• 23.02.2012
  • 2298 defa okundu

Doğu Türkistan Kültür ve
Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, Çin’in görüldüğü kadar masum
olmadığını belirterek, “Türkiye’den başka hiçbir ülkede güvende
değiliz” dedi.

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
(ZKÜ) tarafından Prof. Dr. Arif Amirov Konferans Salonu’nda düzenlenen
“Çin Halk Cumhuriyeti’nin Doğu Türkistan Politikası” konulu
konferansa konuşmacı olarak katılan Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği
Genel Başkanı, Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk, çoğunluğu
üniversite öğrencilerinden oluşan katılımcılara Doğu Türkistan’ı anlattı. Doğu
Türkistan’ın tarihi ile konferansa başlayan Tümtürk, “Şanssızlığımız ve
talihsizliğimiz Rus ve Çin gibi ikibüyük devletin olmasıdır. 1949’da
Doğu Türkistan işgale uğramıştır. 63 yıldır fiilen Çin  Komünist hükümetinin
işgali altındadır. Doğu Türkistan üzerinde asimilasyon uygulanmaktadır. Çin,
Doğu Türkistan’ın toprakları altında nükleer denemeler yapmış, binlerce insan
nükleer denemeler yüzünden hastalıklarla karşılaşmıştır.
Çevreye bile zarar vermiştir. Komünist partisi üyeleri, devlet memurları, 18
yaşından küçükler, emekliler ve kadınların camilere girişleri yasaklandı”
diye konuştu.

2009 yılında yaşanan Urumçi
olayında Çin’in yüzde 80 oranında Doğu Türkistan üzerinde göçünü tamamladığını
ifade eden Tümtürk, Çin’in göründüğü kadar masum olmadığını söyledi. Doğu
Türkistan’ın geçmişten bu yana kapalı bir kutu olarak tutulduğunu söyleyen
Tümtürk, şöyle devam etti:

“Küçük bir kasabaya dönen
dünyada kendisini kurtaramayacak olan Çin, olası bir referandumda Doğu
Türkistan’ı kendi toprağı altına almak için alt yapıyı oluşturmaktadır.
Gelecekte bir demokratikleşme dahi olsa Çin’in Doğu Türkistan’a göç ettirdiği
Çinliler sayesinde orayı kendi topraklarına katmayı hedeflemektedir. 1990
yılında Doğu Türkistan’ın Kaşkar iline bağlı Varım kasabasında bir ayaklanma
oldu. Binlerce Doğu Türkistanlı öldürüldü. Çin, o bölgeyi kapalı kutu haline
getirdiği için bu katliamdan bizim dahi aylar sonra haberimiz
olabildi. Farkındalık oluşturulmayınca hiç kimsenin Çin’e karşı sözü oluşmadı.
1995 yılında Hoten ayaklanması yine katliama dönüştürüldü.”

 

“ÇİN HAİN YETİŞTİRİYOR”

Çin’in Doğu Türkistan üzerinde 7
yıl önce iki proje hayata geçirdiğini anlatan Seyit Tümtürk, şunları söyledi:”Çin, Doğu Türkistan’daki
yanlış uygulamalarını 7 sene önceki iki proje ile hayata geçirdi. Hiçbir ülkede
bunun emsali yoktur. Yaşları 15 20 arasındaki Doğu Türkistanlı kızlar, Çin’in
iç bölgelerinde ağır fabrika şartlarında çalıştırıldı. Bu hem Doğu
Türkistanlıların onurunu kırmıştır. Bütün bunlar Çin’in asimilasyon
projelerinde bir amaçtır. İlköğretim çağındaki çocuklar, Çin’in iç bölgelerine
getirilerek özel okul adı altında komünist eğitiminden geçirilme projesi
uygulandı. Bu çocukların sayısı 500 bine ulaştı. Kendi vatanlarına
birer hain olarak yetiştirilecektir. Bu da Doğu Türkistan’ın endişesini ortaya
koymaktadır. Olaylarda hayatlarını kaybedenlerin dışında neredeyse 18 40
yaşındaki erkek nüfusu kayıp oldu. Ya öldürüldü ya da hapishanelere atıldı. Çin askeri
birliklerinin katliamlarından sonra sivil kıyafet giymiş asker ya da polisler
Çin devletinin kontrolü altında Urumçi’de Uygur katliamı yaptı. Doğu
Türkistan’daki insanların elinde tek bir silah, tek bir mermi yok ama
Çinlilerin elinde dünyanın en modern silahları mevcuttu.”

 

“TÜRKİYE TEK YÜREK OLDU”

Urumçi olaylarında Türkiye’nin
tek yürek olarak Doğu Türkistan’a sahip çıktığını ifade eden Tümtürk,
“Türkiye Cumhuriyeti devleti, medyası, muhalefeti, Doğu Türkistan meselesi
üzerinde tek vücut olduğunu gördük. Bu güne kadar medyanın bu tür olaylarda
taraf olduğunu gördük ama Urumçi katliamında Türk medyası tek ses olarak
reaksiyon ortaya koydu. Türkiye’deki 81 vilayetin tamamında birçok mitingler ve
toplantılar yapıldı. Sonuç itibariyle halkın hassasiyeti Türkiye’nin üzerinde
de ses buldu. Başbakan Erdoğan’ın bu katliam karşısında
Çin’in yaptığını soykırım olduğunu ifade edip, adeta Çin’in üzerine tokat
atmıştır. Bu kadar net bir ifade olmasaydı belki yine on binlerce masum Türk
katledilirdi. Dünyanın umurunda bile olmazdı. Çin çünkü büyük bir pasta, dev
olduğu için herkes bunu görmezden gelirdi. Bu olaylardan sonra kendi
anavatanlarında iş imkanı bulamayın ikinci veya üçüncü ülkelere sığınmalar
oldu. 20’ye yakın siyasi sığınmada bulunan Uygur Kamboçya’ya sığındığında
Kamboçya, Çin’e onları teslim etti. Ömür boyu hapse mahkum
edildiler. Tek suçları ise Çin’i istemedikleri içindir. Hiçbir ülkede güvende
değiliz. Bize Türkiye sahip çıktı. Türkiye dışında hiçbir ülkede güvende
değiliz” diye konuştu.

Türkiye’den beklentilerinin
olduğunu ifade eden Tümtürk, “Urumçi’de başkonsolosluk açılmasını
bekliyoruz. Doğu Türkistanlıların vize problemlerinin giderilmesini istiyoruz.
TİKA’nın Kaşgar’da temsilcilik açmasını istiyoruz. Uygurların sosyo kültürel
yapısının ortaya çıkarılmasını istiyoruz. 1995 özerklik anlaşmasıyla Uygurlara
tanınan tüm siyasal, kültürel ve sosyal hakların iade edilmesini istiyoruz. Din
ve ibadet özgürlüğü üzerindeki tüm engellerin kaldırılmasını istiyoruz.
Türkiye’nin Urumçi ve Kaşgar’da iş merkezleri açmasını
istiyoruz. Doğu Türkistan’daki üniversitelerle Türk üniversiteleri arasında
değişim anlaşmaları imzalanmasını istiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK’ün
Doğu Türkistanlı öğrenciler için kontenjan ayırmasını istiyoruz. THY’nin Urumçi
veya Kaşgar’a sefer düzenlemesi, Doğu Türkistan ile Türkiye arasında en azından
nefes alma açısından çok önemlidir. Devlet üniversitelerimizde Doğu
Türkistan’la ilgili araştırma birimlerinin oluşturulmasını istiyoruz. Türk
haber ajanslarının Urumçi veya Kaşgar’da büro
açmalarını istiyoruz. Doğu Türkistanlı sivil toplum örgütlerinin
desteklenmesini istiyoruz” dedi.

Konferans sonunda Seyit
Tümtürk’e, ZKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Güven tarafından üniversiteyi
anlatan hediyeler takdim edildi. Program, hatıra fotoğrafı çektirilmesi ile
sona erdi.

ZONGULDAK (İHA) –

  • Kaynak:
  • Etiketler: Doğu Türkistan,Zonguldak ,Kara Elmas,Türkiye,Çİn,Uygur,Rusya,Nükleer,Komünist,Hoten,Urumçi,TİKA,Kaşgar,THY,Haluk Güven