Decathlon’un Uygur Türkleriyle İlgili Skandalı Ortaya Çıktı
Decathlon’un Uygur Türkleriyle İlgili Skandalı Ortaya Çıktı: Zorla Çalıştırma İddiaları Gündemi Sarstı
Fransız Spor Devi Suçlamalarla Karşı Karşıya
Fransa’nın en büyük spor perakendecilerinden biri olan Decathlon, Uygur Türklerini zorla çalıştıran tedarikçilerle bağlantılı olduğu iddialarıyla gündeme oturdu. Disclose ve France 2’nin “Cash Investigation” programının araştırmasına göre, Decathlon’un tedarikçisi Qingdao Jifa Group’un, Çin’in Xinjiang bölgesindeki zorla çalıştırma ağıyla bağlantılı olduğu ortaya çıktı.
Decathlon, iddiaları reddederek tüm ürünlerinde sorumlu kaynaklardan temin edilen pamuk kullandıklarını ve zorla çalıştırmaya kesinlikle karşı olduklarını belirtti. Ancak yapılan araştırmalar, şirketin bu konuda yeterince şeffaf olmadığına dair büyük şüpheler uyandırdı.
Decathlon Yöneticisinden Çarpıcı İtiraf
Decathlon’un üretim yaptığı fabrikalardan birinde yerel yönetici, “Cash Investigation” programına yaptığı açıklamada, burada depolanan pamukların Xinjiang’dan geldiğini kabul etti. Bu itiraf, Decathlon’un tedarik zincirindeki karanlık bağlantıları gözler önüne sererken, markanın güvenilirliğine büyük darbe vurdu.
Uluslararası insan hakları kuruluşları ve tüketici grupları, Decathlon’un etik ticaret ilkelerine aykırı hareket ettiğini belirterek şirkete sert tepki gösterdi.
NBA Ürünleri de Listede
Araştırma kapsamında, Decathlon’un NBA logolu ürünlerinin de Qingdao Jifa Group aracılığıyla satıldığı ortaya çıktı. 2021 yılında NBA’nin resmi ortağı olan şirket, dünya genelinde bin 700’den fazla mağazasında bu ürünleri satışa sunmuştu. NBA’nin daha önce Çin’deki zorla çalıştırma iddialarıyla gündeme gelmesi, Decathlon skandalının yankılarını daha da artırdı.
ABD’nin Xinjiang Yasağı ve Küresel Tepkiler
ABD, Aralık 2021’de kabul ettiği yasa kapsamında, Xinjiang bölgesinden gelen ürünlerin ithalatını yasaklamıştı. Bu yasa, yalnızca tedarikçilerin üretimlerinde zorla çalıştırma yapılmadığını kanıtlamaları halinde uygulanmıyor.
Decathlon’un bu yasa çerçevesinde denetime tabi tutulabileceği ve uluslararası boykotlarla karşılaşabileceği belirtiliyor. Uygur Türklerine yönelik zorla çalıştırma iddialarına adı karışan şirketlerin giderek daha fazla tepki çekmesi, küresel markaların tedarik zincirlerinde daha fazla şeffaflık sağlamaları gerektiğini gösteriyor.
