• 3.05.2023
  • 575713 defa okundu

Doğu Türkistanlıların manevi annesi Sn Sinan Ogan’ın Çin işgali altında bulunan Doğu Türkistan halkı için yapmış olduğu açıklamaya sosyal medya aracılılığı ile tepki gösterdi.

Sn. Sinan Oğan şahsinizin Çin işgali altında bulunan Uygurlar hakkında yaptığınız açıklamalar sizin milliyetçi kimliğinize yakışmadı

Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan , kamuoyuna açık bir seçim platformunda, Uygurların baskı altına alındığı gerçeğinin Batı’nın öne sürdüğü kadar ciddi olmadığını bu durumun abartıldığını” söyledi. Elbette bu tavır, Çin’in Uygurlara yönelik mevcut katliamını örtbas etmekten başka bir şey değildir.

Sinan Oğan, yukarıdaki açıklamasına esas olarak Milliyetçi Hareket Partisi bünyesinde iken, Çinin düzenlediği bir organizasyonla Doğu Türkistan’ı ziyaret ettiğini belirtmiştir .

Çin,li kukla temsilcilerin ve yetkililerin bir arada bulunduğu ortamda, verilen bilgileri milliyetçi ve strateji uzmanı biri nasıl güvenilir bilgi olarak değerlendirebilir?

Bunun önceden planlanmış bir ziyaret olduğunu bildiği halde Turpan’ı kendi başına rahatça gezdiğini ve bölge sakinleriyle özgürce konuştuğunu kaydetti.

Eğer bu doğruysa, Türkiye’de özgürlük ve demokrasiyi yeterli görmeyen, belli bir akademik birikime sahip olan Sinan Oğan , tek parti diktatörlüğünde sömürge bir bölgede yaşayan insanların sözlerinin doğruluğuna nasıl inanabilir?!..

Konuşmasının bir bölümünde ABD’nin Uygur meselesini “Çin’in en hassas noktası” olarak anladığını belirtti. ABD için söyledikleri bizim için önemli değil , ancak kendisinin ABD’ye tutumunu tabiri caizse “karın ağrısı “ veya nefretini Uygur meselesini araç olarak kullanması ahlaki açıdan “yetim hakkını yemek” tir…

Aslında Türk siyasetçileri Uygurların durumunu anlamak için Turpana gitmelerine gerek yoktu. Uluslararası araştırma arşivlerindeki 380den fazla kampın yapay fotoğrafları, BM’nin 2 milyondan fazla Uygur kampına ilişkin raporu, Londra’daki bağımsız Uygur mahkemesinin kararı veÇinin ortaya çıkardığıTokkuzak polis dosyaları” gibi gizli belgeler Uygurları katliamı gerçeğini yeterli derecede ispatlamaktadır.

Şayet bunlar Batı nın kurgusu ise Türkiye’de ikamet etmekte olan 50.000 Uygur’dan 100 kişiden “Ailenizden kaç kişi cezaevinde?” diye sorarsanız ,bunlar dan 95 kişin ailesinden mutlaka 1 den 5 e kadar cezaevinde veya kamp alanlarında olduğunu söyler.
4 kardeşi, anne ve babasından ayrı kalan Hankız Hanım babası Yahya Kurban ve annesi Amina Kurban ın 44 senedir Türkiye vatandaşı olmalarına rağmen şu anda Kağılık’ta gözaltında olduklarını söyler. Onların Türk pasaportlarına gereksiz bir belge olarak el konulmadı.

Bu sadece Çin’in Uygur zulmü değil, aynı zamanda Türkiye’nin egemenliğine de bir hakarettir.

Türk vatandaşlarına bile böyle tutum sergileyen Çin yönteminin Uygurlara neler yapacaklarını tahmin etmek zor değildi.

Türk milliyetçilerinin sesi olarak yarışan bir adayın bunu tasavvur edememesi bizleri üzen ve hayal kırıklığına uğratan bir gerçektir.

Sinan Oğan, uzun zamandır Uygurların içinde bulunduğu trajedinin farkına varmış Uygurları destekleyen açıklamalarda bulunmuş ve dürüstlüğünden asla şüphe duymadığımız bir siyasetçidir.

Bu nedenle Sinan Oğan ın Uygur katliamını inkar eden yukarıdaki hatalı açıklamayı düzelteceğine inanıyor ve umuyoruz.
Çünkü Türk milliyetçiliği bildiğimiz anlamda mertlik, yiğitlik ve erkeklik demektir. Bu tacı giyenler yanlış konuşsalar da yetim hakkı yemezler;
Yanlış yerde durabilir ama İslam’a karşı hiçbir bahaneyle zalimin yanında asla yer almaz!

 

 

  • Kaynak: Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel MRK-KAYSERİ
  • Etiketler: Doğu Türkistan.Çin,Uygur,Rabia Kadir,Sinan Ogan