ABDURRAHİM ÖTKÜR VE İZ ŞİİRİ
ABDURRAHİM ÖTKÜR VE İZ ŞİİRİ
- 5.10.2015
- 14750 defa okundu
Abdürrahim Ötkür 1923
yılında Kumul’da tüccar bir ailede dünyaya geldi. O, küçük yaşta anne ve
babasını kaybedip yetim kaldı. Babası Tileş beyin asıl yurdu Artuş Ticendi.
Babası vefat etmeden önce dört yaşındaki oğlu Ötkür’ü Kumul2un ileri
gelenlerinden olan dostu Osman bey, çocuğu olmayan çok görmüş aydın bir kişi
olduğundan Ötkür’ün eğitimine çok önem verir.
Ötkür’ü dini okula yazdırır. 1936 yılında
ilkokulu Üçturfan’da bitirdikten sonra, Urümçi de birinci Gimnaziye’de okumaya
başlar. 1942 yılında Doğu Türkistan Enstitüsünü bitirdikten sonra, öğretmenliğe
başlar. Sonra (sözde) Şinjiang Giziti (Doğu Türkistan Gazetesi); Altay
dergilerinde çalışır. Bu sırada Türkiye Türkçe’si ve Çince’yi kendi
imkanlarıyla iyi derecede öğrenir. Şair 1939 yılında yazmaya başlar. Ancak
1943’ten sonra yazdığı şiirler, onun asıl karakterini gösteren ürünlerdir.
Bu şiirler,Uygur Türklerinin
o yıllarda maruz kaldıkları zulmü anlatma bakımından oldukça önemlidir. şair 1944 yılında Doğu Türkistan’ın kuzeyinde
patlak veren Üç vilayet inkılabına güney Doğu Türkistan halkının desteğini,
canlı doğal bir şekilde dile getirir. Ünlü şair Ötkür’ün şiirlerini
incelediğimizde onun koyu bir vatan sever, millî duygusu oldukça güçlü, millî
hareketlere katılan, cesur bir şair olduğunu görüyoruz.
O Çin zulmüne, Çin
sömürgesine karşıdır. Ötkür’ün güçlü bir Türk Milliyetçisi olduğunu
şiirlerinden anlıyoruz. Şair 1946-1947 yıllarında yazdığı SERLEVHASIZ şiirinde
“Türk” adını söyleyerek Türk’ün mücadelesini destekler. Türk’ün gücünü över ve
bütün Türklüğü birliğe davet eder. Şaire göre,Türk milletinin zafer’i “birlik”
le olacaktır.
Şiirlerinde Türk sözüyle
kastedilen sadece Uygur Türkleri değil bütün Türk Dünyası Türklüğüdür. Uzun
yıllardır Çinlilerin uygulaya geldiği Uygur Türklerinin millî kimliklerini yok
etme politikasına karşı, şair eserleriyle Uygur gençliğini millî şuur ile
beslemiştir. Bu sebepledir ki, ömrünün uzun yıllarını hapislerde geçirmiştir.
O ömrünün sonuna kadar Doğu
Türkistan halkının haklı mücadelelerini şiirleriyle destekledi. Ne yazık ki,
Doğu Türkistan’ın bağımsızlığını göremeden, 5 Ekim 1995 tarihinde kanser’e
yenik düştü.
İZ!
Yaş iduk uzun seperge atlanıp manganda biz,
Emdi atka mingidek
bopkaldi ene nevrimiz.
Az iduk müşkül seperge
atlinip manganda biz,
Emdi çonğ kervan
atalduk, kaldurup çöllerdi iz.
Kaldi iz çöller ara,
gahi davanlarda yene,
Kaldi ni, ni arsılanlar
deşti çölde kevrisiz.
Kevrisiz kaldi dimenğ
yulgun kızargan dalida,
Gül çiçekke pürkünür
tanğna baharda kevrimiz.
Kaldi iz, kaldi menzil,
kaldi uzakta hemmisi,
Çıksa boran, köçse
kumlar, hem kömülmes izimiz.
Tohtimas kervan yolida
gerçi atlar bek oruk,
Tapkusi bu izni bir kün,
nevrimiz ya evrimiz
İZ
TÜRKİYE TÜRKÇESİ
Genç idik, uzun sefere atlanıp yürürken biz,
Şimdi ata binecek, kadar
oldu torunlarımız.
Az idik uzun zorlu
sefere atlanıp giderken biz,
Şimdi büyük kervan
anıldık, bıraktık çöllerde iz.
Kaldı iz çöller arası,
kâh ki tümseklerde yine,
Kaldı, nice, nice
arslanlar, ıssız, çölde kabirsiz.
Kabirsiz kaldı demeyin,
ılgın kızarırken dalında,
Gül çiçeğe bürünür, yarı
baharda kabrimiz.
Kaldı iz, kaldı menzil,
kaldı uzakta cümlesi,
Çıksa boran, göçse
kumlar, hem gömülmez izimiz.
Beklemez kervan yolunda
gerçi atlar çok zayıf,
Bulacak hiç olmazsa, bu
izleri torunlarımız ya neslimiz.
Diyor büyük şair, bu romanında
dönemin facialı geçmişini anlatırken, memleketin bu durma düşmesine sebep
olanların hatalarına değiniyor. “Kurunun yanında yaşta yanar” misali, yangınlar
diyarı doğu Türkistan’ın arihine çekilmiş olan çelik perdenin inmesinde rol
oynayanların gafletine değinirken, mücadeleci kahramanlarımızın direnişlerini
anlatıyor.
İçinde bir milleti temsil eden
her türlü temel temaya da değinen eser, Doğu Türkistan’ın son yüz yıldaki
çöküşünü konu edinmiş, çok önemli bir çalışma.
Her konuda olduğu gibi edebiyat
konusunda da en verimli çağlara damgasını vuran doğu Türkistan, kahramanlık
destanları yerine, halkın çığlıklarını döküyor mısralarına. Abdurrahim Ötkür
ise göçlerde iz bırakıp vatanlarını terk etmek zorunda kalan zamanın genç
kuşaklarından bahsederken, izleri bulacak olan neslin elbet bir gün yetişip,
atasının bıraktığı izler üzerinden vatanına döneceğine inanmıştır.
Nurala GÖKTÜRK
- Kaynak:
- Etiketler: