DERNEĞİMİZ AKADEMİSYENLERE KARŞIT BİLDİRİSİNDE YER ALDI
DERNEĞİMİZ AKADEMİSYENLERE KARŞIT BİLDİRİSİNDE YER ALDI
- 18.01.2016
- 2343 defa okundu
KAMUOYUNUN DİKKATİNE;
İçinde yaşadığı milletin acı ve sevinçlerine yabancı olan, bu toprağın kan bağıyla değil can bağıyla vatan edildiğinden bihaber, Malazgirt’in, Çanakkale’nin, Sakarya’nın ruhundan zerre nasip almamış, her şeyde devleti suçlama hafifmeşrepliğiyle hareket eden sözde akademisyenlerin imza vererek suni gündem oluşturmaya çalıştığı malum ihanet bildirisine karşı memleket ve millet sevdalısı bazı sivil toplum kuruluşlarının duygu ve düşüncelerini kamuoyumuzla paylaşmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Türkiye’yi uluslararası arenada zayıf düşürmek amacıyla yürütülen küresel bir projenin görevli veya gönüllü piyonluğunu yapan sözde akademisyenlerin imzasıyla yapılan bildiri eylemi, terörün akademi dünyamızdaki kirli yüzünü yansıtması açısından oldukça manidar ve ibret verici bir durumdur. Bölücü terör örgütüyle ilgili tek kelimelik bir eleştiri bile bulunmayan bu bildiriyi imzalayanların kime ve neye hizmet ettiği açıkça ortadadır. Kandil veya İmralı bir bildiri yazsaydı ancak böyle bir metin çıkardı diye düşünüyoruz.
Türkiye ne zaman terörle etkin bir şekilde mücadele etse içerden ve dışarıdan hemen çeşitli bariyerler çekilmeye çalışılır. Sözde insan hakları örgütleri, yaşadığı topluma yabancı gibi davranan mankurt akademisyenler ve aydın görünümlü kalemşörler aynı yerden düğmeye basılmış gibi terörle mücadeleyi akamete uğratmak için benzer gayretler sergilerler. Küresel senaryolarla kurgulanan bu ihanet sahnelerini, ısmarlama filmleri biz senelerdir izliyoruz. Artık yeter! Bu kirli oyunlara, algı operasyonlarına yenilmeyeceğiz.
Şimdiye kadar en az 40 bin insanımızın canına kastetmiş, bölge insanına hayatı adeta zindan etmiş, her zaman ve her fırsatta ülke ve millet düşmanlarıyla işbirliği içinde olan bölücü terör örgütünün yaptıklarının masum gösterilip, güvenlik güçlerimizin her gün şehitler vererek sürdürdüğü insani ve gerekli operasyonların kınanmasını normal bir akıl, hiçbir vicdan ve akademik ahlak kabul etmez.
“Cetveli doğru olmayanın çizgisi de eğri olur’ der Hazreti Ali. Sözde akademisyenlerin, sözde aydınların imzaladıkları metin ile Türkiye’de yaşanan gerçekler hiçbir şekilde birbiriyle uyuşmuyor. Pazar alışverişindeyken öldürülen binbaşı, uyurken evi yakılan uzman çavuş, kaçırılıp işkenceyle katledilen öğretmen, patlayan bombalarla hayata gözlerini yuman gençler ve beşikteki bine yakın bebek, binlerce şehit, yetim kalan çocuklar, kaybolan umutlar ve yarım kalan hikâyelerin baş sorumlusu olan bir terör örgütünü es geçip olayları devlete fatura etmek, ihanetten ve mankurtluktan başka bir şey değildir. Bunlar hangi Türkiye’de yaşıyor, doğrusu merak ediyoruz. Terörün yaktığı ateşten küçük bir kıvılcım bu sözde akademisyenlerin kendi ocaklarına düşmüş olsaydı acaba yine böyle düşünürler miydi?
Terörle topyekûn mücadele edilmelidir. Dağdaki, köydeki, şehirdeki, Meclis’teki, kamudakileri derken kampüslerdekileri de göz ardı etmemek gerekir. Terör örgütünün sızdığı veya etkilediği çeşitli aşırı sol gruplar, stratejik ortaklıklar kurduğu taşeron paralel yapılar katil diye yaftaladıkları devletin üniversitelerinde adeta hücre tarzı örgütlenmişlerdir. Maalesef üniversitelerde sanki akademisyen değil de akrep yetiştirmişiz. Bu bildiriyle terörün boyutunun geldiği tehlikeyi net bir şekilde görüyoruz. Bu alçakça bildiriye destek verdiğini açıklayan ana muhalefet partisinin tutumunu da bir akıl ve vicdan tutulması olarak görüyoruz.
Son aylardaki etkili operasyonlarla terör yılanının beli kırıldı. İşte bu yüzden uyuyan bütün hücreler harekete geçti. Yapılması gereken yılanın kafasını da kuyruğunu da ezmektir. Terörle mücadeleden asla taviz verilmemelidir. Boş lakırdılara kıymet bahşedilmemelidir. Söz konusu olan Türkiye’dir. Türk milletinin güvenliği, özgürlüğü ve refahıdır. En önemlisi, kalkınan ve büyüyen bu aziz milletten ve devletten medet uman medeniyet coğrafyamızdaki milyonlarca kardeşlerimizin yeşeren umutlarını menzile ulaştırmaktır. Bu ülkede terör sona erince hayal diye görülen birçok imkânsızın mümkün olacağı bilindiği için sürekli engeller çıkarılıyor. Artık uyanma ve diriliş zamanıdır.
Elbette hiçbir ana ağlamasın. Hiçbir ocağa ateş düşmesin. Bu ülke bir “ebrudur” ve bütün renkleri kutsaldır. Fakat devletin büyük riskler alarak uzattığı şefkat eline bile kurşunla cevap verenlerin ne bu toprakla ne de bu milletle bir bağı kalmamıştır. Irkçı, Marksist, bölücü, vahşi bir terör örgütüyle adı ne olursa olsun yürütülecek hiçbir süreç olmamalıdır.
Devlet yılanların inine girmiştir. Millet de devletinin arkasındadır. Yılanların başı ezilinceye kadar bu şanlı mücadele sürmelidir. Bölge insanı terörün cenderesinden kurtarılıncaya kadar bu haklı mücadele devam etmelidir.
Bizim anayasamız ve kanunlarımız düşünce ve ifade hürriyetini garanti altına almıştır fakat terörü ve teröristi yüceltmeyi de yasaklamıştır. Söz konusu ihanet bildirisinde imzası olanlara karşı kanunlarımızın gereğinin yapılmasını talep ediyoruz. Savcılarımıza buradan suç duyurusunda bulunuyoruz.
Bu topraklarda nefes alıp veren herkes emin olsun ki, şanlı ecdadın yadigârı bu vatan topraklarında kim kendini nasıl ifade ediyorsa öyle kabul ederek; tek devlet, tek millet, tek vatan ve tek bayrak olarak, ay yıldızlı al bayrak altında, çokluk içinde birlikte, hür ve müstakil bir şekilde sonsuza kadar kardeşçe yaşamaya devam edecek.
Herkes bilsin ki milyonlarca nefes teröre karşı tek sestir.
Bu vesileyle bu cennet vatan için şehit düşenleri bir kez daha minnet ve şükranla yâd ediyor, terörle mücadelede canlarını ortaya koyan güvenlik güçlerimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyoruz.
- Kaynak:
- Etiketler: