• 18.02.2019
  • 1328 defa okundu

Yazılı basında ve televizyonlarda hemen hemen hiç dile getirilmeyen iki konuyu teğet dahi olsa değinmeyen medya neden suskun?

Türkiye’nin yapay ve korku gündemi eleştirel konuların tartışılmasına zeval vermiyor. Tarağı ters tutmazsan ne ala, tutarsan yandı keten helvan. Toplumun büyük çoğunluğu seyretmeyi severken, gerçekleri okumayı ve araştırmayı pek sevmiyor. Var mı yok mu günün boş ve külhanbey vari söylemleri, lafları, yemek  ve evlendirme programları, hırsız polis oyunları. Tek düze yanlı haberler ile halkın beyni yıkanıyor. Yukardaki başlıktaki  Türk bölgelerini bilen tanıyan kaç kişi çıkar dersiniz? Fanatik söylemciler arasında bunları bilmeyenlerin dahi olduğunu söylemek fazla abartılı olmaz. Neden olmaz? Uygur Türkleri için bir protesto düzenleyelim dense, buna katılanların protestoyu kime, kimin için yapıldığını bilmeyen, akıntıya kürek çeken insanların var olduğunu düşüne biliyor musunuz? Demokrat Parti Döneminde, Atatürk’ün Selanik’teki evi yıkılmış gibi uydurma haberler sonucunda on binlerce güruh İstanbul’da Rum, Ermeni, Yahudi mallarına saldırmadı mı? Yakıp yıkmadı mı? Yağma etmedi mi? Basit bir ego uğruna Türkiye’nin Dünyada nefret kazanmasına neden olmadı mı? Türkiye bu talanın acısını yıllarca çekmedi mi?

Yunanistan Başbakanı Sayın Çipraş, Türkiye’ye çalışma ziyaretinde bulundu. Ziyaretle ilgili Türk Resmi makamlardan ‘’faydalı bir görüşme yaptık’’ dışında her hangi bir açıklama gelmedi. Çipras Türkiye’den ayrıldıktan sonra bir iki eleştirel cümle ile geçiştirilen  bir ziyaret oldu. Halbuki Çipras bir eylemde, iki söylemde bulundu. Nedir onlar? Birincisi Anıtkabir’e gitmeyi reddetti ve gitmedi. Neden? Çünkü hala gönüllerinde Büyük Yunanistan yatıyor. Yunanlıları İstiklal Harbinde denize döken kim? Atatürk. Anıtkabir’e gidilmemesinden çok mutlu olanlar vardı. Onlara göre Atatürk’e ne kadar saygı gösterilmez, adı anılmazsa o kadar iyidir. Ne demiştir Atatürk ‘’Yurtta barış, Dünyada barış’’ . Bu düstur Türkiye’nin dış politikasını yakın zamanlara kadar ayakta tuttu. Sonra ne oldu? Irak, Suriye, Rusya, Amerika, AB Devletleri, Mısır, Sudi Arabistan, Yunanistan İsrail  ile neler yaşadığımızı bir anımsayın? Hepsi ile yakın zamanlarda sorunlar yarattık, sorunlar içinde boğulduk, ötelendik ve ekonomik çöküntünün yanında terör belası ile baş başa kaldık.

Çipras , Patrikhaneyi ziyaret etti. Bu ne demektir? Ekumenikliği canlı tutmak ve taraftarlarına moral vermektir. Türkiye’nin hükümranlık haklarına saldırıdır, Türkiye’yi tanımamaktır. Bu konuda hiç yazan çizen oldu mu? Ve giderayak ‘’Bir daha ki gelişimde Heybeliada Ruhban okulunu açarız’’ dedi. Açabilirler. Türkiye’nin anlaşmalarında bu var. Ancak hiç kimse EyyyÇipras , Batı Trakya Türklerinin imam , öğretmen, kitap, okul ihtiyaçlarını siz karşılıyormusunuz, neden onlara hizmet götürmüyor, ayrımcılık yapıyorsunuzdiye sorulması gerekmez mi idi? Anlaşmalar size Ruhban okulunda eğitim hakkı verirken Türkiye’ye de Batı Trakya da aynı hakları ve ibadeti de beraberinde veriyor. Diyebildik mi? Şu işgal ettiğiniz on iki ada ve iki kayalığı bize terk edecekmisiniz, yoksa biz almasını biliriz diyebildik mi?Hayır…

Çipras’ı düşünürken Çin’de Uygurların toplama kamplarına gönderildikleri ve bu sayının bir milyon civarında olduğu Dünya basınında yer aldı, Hem de resim ve canlı yayınla. Türkiye ise alçak tonda bir tepki gösterdi. Daha fazlasını yapamazdı. Bunun birinci nedeni Uygurlar Müslüman amma,’’ ümmet’’ değildi, ‘’Türk’’ türler. Bu iş Gazze’de olsa yeşil bayrağı eline alan ‘’Müslümanlar katlediliyor’’ diye morarıncaya kadar bağırırlar hatta Gazze’ye gemi bile gönderirlerdi. Ya Türkçü geçinenler ne yaptı ki ‘’Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli’’ yalellisini söylemekten bile çekindiler. Başka bir konu da Çin, artık Dünyanın en büyük ekonomisi. Türkiye dış ticaret bakımından Çin’e bağımlı hale geldi. Uygurlar yüzünden bu ilişkiyi bozamaz.

Peki bu kadar sözden sonra Batı Trakya ve Uygur Türklerinin kimler olduğuna bakalım. Uygurlar, Türklerin Asya’da ki temsilcileridir. Kesin olmamakla birlikte 10 milyona yakın nüfus Sincan bölgesinde yaşamaktadır. Çin’in en geri kalmış ve sürekli asimile edilmeye çalışılan etnikbir  topluluktur. Asimilasyonu resmileştiren Çin, bunun adını rehabilitasyon diyerek bir milyon Uygur’u kamplarda tutmaktadır. Özetle bunları Çinlileştirecekler, kısırlaştıracaklar, Müslümanlık inancını terk ettirecekler. Geçmiş uygulamalara bakılırsa içlerinde idam edilecekler, yerlerinden olacaklar, parçalanan ailelerin olması mukadderdir. Özetle bunları Çinlileştirecekler, kısırlaştıracaklar, Müslümanlık inancını terk ettirecekler.

Batı Trakya Türkleri ise Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş yıllarından başlayarak günümüze kadar Batı Trakya’da yaşam mücadelesi vermiş evladı fatihandılar. Batı Trakya Türkleri ise Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş yıllarından başlayarak günümüze kadar Batı Trakya’da yaşama mücadelesi vermiş evladı fatihandırlar. Türk-Rus Savaşı, Yunan İsyanları, 1 ve 2. Yunan isyanları onları yerinden edemedi. Hatta bir ara Batı Trakya Türk Cumhuriyetini bile kurdularsa da emperyalist güçler cumhuriyetin yaşamasına izin vermedi. Şimdi ise Yunanistan; onların Yunan milletine entegrasyonu için elinden geleni yapıyor.

Lütfedip okuyanlar için sanırım bu kadarcık ön bilgi pısırıklığın, başarısızlığında ip uçlarını vermektedir. Savaş yapılsın demiyoruz. Sadece elimizdekilere sahip olalım, azınlık Türklerin arkasında kale gibi duralım. Bu bile büyük başarıdır. Irak, Suriye, Rusya ve İran’da ki Türklerin durumunu da gelecek yazılarda gündeme getirmek dileğiyle.
Bahattin Ayhan

  • Kaynak: https://www.medyasiyaset.com/bati-trakya-ve-uygur-turkleri/
  • Etiketler: Doğu Türkistan’Çin,Uygur,Yunanistan,Çipras,Anıtkabir,Irak, Suriye, Rusya, Amerika, AB Devletleri, Mısır, Sudi Arabistan, Yunanistan İsrail