1 Ekim Basın Bildirisi
1 Ekim Basın Bildirisi
- 1.10.2015
- 1542 defa okundu
BASIN BİLDİRİSİ
1 EKİM 2015
1
Ekim; İçinde birçok acıyı ve hüznü barındıran günün rakamsal ve en kolay, en
yalın hali, oysa kolaylık ve yalınlığın arkasında 66 yıllık bir zulmün büyük
dayanılmaz ve onulmaz yaraları hatta ağır işkenceleri, eziyetleri ve akıl almaz
bir soykırımın hikâyesi ve bu hikâyenin yarım asrı geçen tarihi
yatmaktadır. 66 yıl önce bu gün 1 Ekim 1949 yılında işgal edilen ata
yurdumuz Doğu Türkistan için bu tarih ve sonrası acı, gözyaşı ve yok olan
hayatlar dışında hiçbir şeyi kayıt etmemiştir. Tarih Çin Halk Cumhuriyetinin
kurulusu olarak hatırladığı bu günde ne hazindir ki, bir milletin yok oluşunu
unutmaya başlamıştır.
Komünist
Çin Hükümeti, Doğu Türkistan’da 1949 yılından bu yana sistematik bir biçimde
uygulamakta olduğu soykırım ve asimilasyon politikasını, 11 Eylül de ABD’de
yaşanan korkunç terör saldırılarını bahane ederek meşrulaştırmaya
çalışmaktadır. Bir kez daha vurgulamak ve altını kalın çizgilerle çizmek
gerekir ki, Doğu Türkistan halkının yaşam alanlarını tarumar eden bu zihniyet
ne yazık ki halkımızı terörize etmekte ve şiddetin bir parçasıymış gibi
göstermeye çalışmaktadır. Çin devletinin son on yıldır uyguladığı ekonomik,
sosyal ve kültürel asimilasyonlar neticesinde Doğu Türkistanlılar ülkelerini
terk eder duruma gelmiştir. Dünyanın ikinci büyük gücü karşısında
kazanamayacağı bir savaşa girmek istemeyen halkımız çözümü göçte bulmuştur.
Geçtiğimiz yıl Tayland’da yakalanan üç yüze yakın soydaşımızın göç hikayeleri
Çin’de yaşanan acının, zulmün ve şiddetin ne boyutlara geldiğini gözler önüne
sermektedir. Öyle ki Tayland devletinin Çin’e iade ettiği insanlarımızın Çin’e
götürülürken servis edilen görüntüleri hafızalarımızda canlılığını korurken bu
soydaşlarımızın akıbetleri ise hala bir muammadır.
Geçtiğimiz
Ramazan ayında Uygurlara yönelik başlatılan oruç yasağının Türkiye’mizin hemen
her ilinde protesto edilmesi ve Çin aleyhine gösterilerin düzenlenmesine
rahatsız olan bir kısım aydın görünümlüler ve yandaşlarının Çin devletinin
yanında yer almasını şaşkınlıkla izledik. Özellikle Doğu Türkistan konusunda ki
Çin devlet ağzıyla konuşan Çin havarileri ise ne yazık ki mide bulandırmıştır.
Bu kendini bilmez insanlara da şunu söylemek gerekir. Madem kapitalizmin ve
emperyalizmin karşısında Çin’in yanında yer almaya gönüllüsünüz öyle ise
elinizi vicdanınıza koyun da bir kez olsun düşünün bir zalimin karşısında
durmak için başka bir zalimin yanında durmak mı gerekir? Mao’nun büyük
yürüyüşünün, devrimlerinin aldığı ve almakta olduğu canların sizin lügatinizde
hiç mi yeri yok?
Bireylerin
temel hak ve özgürlüklerinin ön plana çıktığı günümüzde, Çin işgali altındaki
Doğu Türkistanlıların yok edilmek istenmesine sessiz bir şekilde duyarsız
kalmak insanlığa ve vicdana aykırıdır. Buradan basta Birleşmiş milletlere ve
İslam işbirliği teşkilatına üye ülkelere demokrasi ve insan hakları savunucusu
sivil toplum örgütlerini insanlık suçu isleyen Komünist Çin hükümetini dur
demeye
çağırıyoruz.
Seyit TÜMTÜRK
Dünya Uygur Kongresi
Genel Başkan Yardımcısı
05324026492
- Kaynak:
- Etiketler:
- 30.09.2012
- 783 defa okundu
1 Ekim; içinde birçok acıyı ve hüznü barındıran günün rakamsal ve en kolay, en yalın hali, oysa kolaylık ve yalınlığın arkasında, 63 yıl öncesinin ve 63 yıllık bir zulmün büyük, dayanılmaz ve onulmaz yaraları hatta ağır işkenceler, eziyetler ve akil almaz bir soykırımın hikâyesi ve bu hikâyenin yarim asri geçen tarihi yatmaktadır.
63 yıl önce bu gün 1 Ekim 1949 yılında işgal edilen ata yurdumuz Doğu Türkistan için bu tarih ve sonrası acı, gözyaşı ve yok olan hayatlar dışında hiçbir şeyi kayıt etmemiştir. Tarih Çin Halk Cumhuriyetinin kurulusu olarak hatırladığı bu günde ne hazindir ki, bir milletin yok olusunu unutmaya başlamıştır. 35 milyonluk Müslüman ve Türk olan Uygur halkı 1 Ekim 1949 yılında Mao ve arkadaşları tarafından kurulan Komünist Çin Halk Cumhuriyetinin insafına ve vicdanına terk edilmiştir. Öyle ki, ne Mao döneminde nede sonrasında ki, zamanlar da Doğu Türkistan halkı hiçbir zaman rahat yüzü görmemiş ve yaslı tarihin unutmaya çalıştığı, köhne dünya ve insanlığının gözlerini yumduğu bir acılar coğrafyası haline gelmiştir.
Komünist Çin Hükümeti, Doğu Türkistan’da 1949 yılından bu yana sistematik bir biçimde uygulamakta olduğu soykırım ve asimilasyon politikasını, 11 Eylül de ABD’de yaşanan korkunç terör saldırılarını bahane ederek meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Doğu Türkistan Halkının en doğal hakki olan sosyo-ekonomik istek ve talepleri sanki terörün bir parçasıymış gibi gösterilmekte, 16–45 yas arası gençler de potansiyel suçlu muamelesine tabi tutulmaktadır. Hiç bir savunma hakki dahi verilmeyen bu gençler yargısız bir infazla cezaevlerine gönderilmekte ve birçoğunun akıbetinden bir daha haber dahi alınamamaktadır.
1949 yılında Komünist Çin tarafından işgal edilen Doğu Türkistan: Ve yine Çin Ana Yasasında belirtilen özerklik haklarından da hiçbir şekilde istifade ettirilmemektedir. Doğu Türkistan topraklarındaki yeraltı ve yer üstü zenginlikleri Komünist Çin Hükümeti tarafından pervasızca sömürülmekte, esas sahipleri olan Uygur Türkleri ise bu zenginliklerden hiçbir şekilde istifade ettirilmediği gibi petrol bölgelerinde ise dahi alınmamaktadır.
Yine Komünist Çin Ana yasasına göre Özerkliğe sahip bölgelerde eğitim ve öğretim kendi ana dillerinde yapılır. Maddesine aykırı olarak, Doğu Türkistan’daki üniversitelerde Uygurca eğitim tamamen ortadan kaldırılmış, üniversitelerde görev yapan Uygur öğretim görevlileri de zorunlu emekli edilerek yerlerine Çinliler yerleştirilmektedir. Bu uygulamanın, ilk ve orta öğretim kademelerine indirilmesi çalışmaları hızla başlatılmış ve böylece Uygur dili yok edilerek o toprakların sahipleri olan bir milletin yok edilmesi amaçlanmaktadır.
Komünist Çin Hükümeti zorunlu doğum kontrolü adi altında Doğu Türkistan’daki kadınların en temel hakki olan annelik ve doğurma hakkini elinden aldığı gibi sağlıksız ortamlarda uyguladığı zorunlu kürtaj sonucu anne ve bebeklerini de katletmektedir. Bu da etnik soykırımın bir başka boyutudur. Bütün bunların yanında Komünist Çin hükümeti bağımsızlıklarını elde eden Türk Cumhuriyetlerine sığınan Uygur Türkü kardeşlerimizin iadesini talep ederek uydurma mahkemeler sonucu idam etmekte veya ağırlaştırılmış hapis cezalarına çarptırmaktadır.
Bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin ön plana çıktığı günümüzde, Çin işgali altındaki Doğu Türkistan Halkının yok edilmek istenmesine sessiz bir şekilde duyarsız kalmak insanlığa ve vicdana aykırıdır.
Buradan basta Birleşmiş Milletlere ve İslam Konferansı teşkilatına üye ülkelere demokrasi ve insan hakları savunucusu sivil toplum örgütlerini insanlık suçu isleyen Komünist Çin hükümetini dur demeye çağırıyoruz.
Seyit TÜMTÜRK
DOGU TÜRKISTAN
Kültür ve Dayanışma Derneği
Genel Başkanı
- Kaynak:
- Etiketler: Çin,Doğu Türkistan,uygur,Bm
- 30.09.2009
- 472 defa okundu
BASIN BİLDİRİSİ
1 EKİM 2009
Dünyanın en kalabalık ülkesinde her yıl 1 Ekim, Cumhuriyet ve Bağımsızlık Bayramı olarak kutlanmaktadır.
Uzun süren bir iç savaştan sonra Mao liderliğindeki komünistler iktidarı ele geçirdi ve 1 Ekim 1949 tarihinde Çin Halk Cumhuriyeti kuruldu. Bu tarihte halkın bağımsızlık günü olarak bayram ilan edildi.
Öyle bir bağımsızlık ki; o günden sonra tüm Çin genelinde çok büyük katliam ve kıyımlar yaşandı. Halk zorla bir araya getirilmeye, devlet adına büyük projelerde köle gibi çalıştırılmaya başladı. İnkilap adı altında yapılan çalışmalar ile halkın elinde ne varsa el konuldu, tüm özgürlükleri kısıtlandı, sadece devlet için çalışan tek tip insanlar haline getirildi. Buna karşı çıkanlar ise, hunharca katledildi. Bayramın simgesi olan Tiananmen meydanında binlerce genç tanklar altında ezildi.Bunlar tüm dünyaca bilinen, hakkında araştırmalar yapılan, belgeseller hazırlanan komünist Çin?in karanlık yüzü. Çinlilerin bile hatırlamak istemediği tarihin kirli sayfaları. Ancak bu yaşananların ötesinde tarih sayfalarında benzeri yer almamış bir soykırım ve katliam yaşandı. Türklüğün Anavatanı Doğu Türkistan aynı tarihlerde komünist Çin işgaline maruz kaldı. 1944 yılında kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti yıkıldı. Doğu Türkistan halkının en karanlık ve acı günleri başladı.
Mao ZEDONG ve onun kurduğu Çin Halk Cumhuriyeti, Doğu Türkistan?ı ve binlerce yıllık kültürü yok etme kararı verdi. Alimler katledilirken, ilim merkezleri yıkıldı. Halk çalışma kamplarında ölüme terk edildi. Toprak reformu, kültür reformu, Cumhuriyete karşı unsurlara karşı hareket vb. onlarca uygulama ile Doğu Türkistan halkı üzerinde sistemli bir soykırım uygulanmaya başladı.
Dünya medeniyet tarihinin temellerinde çok önemli rolü olan, sömürge dünyasında emperyalistlere karşı başkaldıran ülkeler tek tek bağımsızlıklarını kazanırken Çin işgaline uğrayan, 60 yıl öncesinin bağımsız Türk yurdu, zamanımızda yaşanan en büyük insanlık dramının merkezi Doğu Türkistan. 60 yıldır Çin mezalimine karşı direnen, uygulanan tüm asimile yöntemlerine karşı dimdik ayakta kalmasını bilmiş, hür dünyaya ben de varım diye haykıran bir Doğu Türkistan.
5 Temmuz günü Urumçi?de başlayan, binlerce Uygur?un ölümüne, binlercesinin de tutuklanmasına yol açan olaylardan sonra, dünya 60 yıllık mücadelenin bir kısmını görme fırsatı buldu. Yaşanan olaylar, Doğu Türkistanlıların içinde bulundukları durumu, Çin?in vahşi tutumunu gözler önüne serdi. Şehitlerimize Allah?tan rahmet diliyoruz.
Çin, yıllarca vahşetini gizlice uyguladığı ve dünyadan sakladığı Doğu Türkistan gerçeğinin ortaya çıkmasından rahatsızdır. Bir taraftan Doğu Türkistan?ın üstündeki siyah örtüyü tekrar örtmeye çalışırken, bir taraftan da diğer dünya ülkelerine baskı yapmaktadır. Avustralya?da bir film festivalinde yayınlanacak Rabiye Kadir belgeseli nedeni ile iki ülke arasında gerginlik çıkarırken, Rabiye Kadir?in ziyaret edeceği Tavyan?a vize vermemesi konusunda baskı yapması ve hatta savaş sebebi sayacağı noktasına kadar olayı taşıması, durumun aslında ne kadar ciddi olduğunu göstermektedir.
Bundan sonra, Doğu Türkistan gerçeğini gören dünyanın, Çin oyunlarına gelmeyerek, Doğu Türkistan?ı tekrar unutmamasını temenni ediyoruz. Umuyoruz ki, insanlık dramının sona erdirilmesi için bundan sonra gerekli çalışmalar yapılacaktır. Gövde gösteri şeklinde geçen 1 Ekim törenleri izlenirken arkasında yatan gerçeklerin farkında olunacaktır. Sözde bağımsızlık bayramı olarak kutlanan bu günün ardında işgal, kan ve gözyaşı vardır.
Seyit TÜMTÜRK
Dünya Uygur Kurultayı
Başkan Yardımcısı
Hoca Ahmet Yesevi Mah. Türkistan Evleri 44. Sok. No:28/A Tel: +90 352 339 39 65 Fax : +90 352 337 35 04 KAYSERİ /TÜRKİYE
Web:www.gokbayrak.com-www.uighur.org E-Mail: [email protected]
- Kaynak:
- Etiketler:
- 30.09.2009
- 2562 defa okundu
BASIN BİLDİRİSİ
1 EKİM 2009
Dünyanın en kalabalık ülkesinde her yıl 1 Ekim, Cumhuriyet ve Bağımsızlık Bayramı olarak kutlanmaktadır.
Uzun süren bir iç savaştan sonra Mao liderliğindeki komünistler iktidarı ele geçirdi ve 1 Ekim 1949 tarihinde Çin Halk Cumhuriyeti kuruldu. Bu tarihte halkın bağımsızlık günü olarak bayram ilan edildi.
Öyle bir bağımsızlık ki; o günden sonra tüm Çin genelinde çok büyük katliam ve kıyımlar yaşandı. Halk zorla bir araya getirilmeye, devlet adına büyük projelerde köle gibi çalıştırılmaya başladı. İnkilap adı altında yapılan çalışmalar ile halkın elinde ne varsa el konuldu, tüm özgürlükleri kısıtlandı, sadece devlet için çalışan tek tip insanlar haline getirildi. Buna karşı çıkanlar ise, hunharca katledildi. Bayramın simgesi olan Tiananmen meydanında binlerce genç tanklar altında ezildi.Bunlar tüm dünyaca bilinen, hakkında araştırmalar yapılan, belgeseller hazırlanan komünist Çin?in karanlık yüzü. Çinlilerin bile hatırlamak istemediği tarihin kirli sayfaları. Ancak bu yaşananların ötesinde tarih sayfalarında benzeri yer almamış bir soykırım ve katliam yaşandı. Türklüğün Anavatanı Doğu Türkistan aynı tarihlerde komünist Çin işgaline maruz kaldı. 1944 yılında kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti yıkıldı. Doğu Türkistan halkının en karanlık ve acı günleri başladı.
Mao ZEDONG ve onun kurduğu Çin Halk Cumhuriyeti, Doğu Türkistan?ı ve binlerce yıllık kültürü yok etme kararı verdi. Alimler katledilirken, ilim merkezleri yıkıldı. Halk çalışma kamplarında ölüme terk edildi. Toprak reformu, kültür reformu, Cumhuriyete karşı unsurlara karşı hareket vb. onlarca uygulama ile Doğu Türkistan halkı üzerinde sistemli bir soykırım uygulanmaya başladı.
Dünya medeniyet tarihinin temellerinde çok önemli rolü olan, sömürge dünyasında emperyalistlere karşı başkaldıran ülkeler tek tek bağımsızlıklarını kazanırken Çin işgaline uğrayan, 60 yıl öncesinin bağımsız Türk yurdu, zamanımızda yaşanan en büyük insanlık dramının merkezi Doğu Türkistan. 60 yıldır Çin mezalimine karşı direnen, uygulanan tüm asimile yöntemlerine karşı dimdik ayakta kalmasını bilmiş, hür dünyaya ben de varım diye haykıran bir Doğu Türkistan.
5 Temmuz günü Urumçi?de başlayan, binlerce Uygur?un ölümüne, binlercesinin de tutuklanmasına yol açan olaylardan sonra, dünya 60 yıllık mücadelenin bir kısmını görme fırsatı buldu. Yaşanan olaylar, Doğu Türkistanlıların içinde bulundukları durumu, Çin?in vahşi tutumunu gözler önüne serdi. Şehitlerimize Allah?tan rahmet diliyoruz.
Çin, yıllarca vahşetini gizlice uyguladığı ve dünyadan sakladığı Doğu Türkistan gerçeğinin ortaya çıkmasından rahatsızdır. Bir taraftan Doğu Türkistan?ın üstündeki siyah örtüyü tekrar örtmeye çalışırken, bir taraftan da diğer dünya ülkelerine baskı yapmaktadır. Avustralya?da bir film festivalinde yayınlanacak Rabiye Kadir belgeseli nedeni ile iki ülke arasında gerginlik çıkarırken, Rabiye Kadir?in ziyaret edeceği Tavyan?a vize vermemesi konusunda baskı yapması ve hatta savaş sebebi sayacağı noktasına kadar olayı taşıması, durumun aslında ne kadar ciddi olduğunu göstermektedir.
Bundan sonra, Doğu Türkistan gerçeğini gören dünyanın, Çin oyunlarına gelmeyerek, Doğu Türkistan?ı tekrar unutmamasını temenni ediyoruz. Umuyoruz ki, insanlık dramının sona erdirilmesi için bundan sonra gerekli çalışmalar yapılacaktır. Gövde gösteri şeklinde geçen 1 Ekim törenleri izlenirken arkasında yatan gerçeklerin farkında olunacaktır. Sözde bağımsızlık bayramı olarak kutlanan bu günün ardında işgal, kan ve gözyaşı vardır.
Seyit TÜMTÜRK
Dünya Uygur Kurultayı
Başkan Yardımcısı
Hoca Ahmet Yesevi Mah. Türkistan Evleri 44. Sok. No:28/A Tel: +90 352 339 39 65 Fax : +90 352 337 35 04 KAYSERİ /TÜRKİYE
Web:www.gokbayrak.com-www.uighur.org E-Mail: [email protected]
- Kaynak:
- Etiketler: