• 26.08.2011
  • 2091 defa okundu
fatih türkyılmazDoğu Türkistan toprakları, tarihin ilk yıllarından bu yana Türklerin Ata yurdu olarak, yıllardır İslam toprağı sayılan Yaklaşık 45 milyon Türk’ün yaşadığı Türk Vatanıdır.

Doğu Türkistanlı Türklerimiz, Kur`an Kerim okuduklarında dayak yiyor, Kur`an Kerim-i öğrenmek istediklerinde hapse giriyorlar. Daha doğmadan yasaklarla karşılaşıyorlar. Daha Kötüsü Eğer devlet tarafından `fazlalık` olarak addedilirlerse annelerinin karınlarından zorla çıkartılıp öldürülüyorlar. Kendi öz dillerini,öz tarihlerini öğrenme hakları yok. İstedikleri üniversiteye gitmek, istedikleri işte çalışmak onlar için hayalden de imkansız. Üzerlerin de onlarca nükleer deneme yapılıyor. Deney olarak kullanılıyorlar. Ramazan ayındeyken de hatırlatalım Doğu Türkistan’da ‘Oruç tutmak da yasak’.

Ayrıca yapılan zulmün sonucunda yüz binlerce Türk insanımız açlıktan, susuzluktan ve toprağın verimsizliğinden kaynaklanan kuraklıktan ölmüş, bedenleri parçalanarak insanlık dışı işkenceye maruz kalmıştır, bilinenlere göre binlerce fakat bilgi dışında binden de fazla Türk’ün gömülmeye sırası gelmeden bedenlerinden ceset dağları oluşturulup, tarlalarda kargalara ve hayvanatlara yem olması için bırakılmıştır.

Bu insanlara insanlık dışı davranışlar uygulanırken dünya kamuoyunun da kabulünde olan ‘‘sözde’’ ‘ İnsan Haklarını’ yaşamaya hakları bile yok. Din, dil, kültür ve geleneklerini hatta hiçbir şeyi özgürce yaşama haklarına sahip olamıyorlar ve en önemlisi de kendi topraklarında ‘İşgalci!!’ sayılarak bizim de üyesi olduğumuz BM tarafından da bu durumun kabul görmesi!!.

Kendi atamızın torunlarının bu hale gelmesine ve her zaman savunduğumuz dinimiz İslamiyet’i yaşamalarının engellenmesine göz yummaktan başka ne yapıyoruz biz şuan’ Doğu Türkistan’da Türklerimizin, Müslüman olduğu için yardım gönderdiğimiz Filistinlilerle tek farkı bize karşı isyan etmemiş ve hala Türk olmaları değil miydi’!

Topraklarının Çin Seddi’nin dışında, ayrı bir ülke olmasına rağmen Doğu Türkistan’ın Çincede ‘Yeni Ülke’ anlamına gelen ‘Sincan’ diye adlandırılması bu bölgenin işgal edilmiş bir bölge olduğunun delilidir.

‘Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kurulduktan sonra, Cumhuriyetin Dışişleri Bakanı Kasım Hacı Beyefendi Dünyadaki birçok devletlere telgraf çekerek bu devletin tanınması için iltifatta bulunuyordu. Dışişleri Bakanı Kasım Hacı, Ulu Önder Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’ne çektiği telgrafta “Gök Bayraktan Al Bayrağa selam olsun.” vurgusunu yapmıştır. Atatürk bu telgrafı görünce çok memnun olmuştur.’ Doğu Türkistan, 1933 yılında bağımsızlığını ilan ettiğinde, Doğu Türkistan’ı ilk tanıyan ülke, Atatürk”ün başında bulunduğu Türkiye Cumhuriyeti olmuştu.’

Doğu Türkistan’da günümüz döneminde yapılan çağ ve insan dışı davranışlar,hareketler bütün hür dünyanın gözleri önünde yapılmaktadır.Sözde İnsan Haklarının Savuncusu ‘UNİCEF’ ve Dünya kamuoyunun sesinin çıkmaması ise ilginçtir ve komiktir

Çin son dönemde Doğu Türkistan’da yine ve yeni bir katliam provaları yapmakta ve biz ise tepkimizi ortaya koymak için katliamın gerçekleşmesini bekleyip yine her zaman ve sadece yapabildiğimiz gibi kınamakla yetineceğiz maalesef’

Fatih TÜRKYILMAZ

http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=101965

  • Kaynak:
  • Etiketler: Doğu Türkistan, Kuran-ı Kerim, Türklerin, Türk, Anavatan, Deney, Oruç, Yasak, Filistin, İslamiyet, Çince, Çin Seddi, Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti, Gökbayraktan Al bayrağa selam, Türkiye Cumhuriyeti, İz Edebiyat, UNICEF, Fatih Türkyılmaz