• 1.10.2022
  • 58397 defa okundu

Tarihin derin ve asla unutmayacağı zamanlar vardır. Öyle ki bu zamanlar bazen bir muştu ve sevinci içinde barındırır. Bazense acıyı, gözyaşını ve çileyi saklı tutar. Ama bunca olaylar silsilesi içinde her bir olayın, anın elbette etkilediği on binlerce hatta milyonlarca insanın hayatın olduğu asla ama asla unutulmamalıdır.

İnsanlığımızın yakın tarihi ise ne yazık ki sevinçlerden çok acı, elem ve gözyaşı ile doludur. Afrika’nın siyah tenli insanlarının sömürülmesi, aşağılanması ve köleleştirilmesi, Avrupa’nın güya medeniyetin göbeğinde sadece dini inancı neticesi ile bir vahşet ve soykırımla karşı karşıya kalan Bosna Hersek, Dahası Filistin, Suriye, Irak, Afganistan ve son olarak Arakan Müslümanlarının yaşadığı soykırım ve trajedi bu insanlık tarihimizin ne yazık ki hep utançla anacağımız ve göreceğimiz sayfalarından sadece bazıları ve böyle devam edersek bu vahşeti ve acıyı görmeye kuşkusuz devam edeceğiz.

İşte bu acının ve zulmün 73 yıldır devam ettiği gönül coğrafyamızın belki de en bahtsız ülkesi Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri insanlığın ve vicdanın yok oluşunu seyrederek kendi kaderine ve ümitsizliğine terk edilmiş gibi yaşama tutunmaya çalışmaktadır.1Ekim 1949 yılında komünist Çin işgali ile karşı karşıya kalan ve o günden beri sistematik olarak soykırıma tabii tutulan ülkemiz ve insanlarımız için 1 Ekim tarihi ne yazık ki acıların, gözyaşlarının ve yaşanan tüm insanlık dışı zulümlerin içimizi bir kez daha acıtmasından başka bir şey ifade etmemektedir.

1 Ekim komünist ve soykırımcı Çin Halk Cumhuriyetinin kuruluşu ve devlet bayramı olarak şaşaalı ve şatafatlı kutlamalarına sahne olmakta ancak şaşaa ve şatafat bu işgalci gücün kanlı geçmişini ve kanlı ellerini gizlemeye yetmeyecektir. Çünkü bahsettiğimiz tarihin derin hafızasında bu soykırımcı devletin adı yaptığı zulümlerle anılacaktır. 1 Ekimler 1949 tarihinden sonrası için kayıtlarına her zaman Çin devletini işlediği suçlarla birlikte yazacaktır. Tarihin ve insanlığın vicdanında her zaman suçlu olacak olan bu devletin işlemiş olduğu bu zulümler neticesinde ayakta kalması zordur ve de kalamayacaktır. İnanıyoruz ki zulüm ile Abad olanın akıbeti berbat olur. Son yıllar da Ata yurdumuz Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine karşı umursamazca ve şiddetini her geçen gün arttırarak devam eden Çin zulmü karşısında ne yazık ki, İslam dünyası ve Türk dünyası da suskun ve tepkisizdir.

Her zaman tekrar ettiğimiz gibi yine tekrar ediyoruz. Bu suskunluğunuz ve tepkisizliğinizin neticesinde 35 milyonluk Müslüman Türk yok olması için katil kızıl Çin’in insafına terk edilmiş durumdadır. Ve suskunluğunuzla bu yok oluşun müsebbibi olanlar bilesiniz ki elinizle büyüttüğünüz bu vahşi güç sizin de yok oluşunuz için fırsat kollayacak, bunu isteyecek ve izleyecektir.

2014 yılı sonları ve 2015 yılı başlarından itibaren komünist Çin yönetiminin Doğu Türkistan’ı kapatması, Uygurlara verilen pasaportların toplanması ile başlanan süreç neticesinde bu gün beş milyona yakın Uygur olmak üzere, Kazak, Kırgız gibi Türk kimliğine sahip halklar ile İslam inancına sahip Müslümanlar kamplarda toplanmaya başlamıştır. İlk zamanlar öyle bir uygulamanın olmadığını yönünde beyanlarda bulunan, Çin komünist yönetimi eğitim kamplarının işlevinin beyin yıkama ve Man kurtlaştırma atölyeleri olduğu buradan kurtulan şahitlerin bilgileri ışığında gün yüzüne çıkmıştır. Çin yönetimi ilerleyen dönemlerde bu uygulamasını kabul etmek durumunda kalmıştır.

Bu kampların mağdurlarının beyanı şunu göstermiştir ki bu kamplar bir soykırım aracına dönüşmüştür. Kamplardan her gün ölüm haberleri gelmektedir. Tecavüz, taciz, sistematik işkence ve beyin yıkama faaliyetleri bu kampların rutin işlemleri halini almıştır.

Bu gün Doğu Türkistan toprakları ve Doğu Türkistan’ın evlatları geleceklerini yitirmek üzeredir. Komünist ve soykırımcı Çin yönetimi Doğu Türkistan’dan Türk ve İslam adını silmek Uygur, Kazak, Kırgız kimliğini yok etmek için her yolu mübah görmekte ve bunu dünyanın gözü önünde yapmaktadır. Doğu Türkistan’ın ve halkının yok olmaması için her bireyin ve kurumun üstüne düşeni yapması her zamankinden daha elzemdir. Biliyor ve inanıyoruz ki, hürriyet bizlere de nasip olacaktır.

Ancak henüz vakit varken gözlerinizi, geleceğinizi karartan ekonomik ve stratejik güçlerin esaretinden kurtulun ve geleceğinizi bekleyen tehlikenin farkına varın. Sizlerle, soykırımcı gücün arasında kale gibi duran Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri düşmeden evvel artık Çin’e karşı taraf olun ve dur deyin.

Saygılarımla.01.EKİM.2022

 

Seyit TÜMTÜRK

Doğu Türkistan

Kültür ve Dayanışma Derneği

Genel Başkanı

  • Kaynak: Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel MRK-KAYSERİ
  • Etiketler: Doğu Türkistan.Çin,Uygur,