Basın Toplantısı
Basın Toplantısı
- 3.02.2012
- 892 defa okundu
- Kaynak:
- Etiketler: Doğu Türkistan,Gulca,Kamu-Sen
- 25.01.2002
- 2393 defa okundu
11 Eylül terör olaylarından sonra Çin’in Doğu Türkistan’lılar aleyhine başlattığı iftira ve gerçekleri saptırma kampanyasına tepki. Doğu Türkistan teşkilatlarının girişimleri ile 25 ocak 2002 tarihinde Ankara’da, çeşitli siyasi partilerden 12 milletvekilinin katıldığı bir basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısına katılan milletvekilleri, 16 aralık 2001 de Çin halk cumhuriyeti İstanbul başkonsolosluğu tarafından yayınlanan bildiri ve Çin Dış İşleri bakanlığının açıklamalarına tepkilerini ortaya koyarken, Doğu Türkistan’ın Türklerin vatanı olduğunu, Doğu Türkistan’lılara yakıştırılmaya çalışılan Terörist yaftasının yanlış olduğunu ve Doğu Türkistan’lıların mücadelesinin hak ve hukuk mücadelesi olduğunu dile getirdiler. Katılamcılar: Edip Özbaş : MHP Milletvekili Sadi Somuncuoğlu : MHP Milletvekili (Eski Devlet Bakanı) Şeref Malkoç :Saadet Partisi Milletvekili Metin Kalkan : Saadet Partisi Milletvekili Mesut Türker: MHP Milletvekili Agah Oktay Güner : DYP Milletvekili (Eski Devlet Bakanı) Ayvaz Gökdemir: DYP Milletvekili (Eski Devlet Bakanı) Sevgi Esen : DYP Milletvekili Mehmet Gül : MHP Milletvekili Ali Güngör : Bağımsız Milletvekili Sadık Yakut: AK Parti Milletvekili Basın Bildirisi Çin Halk Cumhuriyeti, 11 eylül olaylarından sonra tüm dünya çapında Doğu Türkistan’lılar aleyhine karalama kampanyası başlattı. Çin, Doğu Türkistan’lıları terörizmin bir parçası olarak dünyaya kabul ettirerek kendini mazlum ve terör mağduru olarak gösterme çabasındadır. Bu sayede Doğu Türkistan’da uyguladığı zulmü, soykırımı ve asimile politikalarını meşru hale getirmek istemektedir. Bu amacında da ilk olarak, Doğu Türkistan’ın ve Türk halkının varlığını inkar etmekte, tarihi gerçekleri saptırarak Doğu Türkistan’ın Çin toprağı olduğu iddiasını savunmaktadır. Doğu Türkistan’ın tarihin bilinen ilk dönemlerinden itibaren Türk toprağı olduğu bilinen ve tüm tarih kaynaklarında yer alan bir gerçektir. Doğu Türkistan Türk vatanıdır. Binlerce yıllık insanlık tarihinde Türk Vatanı olan Doğu Türkistan, tarihin geleceğinde de Türk vatanı olarak kalmaya devam edecektir. Terör konusunda diline doladığı birkaç münferit olayı, aslı olmayan sanal örgütlere atfederek, aslında bir yerde kendi tezini kendi çürütmektedir. Henüz 10 yıl önce kendi gençlerini tanklar altında ezen, işgalci sömürgeci olan, izlediği politikalar ile bölge ve dünya barışı için büyük tehdit oluşturan Çin’in başka bir milleti terör ile suçlamak yerine kendi tarihindeki karanlık sayfaları temizlemesi gerekmektedir. 11 eylül olaylarından sonra Orta Asya’da Amerika ve batının gücünü hissettirmesi, bölgede nüfuzunun ve etkinliğinin artması Çin’i tedirgin etmiştir. Buna paralel olarak Doğu Türkistan’ın ve özellikle Çin’in bölgede uyguladığı insan hakları ihlallerinin daha sık gündeme gelmesi ve Orta Asya kapısı olan Doğu Türkistan’ın bağımsız bir devlet olması endişesi Çin’i gerçek olmayan iddialar ile Doğu Türkistan’daki soykırım ve bir milleti tarihi,kültürü ile yok etme çabasına hız vermeye itmiştir. Sonuçta zulüm ve baskı hat safhaya ulaşmış, tutuklama ve idamlara hız verilmiştir. Dünya kamuoyunun ve yetkili kurumların konuya verdiği tepki ve cevaplar Çin’in bu iddialarında ne kadar gerçek dışı hareket ettiğini ortaya koymaktadır. Birleşmiş Milletler İnsan hakları komisyonu başkanı Mary Robinson’un, Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerinin durdurulması ve izleme amaçlı olarak bölgede temsilcilik açılmasına izin verilmesinin istemesi, ayrıca dünya basınının önemli kalemlerinin konunun terör değil bir milletin temel hak ve özgürlükleri kazanma mücadelesi olduğunu belirtmeleri konunun önemini ve iddiaların yanlışlığını göstermesi açısından önemlidir Gerek Doğu Türkistan’da gerekse yurt dışında yaşayan Doğu Türkistan’lılar ve kurdukları teşkilatlar işgalci Çin yönetimine ve insanlık dışı uygulamalarına karşı bağımsızlık mücadelesi vermektedirler. Amaçları da sadece Doğu Türkistan halkı içinde değil, tüm insanlık için huzur ve barış içinde bir dünyanın oluşturulabilmesidir. Dünya medeniyetine her alanda büyük katkılarda bulunan Doğu Türkistan’lılar, insanların en temel hakları olan yaşama, geleceğini ve hayatını kendi iradesi ile yapılandırma haklarına daima saygılı olmuşlardır. Haklı davalarını sürdürürken Doğu Türkistan davasının geçmişinde olduğu gibi gelecekte de, kesinlikle terörizm gibi bir leke ile bağdaştırılmasına, ilişkilendirilmesine müsaade etmeyeceklerdir. Kapalı ve baskıcı yönetimlerde bireysel terör olamaz, aksine kapalı yönetimlerde ancak devlet teröründen bahsedilebilir. Nitekim Çin yönetiminin uygulamaları ele alındığında Doğu Türkistan’da esas terör suçlusunun Çin Halk Cumhuriyeti olduğu ortaya çıkmaktadır. İlk kabul edilmesi gereken madde Çin’in işgalci olduğudur. Çin, Doğu Türkistan, Tibet, İç Moğolistan gibi ülkeleri silah zoru ile hakimiyetinde tutarak, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini sömürerek en büyük terörü uygulamaktadır. İşgali altında tuttuğu Doğu Türkistan’da nükleer denemeler sonucu 200.000 insanın ölümüne, sakat kalmasına yol açmak, Lop-nor bölgesindeki ekolojik dengeleri bozmak, insan hayatını hiçe saymak değil midir? Zorunlu aile planlaması ile aile yapısını bozmak, henüz doğmamış bebekleri anne karnında katletmek terör değil midir? Ülke halkından zorla gasp ettiği topraklara çoğu eski mahkum olan Çinli göçmenleri yerleştirmek, ülke halkını vatanlarında azınlık durumuna düşürmeye çalışmak hangi barışçıl amaca hizmet etmektir? Her ay onlarca Doğu Türkistanlı genci idam eden, bunların yanında gece yarılarında evlerinden topladığı insanların akıbetinden kimseye bilgi vermeyen veya veremeyen Çin Halk Cumhuriyetinin uygulamaları devlet terör değil de nedir? 35 milyon Müslüman Türk halkını binlerce yıllık kültürü ile birlikte yok etmeye çalışmak, asimile programları içinde AİDS gibi bulaşıcı ve öldürücü hastalıkları bile bir silah gibi kullanmak soykırımın en vahşi örneği değil midir? Ayrıca Orta Asya Türk cumhuriyetlerinde faaliyet gösteren Doğu Türkistan teşkilatlarının 3 liderinin suikastlar sonucu öldürülmesi dikkatlerden kaçırılmaması gereken bir durumdur. Bütün beyanlarında terörün her türlüsüne karşı mücadelede ortak hareket etmeyi vaat eden Çin’in, öncelikle Doğu Türkistan’da uyguladığı devlet terörüne, Doğu Türkistan’daki işgaline son vermesi ve Doğu Türkistan’ın bağımsızlığını kabul etmesi gerekmektedir. Ancak bu sayede ülkeler ve milletler barış ve huzur içinde yaşayabilir. Çin’in tüm bu karalama kampanyasına karşı, milletimizin Doğu Türkistan halkının haklı davasına dün ve bugün olduğu gibi yarında sahip çıkacağına inancımız tamdır. Bu maksatla yöneticilerimizi ve basınımızı konu hakkında daha duyarlı olmaya ve Çin’e gerekli cevabı vermeye çağırıyoruz. Bugün yanımızda olan, davamıza destek veren sayın milletvekilerimize ve siyasi parti temsilcilerimize teşekkür ediyorum Saygılarımızla. Doğu Türkistan Milli Kurultayı: ALMANYA Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Merkezi: KAYSERİ Doğu Türkistan Vakfı: İSTANBUL Doğu Türkistan Dayanışma Derneği: İSTANBUL Doğu Türkistanlılar Derneği: ADANA Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi: ALMANYA
- Kaynak: gökbayrak
- Etiketler: Çin,Doğu Türkistan,Edip Özbaş,Şeref Malkoç,Sadi Somuncuoğlu,Metin Kalkan,Mesut Türker,Agaj Oktay Güner,Ayvaz Gökdemir,Sevgi Esen,Mehmet Gül,Ali Güngör,Sadık Yakut,DYP;AK part,,MHP,AİDS,Almanya,Kayseri,Adana,