• 1.10.2016
  • 2744 defa okundu

1 Ekim 1949 yılında
Mao’nun resmen ilan ettiği Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun kutlandığı şu
günlerde tüm dünyanın gözlerini kapattığı, kulaklarını tıkadığı bir acıyı, bir
zulmü tüm dünya adeta görmezden gelmeye başlamış ve ne yazık ki bir milletin
yok oluşunu sessizlikle izler duruma gelmiştir. Komünist Çin devletinin ve
dünya tarihinin en büyük soykırımı ile karşı karşıya gelen Doğu Türkistan
halkının acısı bu gün hala tazedir ve hala devam etmektedir.

1949 yılında Doğu Türkistan
topraklarında başlayan asimilasyon ve soykırım devam etmektedir. 67 yıldır
acının ve zulmün her türlüsüne göğüs geren Uygur Türkleri 21. Yüzyılın
yalnızlığa terk edilmiş milleti olarak karşımızda durmaktadır. Çalışma
kampları, nükleer denemeler, zorunlu doğum kontrol ve kürtajlarla yarım asrı
geride bırakan ama kendi benliğinden ve kimliğinden asla vazgeçmeyen halkımız
sözde demokrasi ve insan hakları havarilerinin vurdumduymazlığına rağmen
geleceğe umutla bakmak istemektedir. Çünkü Uygur halkı kendi geleceğini kurma,
kendi kendini idame etme ve evlatlarına özgürce yaşabileceği bir toprak
bırakmanın hayalini 67 yıldır unutmamıştır.

İşte içinde taşıdığı bu
umut ve gelecek kaygısı kendisini 2009 yılında vuku bulan ve hafızalarımıza
Urumçi olayları olarak geçen hadiselerde bir kez daha göstermiştir. Artık
Çinlilerle yaşayamayacağını ve Çin devletinin zulmünün Uygur halkının sabrını
taşırdığını gösteren Urumçi olayları halkımızın imkânsızlıklara rağmen zalimin
karşısında içten içe nasıl da bir mücadele içinde olduğunu bir kez daha
göstermiştir. Urumçi olaylarında on binlerce evladını yitiren Doğu Türkistan
halkı sonra ki dönemde de Çin devletinin uygulamalarına karşı baş kaldırmış
ancak dünyanın ikinci süper gücünün karşısında pek etkin olmasa da hürriyet
ateşinin kolay, kolay sönmeyeceğini ispat etmiştir. Bu süre zarfında Çin
devleti ise boş durmamış kendi özgürlüğünü ve geleceğini arayan halkımızı
terörist ilan etme yoluna başvurmuştur. Dünya üzerinde yüklesen ve dünyanın
güçlü devletlerinin adeta bir başka ülkeye müdahalesine olanak sağlayan
terörizmi Uygurlara karşı adeta bir savaş alanı olarak görmeye başlamıştır.
Basından da takip ettiğimiz gibi Doğu Türkistan’da her olay Çin devletince bir
terör olayı imiş gibi servis edilmekte ve ardından Çin acımasız yüzünü bir kez
daha göstererek masum halkımız içinde adeta bir insan avı başlatmaktadır.

Doğu Türkistan halkının
çektiği acı ve sıkıntıları karşı, karşıya kaldığı asimilasyon ve soykırımı
anlatmaya ne kelimeler nede sayfalar kafi gelmektedir. O nedenle kutlanmaya
layık görülen 1 Ekimler bizim için yas ve matem, acı ve gözyaşından başka bir
anlam ifade etmemektedir. Aklı selim olan ve vicdanın sesini dinleyen her ferde
ve her kurumu bir kez daha sesleniyoruz. Yanımızda durun bizimle olun
sessizliğimizin sesi olun bir milletin geleceğini kurtarma mücadelesinde Uygur
halkını yalnız bırakmayın. Saygılarımla.

                                                                                             
Seyit TÜMTÜRK

                                                                                               Genel
Başkan

                                                                                       
İrtibat Tel:05324026492

 

 

  • Kaynak:
  • Etiketler: