• 4.08.2016
  • 2594 defa okundu

15 Temmuz başarısız FETÖ darbesinden sonra Türkiye’ye ilk destek mesajı Çin devletinden gelmiştir bu, biz Doğu Türkistan lıları biraz düşündürmüştür acaba neden?Yıllar önce FETÖ liderinin ve Doğu Türkistan konusunda verdiği mülakat songokbayrak adlı kişisel bloğumda buldum siz değerli Doğu Türkistan dostlarımla paylaşmayı borç bildim çünkü makalenin aldığımız kaynak kapatılmış ama aslı bende kalmış Çin neden ağız değiştiriyor…

FETULLAH GÜLEN'İN ÇİN VE UYGUR TÜRKLERİNE BAKIŞI

Dünyanın işgali ile alakalı endişeler olabilir. Karl Marks'ın tüm toplumlar arasında gördüğü cebri determinizm burada da eğer söz konusu olacaksa, bu kaçınılmazdır. Bir hadis-i şerifte de buna benzer bir ifade var. İşte, acaba değişik eyaletlerde ayrı düşünce akımları meydana getirerek burada da bu anlayışı delebilir miyiz, dalgakıran olabilir miyiz, dünyayı saracak böyle büyük bir tehlike karşısında şimdi toprağa atılan çekirdekler, gelecekte –eskilerin ifadesiyle– neşv-ü nema bulabilir mi düşüncesi içindeyiz? Çin'den şimdilik endişemiz yok. Çünkü, ancak Çin halkının bize karşı duyduğu endişe ile bize farklı davranmaları söz konusu olabilir. İkinci olarak, Amerikalılar çok iyi girmişler Çin'e. Amerikalılar Çin'de Türkler'e karşı bir endişe uyarırlarsa, o zaman Çinliler bize karşı bir endişe duyabilirler. Biz, her iki cepheye de endişe vermemeye çalışıyoruz, çünkü Mesihî bir ruh, diyalog, hoşgörü ruhuyla dünyada huzur ve sükûn adına hareket ediyoruz. Bir katalizör olabilir miyiz diyoruz. Meselenin bir yanı bu. Buralara kadar dünyaya açılmaya çalışmamız tamamen insanlık adına bir açılmadır. Küreselleşen bir dünyada, gelecekte komşu olacağımız insanlarla daha erken bir dönemde tanışmayı düşünüyoruz. Telekomünikasyon ve ulaşım sistemleri bizi aynı odanın içindeki insanlar haline getirecek. Birbirimizin yüzüne baktığımız zaman da daha erken tanıyalım diyoruz, sesimizi soluğumuzu duyuruyoruz.

Batı Trakya'ya Sahip Çıkmak

Bir diğer taraftan, kendimize Yunanistan'da bir yer ararken Batı Trakya'ya sahip çıkılmamalı. Çünkü orayı onlar kanayan bir yara olarak görüyor. Bu yarayı kaşımak, Yunanistan'ın hiçbir yerinde hiçbir şey yapamamaya baştan mahkûm olma demektir. Fakat Selanik veya Atina dediğimiz zaman, Yunanlılar bunu çok soğuk karşılamadılar. "Korkmayın bizden, siz gelin bizde okul açın, çocuklarınızı buraya gönderin, biz bakalım, burs verelim" dedim. Biz de size gönderelim. Korkmayın, bir şey bulaştırmayız size dedik. Buna sıcak baktılar. Bunun yerine Gümülcine, İskeçe deseydik, bizde başka niyet arar ve değişik kuşkularla bakarlardı.Tıpkı bir yabancının G.Doğu'da Kürtleri hareketlendirmesi gibi bir problem olurdu. Onun için Çin'de Doğu Türkistan'la, Sincan'la meşgul olamayız. Hiçbir ülkenin yara gördüğü noktayı kaşıyamayız. Bu takdirde, daha başta problem haline gelir ve müspet hiçbir şey yapamayız. Fakat toplumlar arasında bir katalizör, güvenilir bir denge unsuru haline gelindiği zaman, mağdurların mağduriyetini gidermede daha etkili olunabilir."Çin, Sincan'da, Doğu Türkistan'da Türk diye bir şey yok. Belli bir dönemde Müslümanlaştırılmış Çinliler var"diyor. Ama, toplumların huzuru ve genel denge adına herkese eşit muamele yapılması gerektiğine, herkesin hür insanlar olarak yaşama hakkına sahip bulunduğuna insanlar inandırıldığı zaman, hadiseler bunu ispat ettiği zaman, mağduriyetler giderilmiş olacaktır.

Bazı arkadaşlar Çin'e gidip geliyor, okul açmak için, ticari münasebet kurmak için gidip geliyor. Şu ana kadar bir problem olmadı. Ortak okul açma projeleri var. Çince'yi, İngilizce'yi, Türkçe'yi öğrenme ve öğretme projeleri var. Dünyanın bu iki eski milletinin, Yunus felsefesiyle, tanış olmalarını arzu ediyoruz.

Bir Çin delegesiyle ilgili anınızdan bahsetmiştiniz?

Onu, Turgut Özal merhumdan dinlemiştim. Müsteşarken anlatmıştı. Neden anlatmıştı tam bilemeyeceğim. Demişti ki, "Ben müsteşardım. Rus murahhası, Çin murahhası ve ben bir yerde konuşuyoruz. Hatta Özbekistan'da malum pamuk var, pamuk ticaretinden bahsediyoruz. Paranın gerçek değerinin, piyasa değerinin ne olduğunun adeta bilinmediği komünizm döneminde, Rusya şimdiki Türk Cumhuriyetleri'ne karşı mal değişimi politikası uyguluyor. Rus delegesine, "Onları aldatmadığınız ne malum?" dedim. Delege, "Komünist aldatmaz" cevabını vermişti. Bu arada Ruslar Çinliler'e karşı az endişe izhar ettiler. "Başımızın derdisiniz, bu sınır meseleleri nedir?" gibi… Çinli delege elini Türkistan'a doğru uzattı, aynen şöyle dedi: "Yahu bizden ne diye endişe ediyorsunuz? Esas şunlardan endişe edin. Tarih boyu bilmem kaç defa kama gibi insanlığın kaderinin içine girmişlerdir." Şimdi eğer Doğu Türkistan halkına öyle bakıyorlarsa, bir kamanın kınından çıkmasını istemezler.

KAYNAK : http://tr.fgulen.com/content/view/7877/15/ (23.07.1997)

  • Kaynak:
  • Etiketler:

Son Eklenen Haberler

Yorumlar

Yorum Ekleyin

Yorum eklemek için lütfen üye girişi yapınız. Giriş yapmak için