• 3.09.2010
  • 2051 defa okundu

Son bir ay içerisinde Kayseri’yi ikinci defa ziyaret eden
Çin’in Ankara Büyükelçisi Gong Xiaosheng’in bu ani ve sıkılaştırılmış
ziyaretleri hiç kimsenin dikkatinden kaçmamaktadır.

Kayseri’ye bir ay önce ki gelişi ve geliş şekli ile zaten
dikkatleri üzerine çeken Gong Xiaosheng ikinci ziyaretinde sanırım ilk
ziyaretinden bir ders çıkarmışa benzetmekte, hatırlanacağı üzere geçtiğimiz
Temmuz ayında Kayseri Valiliğine bir ziyaret gerçekleştiren büyükelçi adeta
aksiyon filmlerinde görülebilecek düzeyde bir gizlilikle Kayseri’ye gelmiş.
Ancak Valilik binasına girişte objektiflerden kaçamamıştır. Apar topar ve
aceleci gelişi kameralara yansıyan büyükelçinin, bu paçaları tutuşmuş edasında
ki davranışının nedenlerini saymaya kalksak sanırım sayfalar dolusu neden
buluruz. Temmuz ayının hemen başlarında ki bu aniden gelişen ve basından
saklanmaya çalışılan ziyaretin tek bir nedeni olabilir. O da geçtiğimiz yıl
Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de yaşanan katliamlarının 1. yıl dönümü
olması, 5 Temmuz Urumçi Olaylarına en geniş şekilde tepki koyan Türkiye
halkının olaylarının birinci yıl dönümünde de, aynı tepkiyi vereceğinden
çekinen çin elbette bu çekincesinde haksız değildi.

Urumçi olaylarının birinci yıl dönümünde yine Türkiye’nin
çeşitli yerlerinden çin’e protesto sesleri yükseldi. Öyle ki, bu işin arkasını
bırakmayan Doğu Türkistan ile ilgili dernek ve vakıflar ortak hareket etme
kararı aldılar ve bunu da gerçekleştirdiler. Yapılan her eylem ve söylem zaten
Türkiye’de var olmayan çinin imajını daha da zedeledi. Çin’de olup bitene dur
diyebilmek ya da kendini haklı gösterebilmek adına her türlü girişimi meşru
gören Çin devleti, kardeşin kardeşe sahip çıkmasını hazmedememektedir. En çok
rahatsız olduğu nokta da işte budur. Çünkü Türkiye’de yaşayan soydaş ve
dindaşlarımızın Doğu Türkistan’da olan bitene kayıtsız kalamayacağı gibi hiçbir
dönemde de kayıtsız kalmayacaktır.

İşte bu direnci kırmak bu havayı kirletmek isteyen Çin
devleti halkın üzerinde baskı kuramayacağını bu kardeşlik bağını bozamayacağını
bildiği için kendi çapında bürokratik girişimleri başlatmış ancak bunu da
görüldüğü üzere ajan filmlerine has bir gizlilikle yaparak eline yüzene
bulaştırmıştır. İlk ziyaretin akıllarda kalan bir başka detayı da, Kayseri
Valisi ve Çin’in Ankara Büyükelçisi arasında nelerin konuşulduğu ya da bunları
akıl yanılması olduğunu varsayacak olursak bir büyükelçiyi Kayseri’ye bu kadar
gizlilik içerisinde getiren olay ne olabilir ki’ Birilerinin çıkıp bunu açıklaması
ve kamuoyunu rahatlaması gerekir.

Gelelim geçtiğimiz hafta ki, ziyarete yukarıda da
belirttiğimiz üzere ilk ziyaretini elini yüzüne bulaştırmış olan Çin
büyükelçisi yerel ve ulusal basında çıkan haberlerden gerekli dersi çıkarmış
olmalı ki; bu gelişinde basından saklanma ihtiyacı görmemiştir. Öyle ki, bir
grup Çin’li işadamını da yanında getiren büyükelçi adeta Kayseri’ye bu gelişi
bir çıkarma şeklinde oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet ÖZHASEKİ’yi
makamında ziyaret eden Çin’in Ankara büyükelçisi Gong Xiaosheng Kayseri
şehrinin ne kadar gelişmiş ve modern bir şehir olduğunu vurgulayarak.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çin’i ziyaretinde bile Kayseri’nin konuşulduğunu
ifade ederek, “Kayseri’ye daha önce iki kez gelmiştim. Çok gelişmiş ve düzenli
bir şehir olduğunu görüyorum. Kayserili işadamları Çin’de önemli yatırımlar
yapıyorlar. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çin’e yaptığı ziyarette Kayseri ismi
gündeme gelmişti.’

Bu demeçten de anlaşılacağı gibi Çin gibi dünyanın her
yanından yatırım çeken bir ülke, Kayserili işadamlarının da Çin de iş yapması
bu bağlamda gayet normaldir ve normal de karşılanmalıdır. Ancak büyükelçinin ‘Cumhurbaşkanı
Abdullah GÜL’ün Çin’e yaptığı ziyarette Kayseri ismi gündeme gelmişti’ sözü
üzerinde durmakta yarar var. Sayın Gül’ün Kayserili olmasından dolayı bu resmi
temasta Kayseri’nin gündeme gelmesi normaldir. Ya da Kayserili işadamlarının ve
ticaret erbablarının Çin’de yatırım yapmaları ticari açıdan
değerlendirildiğinde de normal karşılanmaktadır.

Ancak ortada anormal bir durum söz konusunudur. O da iki ara
bir derede büyükelçinin biri gizli kapaklı, bir diğeri çıkarma şeklinde ki
ziyaretlerinin altında başka neden olamaz mı’ Elbette var Doğu Türkistanlıların
Türkiye’ye gelişlerinden bu yana, Çin Türkiye’nin varlığını hissetmiştir. Ancak
ne zaman ki Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine yapılan mezalim, soykırım gün
yüzüne çıkmaya başladı. Ne zaman ki Anadolu coğrafyasında yaşayan bu toprakları
kendisine yurt tutan soydaşları bu durumdan rahatsızlık duyarak ses çıkarmaya
başladı. İşte o zaman Türkiye Çin’in gündeminde ayrı bir öneme sahip olmuştur.
Çünkü Çin’de iyi bilmektedir ki, yaptığı insan hak ve ihlalleri yenir yutulur
cinsten değildir. Suçsuz yere idam edilenlerden, nükleer denemelere, ekonomik
talandan, din ve vicdan hürriyetine, zorunlu kürtajla eline bulaştırdığı anne
ve bebek kanları ile hiçte masum olmadığını bilen Çin. Türkiye Cumhuriyeti’nin
devlet makamlarından ve vatandaşlarından gelecek olan tepkiyi hesap edemediği
gibi bunun önünü almak içinde her türlü girişimi yapmayı kendi uluslar arası
çıkarlarından dolayı meşru görmektir.

Bu kadar suçu kendi eliyle işleyen devlet sanırım şirin
gözükmek içinde her türlü yolu deneyecektir. Ve denemektedir de, Çin için
Türkiye’nin önemi ticari olduğu kadar içinde bulunduğu kıtanın kontrolü içinde
önemlidir. Etrafı nerede ise Türk Devletleri ile sarılı olan Çin’in yüzünü
rahatlıkla batıya dönebilmesi için elinde tuttuğu Doğu Türkistan topraklarının
uzaklarda ki sahibi Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarını memnun etmekten
geçtiğini iyi bilmektir. Çin sadece bunu değil Kayseri’nin ve Kayseri’de
yaşayan Uygur Türklerinin de kendisine ne kadar zorluk çıkardığını da iyi
bilmektedir. Doğu Türkistan’da yaşanan ve gelişen her olaya anında ve sert bir
dille cevap veren, bu olayları dünya kamuoyu ile en şeffaf şekilde
paylaşanların bulunduğu, yaşadığı şehre ayrıca önem vermesi gerektiğini Çin
devleti zaten bilmektedir. Bildiği ile kalmayarak bunu her fırsatta
kullanmaktadır.

Geçmiş yıllar da nerede ise Kayseri’deki yerel yöneticilerden
ve sivil toplum kuruluşlarından randevu alamayan Çin Büyükelçilerinin son
zamanlar da Türkiye’de neden en fazla Kayseri ilini ziyaret ettiklerini
anlamamız da bizlere yardımcı olacaktır. Devlet eliyle bu gün Doğu Türkistan
topraklarında, istediği gibi at koşturan. Hatta keyfi uygulamalar ile bir
milleti yok olmanın eşiğine getiren Çin devleti, kendisine ses edebilecek tek
devletin Türkiye olduğunu bilmektedir. O nedenle Çin devleti ve burada ki
temsilcileri konumunda ki kişiler diplomatik yollarla, ekonomik söylemlerle her
şeyi düzeltebileceklerini Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kayseri ilini markaj
altında tutabileceklerini zannetmektedirler. Oysa şunu iyi bilmeliler ki, Türk
Milleti birbirine sıkı sıkıya kenetlenmiştir. Bu gün Doğu Türkistan’da, Güney
Azerbaycan’da, Musul’da, Kerkük’te, Batı Trakya’da Türk’ün üzerinde yaşadığı
hangi coğrafya olursu olsun. Türk’ün tırnağı incindi mi, bunu bütün bir millet
olarak hissederiz. Bu yüce ve necip Türk Milletini tarihin ilk zamanlarından
beri en iyi bilen de hiç şüphe yoktur ki Çin Devletidir.

Sözlerimizi yine Çin tarihinin yakından tanıdığı bir
büyüğümüzün sözü ile bitirmek istiyorum. Bizleri bu Çinlilere karşı asırlar
önce uyaran Bilge Kağan atamızın hepimizin diline ve kulaklarına pelesenk
olacak o müthiş ikazı ile sonlandırıyoruz.

 ‘Ey Ulusum! İşitin! Sözlerimi dikkatle dinleyin!’

İleride gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün
batısına, kuzeyde gece ortasına kadar bütün ulusları şimdi bana tabidir. Bu
günkü gibi kargaşalık olmaksızın Türk Hakanı Ötüken’de oturursa, Türk yurduna
sıkıntı olmaz. Ben Ötüken’de oturarak yurdumu yönettim.Çinlilerin altınına,
gümüşüne, ipeğine, tatlı sözüne, değerli hediyesine kapılmadım.Bunlara kapılan
ne kadar Türk’ün can verdiğini, Çin boyunduruğuna düştüğünü unutmadım. Tanrı
yardım etti, Türk Hakanı oldum.

Yazımızı bitirmeden önemli bir konuyu da değinmekte yarar
var. 17 Eylül de başlaması planlanan, Ankara, İstanbul ve Kayseri’de
gerçekleşecek olan Çin Günleri için ziyaretler ne zaman gerçekleşecek ve bu
ziyaretlerde büyükelçi bakalım hangi altını, gümüşü ve ipeği vaad ederek. Hangi
tatlı sözü ile adı geçen bu şehirlerin yöneticilerini baştan çıkarmaya
çalışacak.

  • Kaynak:
  • Etiketler: Gong Xiaosheng, Ankara, Büyükelçi, Kayseri, Urumçi, Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı, Bilge Kağan, Mehmet Özhaseki, Büyükşehir belediyesi