• 4.04.2020
  • 272673 defa okundu

5 Nisan 1990 tarihinde Doğu Türkistan’ın Barın kasabasında meydana gelen “Barın Katliamı” 30. yıl dönümünde acısını hissettirmeye devam ediyor.

İşgalci Çin güçlerinin büyük bir katliama imza attıkları olayda binlerce Doğu Türkistanlı şehit olmuş ve beşikte yatmakta olan bir bebeğin vücudunda 77 adet mermi izine rastlanmıştı.
BARIN KATLİAMI NEDİR?
Doğu Türkistan’ın en önemli şehirlerinden biri olan Kaşgar vilayetinin Aktu nahiyesi sınırları içerisindeki Barın köyünde 5 Nisan 1990 tarihinde Ramazan ayının 17. günü Müslüman Türkler bölgede bulunan bir camiyi içinde ibadet edilebilir bir hale getirmek istedi.
Söz konusu girişimleri engelleyen Çin güçlerine karşı koyan Türkler önce ilkel araç-gereçlerle ve daha sonra da Çinlilerden elde ettikleri silahlarla çatışmaya başladı ve çatışmalar gittikçe şiddetlendi.
Günlerce devam eden ve bir milli kurtuluş savaşına dönüşen bu bölgesel savaşın en önemli özelliği, Çin gibi bir işgalci güce karşı bir avuç Doğu Türkistanlı’nın baş kaldırabilmiş olmasıydı.
Barın kahramanlarının genç lideri Zeydin Yusuf (Zeydin Kari) 1990 yılının Mart ayında mücadele arkadaşlarına hitaben yapmış olduğu konuşmasında şunları söylemişti:

“Bir milli kurtuluş hareketinin başarısızlıkla sonuçlanması sonucunda milli kurtuluş hareketine katılanların şehit olmaları onlar için çok zor elde edilebilir ve çok değerli bir manevi kazançtır. Bu durum sadece o milletin ve o ülkenin istiklaline kavuşması sürecinin biraz daha uzaması anlamına gelir. Fakat milli kurtuluş hareketi fikrinin yok olması ise, bir milletin tamamen yok olması anlamına gelir. Bu sebeple, bizden sonra başka milletlerin bizlere ‘Yok olmuş bir millet’ damgası vurmamaları ve milli kurtuluş hareketi fikrinin yok olmaması için şehit olmaya her an hazır olmamız gerekmektedir…”
Bugün Doğu Türkistan’da yaşanan vahşet ve zulüm dünyanın hiçbir yanında yaşanmamaktadır.
Bir Milyonun üzerinde insan Neo Nazi kamplarını andıran kamplarda, bir bu kadar insan Çin zindanlarında türlü işkenceler ile hayatlarını kaybetmektedir, ve halkın saygı duyduğu din adamları ve ülemaları toplayarak hapislerde işkence ile öldürmektedir,daha birkaç yıl önce Doğu Türkistan’ın yetiştirdiği diyanet işleri başkanı düzeyinde alim üstad Muhammed Salih’i hapishanede şehit ettiler.
Çinin yeni uygulamaya koyduğu kardeş aile projeside kabul edilebilir bir şey değil, her Müslüman ailenin yanına mecburi Çinli misafir ya karı koca yada erkek o Müslüman ailenin evinde misafir etme projesini devreye sokmuştur.
Sistematik olarak katlettikleri insanların organlarını devlet eliyle uluslar arası organ mafyası aracılığı ile satmaktadır.
Korona virüs bahanesiyle dünyayı Çin mikrobu ile dize getirmektedir.
Bu yukarıda saydıklarımız sadece bizim bildiklerimiz Çin Doğu Türkistan’da açıktan toplu katliam yapmıyorsada sistematik bir şekilde yok etmeye çalışıyor ve bunu dünyanın gözünün içine baka baka yapıyor,bütün dünya ülkeleri sessiz İslam ülkeleri sessiz İnsan hakları savunucuları sessiz Birleşmiş milletler sessiz İslam işbirliği Teşkilatı sessiz bu sessizlik soruyoruz nereye kadar? Varsın dünya sussun ama biz susmayacağız,haykırmaya mazlumun sesi olmaya devam edeceğiz.

Saygılarımızla.

Doğu Türkistan Kültür Ve Dayanışma
Derneği Genel Merkezi

Doğu Türkistan
Kaşgarlı Mahmut Vakfı

  • Kaynak: Doğu Türkistan Kültür Ve Dayanışma Derneği
  • Etiketler: Doğu Türkistan’Çin,Uygur,Barın,