri sınır dışı edildi ve yaklaşık 2.500’ü iz bırakmadan ortadan kayboldu. Kırgızistan’da da aynı durum yaşandı ama buradaki Uygurların sayısı daha fazla. 4.700 ila 5.000 kişiden 4.216’sının kaybolduğu, yani halkın yüzde 87’sinin yok edildiği söyleniyor. Bunlar Orta Asya’da yaşananlar, Kazakistan hakkında kesin bilgim yok ama yukarıdaki verilerin tek başına büyük bir trajedi ve küçük bir felaket anlamına geldiğine inanıyorum.

Çin’de organ nakli dehşetini konu alan 28 Aralık’ta X’te yayınlanan videoda, Çin’de iç organlarını zamanında alabilen çok az kişinin bulunduğu, bu nedenle Çin’de bu tür insanları eğitmek için 22 ünite kurulacağı söyleniyor. Bir yerde 100 kişi eğitim almış olmasına rağmen 2000 kişi mezun olup çalışmaya başlamış, onların işi iç organları herhangi bir yerden alıp özel bir organ saklama kutusuna koyup hastaneye teslim etmek. Kayıp çocukların ve diğerlerinin sayısının artmasıyla ilgili sorular gündeme geldi. Çin’de gönüllü organ bağışçılarının bilgilerinin kamuoyuna açıklanması, bu kişilerin gerçekten gönüllü olarak organ bağışında bulunduklarının teyit edilmesi, organ kaçakçılığı yapan kişi ve kuruluşların ölüm cezasıyla cezalandırılması ve mallarına el konulması isteniyor; Çin gençliğinin çocuk sahibi olmasının ancak organ hırsızlığı ve cinayeti ortadan kaldırarak teşvik edilebileceğine dikkat çekildi.

Çin, Çin’de normalleşen ve dünyanın diğer ülkelerine de yayıldığı bilinen organ kaçakçılığıyla ilgili sosyal medya haberlerinde en çok yer alan isim. Bazı uzmanlar, organ nakli cerrahisi dünyasında bunun normal kabul edildiğini, tıp alanında da doğru sayılan “beyin ölümü gerçek ölümdür” gibi yanılgıların ve dolayısıyla insanların atan kalbinin ve nefes alan akciğerlerinin olduğunu savunuyor. Herhangi bir nedenle beyni çalışmayı bırakmış olanların beyni boşaltılıyor.
Muhammed Ali ATAYURT-Istiqlal Haber
Kaynak: Habernida

  • Kaynak: https://turkistanpress.com/page/-dogu-turkistan-da-her-yil-35-bin-organ-caliniyor-/6399
  • Etiketler: