• 18.03.2009
  • 1748 defa okundu
Çanakkale denince ilk akla gelen destanlaşan Çanakkale şehitleridir.
  
Yaşadığımız bu mukaddes toprakları bizlere vatan toprakları olarak bahşeden ecdadımızı ve şehitlerimizi her zaman olduğu gibi yine minnet ve şükranla anıyoruz.
Hiç gözünü kırpmadan ölürsem şehit, kalırsam gazi desturu ile cepheden cepheye koşarak adını kanları ile tarihin altın sayfalarına yazdıran. Bu mukaddes toprakları bizlere vatan olarak bırakan ecdadımıza ne kadar minnet duysak arkalarından ne kadar fatihalar göndersek azdır. 
 Öyle ki, cihanın en azılı orduları dururken karşılarında ve imkansızlıklar had safhalara ulaşmışken. Düşman İstanbul’a varmasın diyerek. Mevziilerinde dahi göğüslerini siper eden bir mehmetçik vardır Kilitbahir’de, Seddül Bahir’de, Anafartalar’da ve adını buraya yazamadığımız onlarca Çanakkale toprağında. 
“Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ… 
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!” 
 Diyerek tarif etmektedir. Mehmet Akif ERSOY Çanakkale’de, kimlerle savaştığımızı, itilaf devletleri Yeni Zelenda’dan, Hindistan’dan, Afrika’nın hangi ülkesinden bilinmez. Büyük zafer vaatleri ile toplayıp getirmiştir. Binlerce insanı Çanakkale topraklarına, öyle ki, birçoğu Türk’ü ilk defa savaş meydanında tanımak zorunda kalmıştır. 
Yamyam ve barbar olarak nitelenen Çanakkale’nin o yiğit kahramanları, aslında savaş meydanında bile ne kadar vakar ve ne kadar alicenap bir millet olduğunu, karşısında sadece zafer payesinden bir başka amacı olmayan düşmanına dahi göstermiştir. 
  
 
“Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer; 
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer… 
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, 
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.” 
 İşte böylesi şiddetli geçmektedir. Çanakkale’de savaşın her anı, gerek Türk ordusu, gerekse düşman orduları bir biri ardınca kayıplar vermekteler. Ölümün hangi mevziiye ve kime geleceği meçhuldür. Oysa sadece bir gerçek vardır meydanda, Vatan’ı ve Milletinin bekası için adete sıraya girmiş ölüme koşan Mehmetçik vardır ölüm meleğinin karşısında, düşmanın topundan kopan şarapnel veyahut silahtan çıkan kurşun değildir. Belki de, Mehmetçiğin canını yakan, geride bıraktıkları ve sevdikleridir kim bilebilir.
 “Asım’ın nesli…diyordum ya…nesilmiş gerçek: 
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek. 
 Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar… 
 O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,”

Ruhunun derinliklerinde ve benliğinin her bir zerresinde, ecdadına olan. Hayranlık ve onlara layık olabilme şuuru vardır. Bu ruh ile meydandadır Mehmetçik, bu ruh ile Çanakkale toprağı düşmana dar edilmiştir. Her biri ayrı, ayrı destanlaşmaktadır Mehmetçiğin. Seyit Onbaşı, Konyalı Veli Çavuş, Kınalı Hasan ve Mekteb-i Sultani’nin 948 Mehmet Muzaffer’i bu destanın sadece bir kaçıdır. Birde kendini Türk milletine adamış bir isim vardır Çanakkale’de “Ben size savaşmayı değil. Ölmeyi emrediyorum.” Diyecek gözü kara bir komutan vardır. Mustafa Kemal vardır. Çanakkale’nin mahşeri andıran ikliminde böylesi nice kahraman komutan ve asker vardır.

 “Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, 
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! 
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! 
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. 
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi… 
 Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.” 
  
Övülmüştür Çanakkale’nin bu yiğit evlatları, İslam’ın ilk şehitleri ile eş değer tutulmuştur. Adını Peygamberden alan ordunun evlatları, ecdadına layık olmanın. Geride bir millet, bir bayrak ve vatan bırakmanın haklı gururu ile şehitlik makamına ulaşırken. Mehmetçik Çanakkale’de toprağa düşmüştür. 
Vatan için vatanlarından kopup gelen Doğu Türkistanlılar olarak Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu sırasında, yapılan o büyük muhaberelerle gönlümüzü, Türk ulusu ile birleştirdik. O destanlarla büyüdük ve duygulandık. O destanlarla bilinçlendik. Şimdi Doğu Türkistan’ımızın bağımsızlığı ve Büyük Türk Birliği için kendimizde güç ve azim bulmaktayız. 
18 Mart Çanakkale Şehitlerini anma günü dolayısıyla, Aziz vatanımız Türkiye Cumhuriyeti devleti için can veren tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anarken ruhları şad mekanları cennet olsun diyoruz. Çanakkale Geçilmez sözünü dünyaya öğreten bir neslin mensubu olmaktan haklı olarak gurur duyarız. 
Doğu Türkistan
Kültür ve Dayanışma Derneği
Genel Merkezi
  • Kaynak: www.gokbayrak.com
  • Etiketler: ,Türkiye,İslam,Çanakkale ,şehit, Mehmet Akif ERSOY ,Yeni Zelenda’dan, Hindistan’dan, Afrika,Seyit Onbaşı, Konyalı Veli Çavuş, Kınalı Hasan ve Mekteb-i Sultani,,,