• 29.08.2019
  • 979 defa okundu

Kahramanmaraş’ta yaşayan Doğu Türkistanlı İparhan Uygur, ”Çin zulmü 70 yıldır sürüyor. 2016 yılından itibaren bizleri ne dinen, ne de milli kimliğimizi yok edemeyeceğini anlayan Çinliler, artık sadece soykırım yaparak sadece işkencelerle öldürerek yok etmeye teşebbüs ediyor” dedi.

Doğu Türkistanlı öğrenciler Kahramanmaraş İYİ Parti İl Başkanlığı binasında partililer ile bir araya gelirken, Çin’in Yiwu şehriyle Kahramanmaraş’ın kardeş şehir ilişkisini onaylamadıklarına dair basın açıklamasında bulundu. İlk olarak basın açıklamasını, İYİ Parti Kahramanmaraş İl Genel Sekteri ve Parti Sözcüsü Şeyma Aytemiz Arslantürk  yaptı. Basın açıklamasına Doğu Türkistanlı öğrenciler ve partililer katıldı. Uygur Türkü olan ve Kahramanmaraş’ta yaşayan İparhan Uygur, Biz burada Doğu Türkistan’da yaşamakta olan 25 milyon Uygur Türklerini sessiz çığlığını duyurmak için bulunmaktayız diyen İparhan Uygur, ”Bildiğiniz üzere şu anda çok acı bir vaziyetteler. Bu acı vaziyet dediğim şey, Kahramanmaraş halkının, Sütçü İmam torunlarının Çin’le “ Kardeşlik Antlaşması “ na imza atmış olması oldu. Biz bunu ilk duyduğumuzda başta Kahramanmaraş’ta yaşayan Uygur Türk’ü kardeşlerimiz olmak üzere, bütün Türkiye’de ve tüm dünya’da yaşayan Uygur Türkleri derinden sarsıldı. Neden?” dedi. Yıllar önce, hatta asırlar öncesinden beri Doğu Türkistan bütün Türklerin yurduydu ve Uygur Türkler de bütün Türklerin kardeşiydi diyen İparhan Uygur şunları kaydetti;

”Yani biz kan olarakta, dinimiz olarakta her bakımdan kardeştik. Ve günümüzde 70 yıldır süren 1949’tan itibaren süren bir Çin zulmü söz konusu. Ve 2016 yılından itibaren bizleri ne dinen, ne de milli kimliğimizi yok edemeyeceğini anlayan Çinliler, artık sadece soykırım yaparak sadece işkencelerle öldürerek yok etmeye teşebbüs etmiş iken, ve bu durumda biz yurt dışında yaşayan Uygur Türkleri hiçbir şekilde ailelerimizle 21.yy’da yaşamamıza rağmen bunca sosyal ağ imkanı olmasına rağmen hiçbir irtibat kuramıyoruz. Ve en acısı, bu Doğu Türkistan davası hiç kimseyi ilgilendirmeyip sadece insanlık davası olmasına rağmen biz ne yazık ki insanlardan hiçbir ilgi, hiçbir ses, duyamadığımız gibi, üstüne üstlük kardeşlerimizin, can kardeşlerimizin ve üstelik Sütçü İmam torunlarının bizim düşmanımızla bizi ezen, yok eden ve öldürüp katletmekte olan o yamyam Çin Halk Cumhuriyeti ile, kardeşlik sahnelerine şahit olmaktayız.” Bu hakikaten bizim için son noktadır diyen İparhan Uygur, ”Çin zulmü canımızı bir kat acıtıyorsa, bu bizim için kat be kat acı verici bir durum. Dolayısıyla biz burada inanıyoruz ki Kahramanmaraş halkı, Sütçü İmam’ın torunları ve o tarihte Fransızlara nasıl “ dur “ deyip meydan okuduysa yine Çinlilere de aynı şekilde meydan okuyacağına inanıyoruz. Bu kardeşlik antlaşmasının da yakın tarihte bozulacağını ümit etmekle beraber Rica ediyoruz. Bunu burada açıkça belirtelim. Bu bize hakikaten çok ağır geldi. Çin Halk Cumhuriyeti bütün dünyaya hakim olmak istiyorlar. Şu anda Malezya,  Endonezya, Türkistan, Kazakistan ve Kırgızistan başta olmak üzere, bir çok Asya Ülkeleri Çin Halk Cumhuriyeti’ne borçlarından dolayı topraklarını vermek zorunda kaldılar. Ve orada, yerleşip oranın insanlarını asimile etmek için Çin çoktan harekete geçti. Yine tarihe bakacak olursak, bizim atalarımız tablet taşlara da yazdıkları üzere, Çin’in ipeğine, kumaşına, yalan sözüne, kızlarına kanmayın diye taşlara bile kazı yapmışlar. Ve şu an gördüğümüz üzere ne yazık ki Çinlilerin bin bir türlü oyununa, bize yaptıkları bu işkencelerin üstüne yaptıkları çeşit çeşit göz boyamalara maalesef ki bizim kardeşlerimiz inanmakta… Ve biz sesimizi duyurmaya çalışırken o 25 milyon Uygur Türklerinin sessiz çığlıklarını duyuralım isterken yurt dışında başta Türkiye olmak üzere, sesimizi duymamak konusunda ısrarcılar. Fakat Çin, menfaat uğruna, vaat ettikleri ve bir kısmını gerçekleştirdikleri şeylerle, bu yaklaşımlarıyla, camiler yıktıklarını yalanlayıp, dünyanın her tarafında hiç utanmadan Arabistan’da, Ortadoğu’da ve Afrika’da, camiler yaparak dünyanın gözünü boyamaya devam ediyor. Aşırı çaresiz kaldık” dedi. Kendilerini inandıramadıklarını belirten İparhan Uygur, ”Biz bu kadar çırpınırken bizi görmezden gelip, onlara inananların sayısı gün be gün artıyor. Bu durum bizi oldukça derinden etkiliyor. Sizlerin artık bu zülme inanması, göklerde yerlerde bütün kainatta şahit, zaten elhamdülillah Müslümanız, ahirette de bunun hesabının sorulacağını biliyoruz. Fakat bu zor durumda kalmış kardeşlerinizi en azından dinleyin. En azından inanın. Duyurmaya çalışın. Türkiye’de ki Uygur Türklerinin gözüne sokmaya çalışırmışçasına yapılan gelip gezilen bu topraklarda onların işi yok. Tepkinizi veriniz. Sizlerden sadece bunu bekliyoruz. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim” diye konuştu. Bugün hepimizi derinden etkileyen kadın cinayetleri , Orman yangınları ve kahraman şehrimize, şehrimizin tarihine yakışmayan ve asla kabul etmeyeceğimiz bir karara itirazlarımızı ifade etmek üzere bir aradayız diyerek sözlerine başlayan Şeyma Aytemiz Arslantürk şunları kaydetti;
”ASİMİLE POLİTİKASI UYGULANIYOR”
”Çin Halk Cumhuriyeti Doğu Türkistan’ı işgal etmiş ve devlet varlığını yok saymaktadır. Bu sebeple Doğu Türkistan’ı baskı altında tutabilmek için uzun yıllardır sistematik bir şekilde Uygur Türkleri üzerinde dünyanın en şedit, en alçak metodları ile bir asimile politikası uygulamaktadır. Bugün, Doğu Türkistan’nın, Çin’deki konumu sadece coğrafi bakımdan önemli bir tampon bölge olmaktan ziyade, onun eşsiz enerji statüsü Çin’in enerji güvenliği açısından vazgeçilemez stratejik önem taşımaktadır. Özellikle, Doğu Türkistan çok önemli bir stratejik sıçrama tahtası olup batı bölgesi Orta Asya ile sınırları vardır, güneyde komşu olan Pakistan üzerinden deniz yolu ile doğrudan Hint Okyanusu ve Hürmüz Boğazı’na ulaşabilir.”

”TÜRKİSYAN, AVRASYANIN MERKEZİ”
”Türk düşmanı katil Çin, Doğu Türkistan’ın coğrafi avantajlarından yararlanarak, Ortadoğu ve Orta Asya-Hazar bölgesindeki petrol ve doğal gazı Doğu Türkistan üzerinden Çin’in iç bölgelerine taşıyabilmeyi planlamaktadır, geleneksel deniz nakliye rotasında mecburi geçiş noktası olan ve başkalarının kontrolü altındaki Malacca Boğazı’na muhtaç kalmak istememektedir. Avrasya kıtasının merkezi konumunda yer alan Doğu Türkistan yeni “Avrasya Kıtasal Köprüsü”nün boğaz rolünü oynamaktadır. Orta Asya ve Ortadoğu ile Çin’i bağlayan en elverişli karayollarından biridir ve aynı zamanda komşu ülkelerin kaynaklarını ve pazarlarını kullanmak için en uygun bölgedir. Doğu Türkistan Jeopolitik önemi dışında, ayrıca Çin’in 21. yüzyıl sürdürebilir kalkınması için doğal kaynaklar tedarik merkezidir.”
”EMELLERİNE ULAŞMAK İÇİN YAPIYORLAR”
”Bu sebeple Katil Çin devleti emellerine ulaşabilmek için hiç bir aklın, insafın ve asgari bir insanlığın kabul etmeyeceği maddi ve manevi işkenceyle devlet politikası olarak sistematik hale getirdiği asimile politikasını Uygur Türklerine karşı acımasızca uygulamaktadır. Türk düşmanı Katil Çin, Uygurca eğitim veren okulları kapatarak bunun yerine ana sınıfından başlayarak üniversiteye kadar çince eğitimi mecburi hale getirmektedir.”

HABER-FOTO: ÖMER FARUK SALMAN/YAŞAR ERİKLİ

 

  • Kaynak: https://www.marasbugun.com/genel/cin-zulmu-70-yildir-suruyor-h141158.html
  • Etiketler: Doğu Türkistan’Çin,Uygur,Kahramanmaraş,İYİ Parti,Malezya, Endonezya, Türkistan, Kazakistan ve Kırgızistan