Şangay İşbirliği Örgütü adıyla kurulan  birliğin  kurulma amacı,  Çin  ve Rus emperyalizminin Türk dünyasını sömürmesine, kontrol  altında tutmasına aracı olmak ; Rus ve Çin emperyalizminin, kanlı sömürgeci  yüzünü gizlemek amacıyla kurulan sömürgeci bir yapılanmadır. Örgütün,  Amerikan emperyalizminin, Avrasya’da  yayılmasını önlemek amacıyla  kurulduğu iddia edilse de gerçek amaç Doğu  Türkistan bağimsızlık  hareketi ve Rus işgali altındaki Türk yurtlarındakı  bağimsızlık hareketlerini bastırmak ve imha etmek içindir. Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin bu kuruluşa  üye olmaları demek,Çin ve Rus emperyalizminin boyundurluğu altına girmeleri anlamına  gelir.
Çin'in önderliğinde kurulan bu örgütün temel amacı, Doğu Türkistan bağımsızlık hareketinin önünü kesmek ve komşu ülkelerdeki Doğu Türkistanlıları baskı altında tutarak ve Doğu Türkistan  bağımsızlık hareketini  çevreleme  etkisiz kılmaya yöneliktir. 
Çok acıdır ki Orta Asya  Türk cumhuriyetlerinin komünist eskisi liderleri, yönetimindeki, Türk cumhuriyetleri  Çin  emperyalizminin paravan örgütü  Şangay  işbirliğine  örgütüne   üye olmuşlardır. 
 Çin halk cumhuriyeti denen uluslar hapishanesi bu ırkçı ülke ,  bu örgüte üye olan Türk ülkelerine  baskı yaparak , bu ülkelere sığınan  birçok  Doğu Türkistan  bağımsızlık savaşçısını  Çin’e iadesini  sağlamıştır.
 Sovyetler birliği yıkılınca Bati Türkistan’da bağımsız Türk Devletleri kurulunca, Doğu Türkistan için bir ümit doğmuştu. Fakat Sovyetler  gitti yerine komünist sistem ve  Rus eğitimi almış yöneticiler geldi. Komünist  mantalitesine  sahip bu yeni Türk cumhuriyetlerinde  idareye gelen yöneticiler ulusal bilinç  ve Türkistan birliği davasından yoksun olmaları, onların   kardeşleri Doğu Türkistan  Türklerini esaret altında tutan Çin’e  satmalarında en büyük etkendir.
 Rusya ve Çin bugün  Türk dünyasını sömüren 2 büyük devlettir. Orta Asya’daki konjonktür de Çin ve Rusya'yı stratejik işbirliğine itmektedir. Ayrıca her iki ülkede de gündemde olan bağımsızlık hareketleri (Çeçenistan ve Doğu Türkistan örneklerinde görüldüğü gibi),  Uygur bağımsızlığı    Türkistan’ın  ve Türk dünyasının enerji  sömürülmesi bu işbirliğine zemin hazırlamaktadır. Ancak Çin-Rusya ilişkileri oldukça kırılgan ve istikrarsız bir nitelik sergilemiştir. Zira ŞİÖ bünyesindeki Rus-Çin ilişkileri ile ilgili olarak bu ülkelerin çıkarları kısmi olarak çakışmaktadır. Çin yöneticileri enerji ve askeri teknoloji temelli bir işbirliği talep ederken, Rus yöneticiler bir serbest ticaret bölgesi kurulmasına ve sadece ekonomik çıkarlar güdülmesine karşı çıkmaktadır.
  Rus ve  Çin emperyalizminin tehdit olarak algıladıkları konular hemen hemen birbirinin aynısıdır. Özellikle Çin’in  işgal altında tutuğu  Doğu  Türkistan bölgelerinde ve Rusya’nın Çeçenistan baştan olmak üzere Kafkasya’da başını ağrıtan bağımsızlık hareketleri yayılarak başarıya ulaşabilir. Bu nedenle emperyalistler açısından bu tip  özgürlük hareketi muhtevasına bakılmadan bastırılması gereken tehdit unsurlarıdır
Orta Asya cumhuriyetlerinin özellikle de  Doğu Türkistan’la sınıra Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın tutumları Çin açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca Kazakistan ve Kırgızistan’da yaklaşık 300.000 Uygur yaşamakta   Çin Türk cumhuriyetlerinde  yaşayan Uygurlarla doğu Türkistan’daki Uygurların bağlantısını  kesmek için Orta Asya ülkelerinin bağımsız olmasıyla birlikte derhal harekete geçmiş ve bu ülkelerle siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmuştur.

 ŞİÖ’ nün Haziran 2001’de Şanghay’da imzalanan bildirgesinde uluslararası terör, ve  bağımsızlık hareketlerini bastırma konusunda  üye ülkeler arasında işbirliği yapılması kararlaştırılmıştır. Pekin açısından bu bildirge, Doğu Türkistan’daki
Uygur  bağımsızlığına  destek veren Orta Asya’daki grupları sindirmek için iyi bir zemin hazırlamıştır. Ne yazık ki Bu bildirgenin yayınlanmasından kısa bir süre sonra Bişkek yönetimi Doğu Türkistan İslami Hareketi üyesi olmak ve Doğu Türkistan’da bombalı eylemlere karışmakla suçlanan iki Uygur’u Çin’e iade etmiştir. 


ABD’nin 11 Eylül sonrası Afganistan’a yönelik askeri harekâtı, Taliban rejimini yıkması ve El Kaide örgütünün varlığını çökertmesi dolayısıyla Çin açısından olumlu olmuştur. Pekin işgal terörle mücadele konsepti yalanıyla Afganistan ve diğer Orta Asya ülkelerindeki Doğu Türkistanlı  bağımsızlık savaşçılarını sindirme fırsatını yakalamıştır.

Pekin, Doğu  Türkistan’daki bağımsızlık için savaşan Uygurlarla El Kaide örgütü arasında bağlantı olduğu iddiasıyla, şiddet yanlısı veya karşıtı olan ayrımı yapmaksızın her türlü milliyetçi Uygur hareketini etkisiz hale fırsatını yakalamıştır.
 Türk Cumhuriyetlerinde yönetimde bulunan  işbirlikçi hainler Çin’den elde ettikleri çok küçük menfaatler karşılığında kardeşleri olan Doğu Türkistan’lıları bile bile ölüme gönderdiler. Çin’in başlattığı Şangay İşbirliği örgütüne üye olarak sözde terörizmle mücadele adı altında Doğu Türkistan’lılara uygulanan baskı ve zulüm politikasının bir parçası haline geldiler.  Halbuki Doğu Türkistan, Çin ile Orta Asya cumhuriyetleri arasında kale görevi üstlenir. Çin istilacılarının Orta Asya’ya yayılmasını önleyebilir. Şu anda ise bu kale olmadığı için, Çin istilacıları Orta Asya’ya süratle yayılmaktadır.
 Tarih kardeşlerini ırkdaşlarını satanları asla unutmayacak, tarihteki  Türk yardımlaşmasını  unutanlar  şunu bilmelidirlerki bir  Türkler ağacın dallarıyız, Türk dedenin çocuklarıyız. Bizler hiçbir zaman birbirimize düşman olmamışız ve olmayacağız. Geçmiş tarihlerde başımıza gelen felaketlerde hep birbirimize sığınak olmuşuz, yardımlaşmışız, derdimiz de, sevincimizde de birlikte olmuşuz. Çarlık Rusya sonrasında Bolşevik işgali nedeniyle sürgün olan Kırgızlar, Kazaklar, Özbekler, Türkmenler, Doğu Türkistan’a sığınmış, Doğu Türkistan halkı ise onları iade etmeyi bile düşünmemiştir. Aksine onları bağrına basmış her şeyini paylaşmıştır.

yucel tanay

  • Etiketler: Şanghay,Çin,Rus,Amerika,Avrasya,Doğu Türkistan,ABD,Afganistan,Pekin,El Kaide,Uygurlar,