• 30.08.2015
  • 3763 defa okundu

Bundan tam 13 yıl önce büyük üstad rahmetli Servet Kabaklı sanki bugün olacak şeyleri hissetmişti o gün kaleme aldığı bu makale acaba tam bugün için geçerli değilimi..Değerli büyüğümüz Servet Kabaklı’yı rahmetle ebediyete uğurlarken Doğu Türkistan davası KABAKLI soyadını hiç bir zaman unutmayacaktır..


DOĞU TÜRKİSTAN’DA GÖNÜLLERİ DAĞLADINIZ


” Merhum İsa Yusuf Alptekin’in mütevazı evinde, “Bu büyük mücahidin manevi huzurunda koltukta oturamam” diyerek, yer minderine bağdaş kuran, onun ruhuna Yasin-i šerif okuyan ve gamlı gönüllere de bağdaş kuran bir “Reis”…

Olmadı “Reis”… işte bu söze hiç mi hiç yakışmadı… Yaşadığınız onca haksızlık adına, meydanlarda sizi coşkuyla karşılayan Ay-yıldızlı Al ve Gökbayrak aşkına olmadı… Çinliler, böyle bir açıklamanızı, hiç beklemiyorlardı, o insan hakları ihlalcilerinden bir teşekkür almak adına, Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin hayır duaları, özellikle sizin tarafınızdan bir kenara itilmemeliydi.
Derler ki, masanın önünden bakmak başka, arkasından bakmak başkadır… Ama siz daha masanın arkasına bile tam geçmediniz ya “Reis…”

Sanıyorum ki gözlerinizdeki ışıltıyı “mütevazı halk çocuğu” tavrını görüp, Milli Görüşün yayınları dışında sizi okuyucularına “yükselen yıldız” olarak takdim eden ilk gazeteci benim… Sizinle dar günlerinizde beraberdik. İkbal günlerinizde de yanınızdan derhal ve gönüllü uzaklaştığımızı bilirsiniz. Biz daha önce tanıdığımız Devlet ve Millet adamlarına da aynı mesafe de durmayı ailemizden ve ustalarımızdan öğrendik. Bunun için de sözümüze kulak asıldı Bahtiyar olduk.

Peki bu sitem niye?..
Ben bir “Reis”…hatırlıyorum.1995 Ağustos’unda, Sultanahmet’te, Büyük Türklük Mücahidi İsa Yusuf Alptekin’le ve meydanı dolduran binlerce kişiyle birlikte “İsa Yusuf Alptekin Parkı”nın ve içindeki “Doğu Türkistan şehitleri Abidesi”nin kurdelesini, gözleri nemlenerek kesen bir “Reis”…

O “Reis”…, 15 Ağustos 1996 günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatıyla, İsa Yusuf Alptekin’in, görmeyen yaşlı gözlerine gözlerini dikip; “Siz 20.Yüzyılın en büyük Müslüman mücahitlerinden birisiniz. Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizde sizin önderliğinizdeki bu kutlu mücadelede ile Komünist Çin işgalinden, zulüm, işkence ve baskıdan, inşallah kurtulacaklardır.Nurlu şafaklar yakındır” diye haykırıyordu…

Ben bir “Reis” hatırlıyorum… aynı yılın Aralık ayın yirmilerinde, Fatih Camii’nde, merhum Alparslan Türkeş’le Recai Kutan’la, daha bir çok siyaset, devlet ve dava adamı ile birlikte, İsa Yusuf Alptekin’in tabutu önünde cenaze namazı için tekbir alan bir “Reis”…
Aynı akşam, merhum İsa Yusuf Alptekin’in evinde, ” Bu büyük mücahidin manevi huzurunda koltukta oturamam” diyerek, yer minderine bağdaş kuran, Yasin-i şerif okuyan ve gamlı gönüllere de bağdaş kuran bir “Reis”…

Ve bir “Reis”… hatırlıyorum, 10 Şubat 2001 günü Doğu Türkistan Davası’nın Türk basınındaki hamisi şeyhülmuharririn Ahmet Kabaklı’nın, Ayyıldız Al ve Gökbayraklara sarılı tabutunu, Fatih Camiinde omuzlayıp, o şanlı bayrakların gölgesinde, Eyüp Sultan Kabristanına taşıyan bir “Reis”…

Gönülleri Dağladınız
Onlar , ümitle, heyecan la bekledikleri siz …. Güvendikleri , inandıkları insanlardan, Hamileri Başbuğ Türkeş’in mirasçılarından,“Devlet Liyakat Nişanı” ardından “Altın tabanca hediye etme jesti” darbelerini yemişlerdi… Çin de 10 15 defa, gözlerine mermi, gönüllerine Yenihisar(*) bıçağı gibi defalarca sokmuştu… Kırılmış, burulmuşlardı…

Size bel bağlamışlardı… Çin seyahatiniz öncesi size partili milletvekillerine mektuplar yazmış, dertlerini anlatmışlardı. İnsanca yaşamamaktan, nükleer denemelerden, doğum kontrolü zulmünden, ana rahminde kıyılan bebeklerden şikayet etmeleridir. İnsan hakları ihlallerini belgeleyerek sunmuşlardı sizlere… Çinli yetkililere, onlar için iyi dileklerinizi bildirerek; yardım edebileceğinizi ummuşlardı. Bütün bu insani dertlerini anlatmalarını bile, Çin Devlet’ince “terörist eylem” olarak yutturulduğunu ifade etmişlerdi.

Çin esareti altındaki 35 milyon soy ve din kardeşimiz, sizi işte o ızdıraplarla ama ümitle beklediler. Ama siz Pekin’de Doğu Türkistan için “Sinkiang” dediniz ve devam ettiniz….”Sinkiang Çin’in ayrılmaz bir parçasıdır” Türklük Mücahidi İsa Yusuf Alptekin’in “Doğu Türkistan’ın yegane istinatgahı, göz bebeği “olarak ifade ettiği “Aziz Türkiye’miz” in İktidar “Reis”… sıfatınızla, Doğu Türkistan’da gönülleri şu cümlelerle dağladınız: “Türkiye terörizmin her türlüsüne karşıdır. Bu konuda mücadele için Çin ile işbirliğine hazırız.”

Bizatihi şu satırları yazmak bile, Çin Bizi, eski dostunuzu sizden “terörist” diye isterlerse, ne yapacaksınız“Reis”…?

Siz gene de “Aldırma”yın “Reis”. Biz çileye sevdalıyız!…

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ HAYALİ CİHANA DEĞER

(*) Türklüğün “Divan Başkenti” Kaşgar’a bağlı, bıçaklarıyla ünlü, İsa Yusuf Alptekin’in doğduğu ilçe.

Servet KABAKLI
Gazeteci-Yazar
  • Kaynak:
  • Etiketler: