AKLIN YOLU
Halil Çınar

Bir söz yardır "İnsanlar en çok söyleyemedikleri sözlerden dolayı pişman olurlar"
Pişman olmamak için yapılacak olan ise söylemektir. Kabul buyurursanız onun için huzurunuzda bulunuyoruz. Gerçekten değerli okurlar, söylenecek o kadar çok söz vardır amma velâkin, deryalar mürekkep ağaçlar kalem olsa bu sözler zannımca nihayete varmaz. Fakat "her şeyin ilki güzeldir" tabirine binaen şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki, ne söylersek, ne yazarsak ve hatta düşünürsek hep ama hep onu...

Cenab-ı Allah'ı düşünerek ve O'nu teşbih ederek amelde bulunalım. Paradigmalarımız İslami olduğu zaman meselelerimize daha bir net yaklaşır ve çözümünü kolaylıkla buluruz. Böylelikle bazı dogmalardan bilim yardımı ile kurtulmuş oluruz. Bilim diyoruz zira İslam bilim demektir.
Esasen Müslüman Tük insanı nereden gelip nereye gittiğini şuurlu olarak idrak ettiği vakit mes'ele nihayete varmış demektir. Sonraki hadise bu rotaya göre harekettir...

Milli eğitim müfredatlarında Descartes, Platon, Aristotales... Gibi antika düşüncelerden misallerle dolu olan sayfalar dolup taşmış vaziyettedir. Bunların devrinin hiç bir Müslüman tarafından bilinmesi veya bilinmemesi bir fayda sağlamaz, Hatta düşünceleri de öyle...

Niçin? Diyecek olursak bunların rotası belli değildir. Bu günkü düşünceleri zamanında yarınkini tutmamıştır. Günümüzde ise bazı Ateist kesimlerce bunlar ilahlaştırılıyor hâşâ...

Oysaki Kur'an-ı Kerim Müslümanların rotası olduğu halde, Kur'an'a uyan Allah dostlarının hayatları da hakikaten doğruluk ve ahlaki boyutta birer misaldir ve böyle olduğu halde onların hayatları eserleri milli eğitim müfredatında yoktur. Bütün derslerde Kur'an-ı Kerim'in ilminden peygamber efendimiz (S.A.V) in sözlerinden ve fiiliyatından örneklerle dolu olduğu vakit kendimizi topyekün aklın yolunda buluruz. Dikkat buyurun hedefe ulaşırız demiyorum. Henüz o yola ulaşırız. Köy yolundan asfalta çıkar gibi... Böyle olduğu halde henüz aklın yoluna ulaşmış bile değiliz. Antika düşünürlerin adını söylersek aydın hakikat güneşi ve onun sahabelerinin ismini söylersek gerici oluyoruz.

Her şeyin kaynağını akıl olarak kabul eden zat-ı muhteremler o aklın kim tarafından verildiğini hiç mi akıl etmezler?

Açık saçık gezen bayanların ne kadar zarif ve kültürlü olduğunu, içki içmelerinin ve günlük popülarizmin etkisinde (ki bize göre gıybet) sohbet etmelerinin bu kültüre daha da bir şuur kattığını savunan kadın hakları feministlerine de bir iki sözümüz olacak.

1- Açık saçıklık kültür ise bugün dünyanın en kültürlü toplumu afrikadır.
2- Kadın haklarının, esir haklarının her türlü hakkın kaynağı on yirmi yıl önce değil ta peygamber efendimiz zamanında bizzat kendisinin söylediği veda hutbesidir. Gerçek insan hakları ve evrensel beyannamesi odur,

Yazar olmak, profesör olmak insan olmak anlamına gelmez. Buna göre okumamış bir insanın da insanlıktan nasibini alamadığı söylenemez, işin aslı;

“İlim, ilim bilmektir.
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsen,
Bu nice okumaktır.”

  • 1364 defa okundu.